Renault 9 Spring

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford
Otopark.com ailesine merhabalar bugün yaklaşık bir hafta önce sattığım bir aracımın tanıtımını yapmak amacıyla konu açmış bulunuyorum.Yazım oldukça uzun gelebilir üşengeçleri aşağıda vereceğim faydalı bilgilerden(ya da faydasız) mahrum ettiğim için özür diliyorum:D.

İlk olarak araç 1992 model Renault 9 Spring.Piyasaca bilinen adıyla komple tüm Renault 9’lara Brodbey diyorlar:p.Bu aracın ünü Türkiye’nin 1990 başlarında doruğa ulaşmış yavaş yavaş her yıldızın söndüğü gibi 2000 lerin başına doğru çoğu kişinin gözünde sadece bu bir ulaşım aracıdır imajına dönüşmüştür.Ama şu an da dahi Türkiye’de yaşayan insanların çoğunun ya zamanında ilk araba deneyimi ya da ailesinin-kendisinin ilk arabası ya da ikinci arabası olması dolayısıyla vazgeçilmez bir konumdadır.Benim de ilk olarak ön yargılı yaklaştığım bu araç zamanla beni kendisine çekmeyi başarmıştır. o_O

İşin edebiyat kısmını bir kenara bırakıp resmi bir dille aracı anlatacağım aracı rakipleriyle karşılaştırırken 3 döneme göre karşılaştıracağım böylelikle günümüz koşullarının acımasız teknolojik oyuncakları altında ezilip eleştirilere maruz kalmayacak.İlk karşılaştırma (a) aracın Avrupa piyasasına ilk çıktığı yıl olan 1981-1986 yılllarını kapsamaktadır yani yapılan karşılaştırmalar bu yıl içerisindeki rakipleri olan C segmenti sedan araçlar olacak.(bkz. VW Jetta).İkinci karşılaştırma düzeyi (b) 1991-1996 yılları arasında artık