Dikkat ÇekenlerHaberler

4Matic efsanesi!




Günümüzde dört çeker sistemler arazi araçlarına özgü bir özellik olmaktan çıktı. Bugün birçok binek otomobilde de karşılaştığımız bu sistemler, arazi yeteneğine katkı sağlamakla birlikte, otomobillerin yol tutuş dinamiklerine de fayda sağlamaktadır. Böyle bir teknolojinin başlangıcı ve uygulanması sektörün öncü firmaları tarafından günümüze kadar geliştirilerek aktarılmıştır.

Günümüzdeki en başarılı dört çeker sistemlerinden birine sahip olan Mercedes-Benz, bu otomobillerini 4Matic olarak adlandırmaktadır. Ancak alınan son bilgilere ve raporlara göre Mercedes-Benz’in bu ismi değiştireceği konuşulmakta. Söylentilerin arttığı bu günlerde, efsaneleşmiş sistemin çalışma prensibi ve tarihi nereye dayanıyor gelin hep beraber bakalım.

İlk dört çeker otomobil Paul Daimler tarafından 1903 yılında dizayn edildi ve bundan 4 yıl sonra dört tekere gücü ileten, günlük kullanıma uygun Dernberg-Wagen modeli üretildi. Bu yeni model, kullandığı tahrik sistemi sayesinde otomobil dünyasında büyük yankı uyandırdı. Gelecek 10 yıl için önemli bir başlangıç olan bu otomobil, Mercedes-Benz’in ürettiği efsanevi kamyon modeli Unimog ile daha ileri taşındı. Bu modeller geleceğin temeli niteliğindeydi.

1970’de üretilen Gelandewagen modeli Mercedes’in meşhur G serisinin temellerini attı. Yaklaşık 7 yıl sonra Mercedes, Gelandewagen, yani G serisini Avusturya Graz’da üretmeye başladı ve halen aynı fabrikada üretilmeye devam edilmekte.

İlk 4Matic

Buraya kadar limitli şekilde kullanılan ve özel modellerde uygulanan dört çeker sistemi, 1985’de Frankfurt Motor Show’da 4Matic isminin resmi olarak duyurulmasıyla, sistem günlük kullanım için binek araçlarda kullanılmaya başlandı. İki yıl sonra, Mercedes’in W124 kodlu ilk E serisinde bu teknolojiyi kullanması ve buna elektronik olarak diferansiyel kilidinin ayarlanması o zamanlar için büyük yenilik konumundaydı. Günümüzde halen bir çok üst segment otomobilin dört çeker adaptasyonu yapılmaya çalışıldığını varsayarak, ortaya konulan bu ürün büyük bir başarı.

1995 yılında, Mercedes ilk SUV modelini tanıttı. M serisi olarak tanıtılan bu model çok geçmeden ML serisi olarak yeniden adlandırıldı. Premium sınıftaki ilk SUV olma özelliğini taşıyan model dört çeker ve elektronik çekiş kontrol sistemiyle birlikte piyasaya sunuldu. Günümüzde ML serisi yerini GLE modeline bıraktı.

Mercedes otomobil teknolojisinde hız kesmeden yeniliklere devam ederken model isimlerini de bir o kadar hızlı tüketmekte. Ancak baktığımız zaman yarattıkları pozitif marka algısı, sürekli değişen model isimlerine rağmen başarı hız kesmeden devam etmekte.

Mercedes her teknolojide olduğu gibi 4Matic sistemini de sürekli geliştirmeye devam etti. 2008 yılında tanıttığı yeni nesil 4Matic teknolojisi eskisine göre 90 kilogram daha hafifletildi. Hafifliğin en önemli etkisi performansa yansıdı. Mercedes bu geliştirilmiş yeni çekiş sistemini CL 500 Coupe modeline adapte etti. CL 500, 2008 yılında S sersinin tek kapılı versiyonu olarak piyasaya sürülmüştü. Otomobilin gövde ağırlığını düşünürsek, bu yeni sistemle elde edilen 90 kg hafiflemenin performansa etkisi önemli. Örnek vermek gerekirse, son zamanlarda otomobil üreticileri çıkardıkları son model araçlarda kullandıkları karbon fiber gövde parçaları sayesinde ancak bu kadar ağırlıktan kurtulmaktadırlar.

Son yıllarda 4Matic çekiş sistemini 50 modeline adapte eden Alman firma, geniş bir ürün yelpazesine sahip, SUV, binek araç ve süper spor modellerinde bu sistemin kullanıldığını görmek mümkün. Dizel, benzinli ve hatta hibrit modellerinde kullanılması bu sistemin gelişmişlik seviyesini göstermekte.

Modele özel 4Matic Sistemi

Mercedes her geçen yıl arttırdığı ürün yelpazesiyle daha geniş kitleleri hedeflemekte. Her model farklı motor hacmi ve performansıyla, kullanıcılara ihtiyaçları olan kombinasyonları sunmakta. Daimler’in Premium markası olan Mercedes ürettiği modellerin amacına göre kişiselleştirdiği 4Matic sistemi, kullanıcılara en iyi sürüş deneyimini sunuyor. C, E, S, CL ve CLS modellerinde kullanılan çekiş sistemi daha çok performans odaklı geliştirilmekte.

Alman otomobil üreticisi, AMG gibi 4Matic için de özel bir bölüm kurmuş. Bu bölüm yüksek performans için üretilmiş arkadan itişli modellerde güç kaybını en aza indirmeyi ve sürüş dinamiklerini en üst seviyeye taşımayı hedefliyor. Bu amaç için torku ön aksa dağıtarak performans kayıplarını en düşük seviyede tutulması için 4Matic sistemini adapte ediyorlar.

Aynı zamanda yıllarca yapılan araştırmalar ve geliştirmeler sonucunda bugün karşımıza en hafif ve kompak halini alan sistem, eskiden dört çeker dendiğinde, “çok yakar” algısını da ortadan kaldırmakta. Yakıt ve performans konusunda başarılı sonuçlar elde edilmesini sağlayan bu sistem, otomobilin arka aks bölümünde kapladığı alan düşünülünce, iç mekan hacminde hiçbir negatif etkisinin bulunmadığı göze çarpmakta.

C, E, S, CL, CLS ve GLK modellerinde kullanılan 4Matic sistemi gücü 45% ön akslara 55% arka akslarda kullanmakta. Ortada konumlandırılmış diferansiyel sistemi sayesinde gerektiği zamanlarda bu oranları zemin ihtiyaçlarına göre düzenlemekte.

Mercedes’in açıklamaları ışığında 4Matic sistemi ESP, 4ETS ve ASR sistemleriyle koordineli olarak çalışmakta. Sistemler öncelikle gücün yere maksimum düzeyde aktarılmasını sağlamakla birlikte, gerektiği zamanlarda tek bir lastiğe maksimum gücü aktarma maharetiyle zorlu off road koşullarında, aracın asfalt ve toprak yollarda yeteneklerini arttırmakta.

Güncel A ve CLA seviyesinde bile 4Matic opsiyonu sunan Alman otomobil üreticisi, önden çekişli bu modellerde, gerektiği durumlarda gücün arka aksa aktarılmasının performanslı kullanımlarda önemini vurgulamakta. Bu modellerde sistemin çalışması daha çok ESP’ye bağımlı durumda. Şanzıman ve otomobilin aktarma organlarındaki sensörlerle çalışan sistem, otomobilin önden çekiş kaybı yaşadığı durumlar, buz, ıslak, yağmur gibi yol durumlarında, ESP ile düzeltilen araç dengesi, arka aksları itiş gücüyle besleyerek çizgisini bozmadan ilerlemesine yardımcı olmakta.

SUV için 4Matic

Binek araçlarda kullanılan sistemle SUV üzerinde var olan 4Matic sistemi tamamen farklılık göstermekte. Aslına bakarsak iki sistemde kullanıcının işini kolaylaştırmak için tasarlanmış. Ancak SUV modellerin de kullanım amacının farklılaşması nedeniyle sıradan bir dört çeker sistem yerine daha profesyonel ve arazi şartlarına uygun bir sistem devreye giriyor.

M serisi ve GL serileri binek otomobillere göre tamamen farklı bir sisteme sahip. Bu modellerde güç 50%-50% olarak arka ve ön akslara sürekli olarak aktarılmakta. Bu iki modelde, kullanılan ABS sistemi, lastiklerdeki bağımsız sensörler sayesinde, her bir lastiğin hızını ayrı ayrı hesaplayıp, ESP ve 4ETS sistemlerine veri transferi sağladıktan sonra doğru lastiğe, doğru zamanda gerekli olan tahrik seviyesini ayarlamakta. Boşa çıkan lastikten gücü kesip yere basan lastiğe gücü dağıtmakta. Şubat 2012 verilerine göre Dünya’da 4Matic sistemine sahip toplam 2 milyon otomobil bulunmakta.

Ve G Serisi ve 4Matic

Son olarak geldik efsaneye. Evet, o tam bir efsane. Yollarda gördüğümüz zaman otomobilden anlasın ya da anlamasın herkesin dikkatini çeken “Aaa bu araba çok güzel” dedirten otomobil. Sağlamlığı, kullandığı teknoloji ve tasarımla herkesin üzerine anlatacak bir hikayesi olan otomobil. Üzerinden yaklaşık 40 yıl geçmesine rağmen çekici ve bilinmez hissettiren otomobil.

Dışarıdan bakıldığında akla ilk gelen şey onun arazi için yaratıldığı fikri. Bu efsane 1979 yılında başladı ve günümüze kadar, ana tema hep aynı şekilde kalarak, mirasına sadık duruşuyla devam etti. Kapılar, tamponlar, farlar sadece ufak yeniliklerle çağın teknolojik gelişimine ustaca adapte edildi.

mercedes-benz-g-class_w463_wallpaper_02_1920x1200_06-2015

İlk başta tamamen mekanik dört çeker sistemi kullanılan otomobil, hiçbir elektronik sistemle desteklenmeden, işi tamamen sürücüye bırakıyordu. İlk model Mercedes tarafından “Seri 461” olarak adlandırılmıştı.

1990 yılında, ilk modelden yaklaşık 11 yıl sonra Alman üretici, G serisinin 463 kasa kodlu yeni neslini tanıttı. Gerekli güvenlik standartları çerçevesinde, ABS’nin standart olarak sunulmasına başlanan bu model, 100% kilitlenebilen merkez diferansiyel ile birlikte daha gelişmiş sürüş yeteneğine kavuştu.

Aradan geçen bir 11 yılın daha ardından, 2001 yılında, yeni nesille birlikte tamamen gelişen teknolojinin ışığında ESP, 4ETS, fren asistanı, 3 kademeli kilitlenebilir diferansiyel ve elektrikli arazi vites özellikleri eklendi. Modern otomobillerin seviyesine ulaşılan bu güncellemeyle, otomobil artık sadece arazi için değil, aynı zamanda günlük yaşantının da bir parçası haline getirildi. Ancak bu yenilikler otomobilin efsaneleşmiş yeteneklerini asla baltalamadı. Mercedes mühendisleri bu otomobili o kadar başarılı şekilde revize ettiler ki, halen o ilk günkü mekanik sürüş zevkini kullanıcılara yaşatmakta.

109 yıllık Mercedes-Benz 4Matic teknolojisinin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Bakalım Mercedes kökleri 100 yılı aşmış bu teknolojiyi önümüzdeki günlerde hangi isimle adlandıracak.

 

Salih Erdoğan Çağlayan

Bilkent İşletme mezunu. Yaş 25, meslek dış ticaret. Memleket Ankara.

İlgili Makaleler

Bir Yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu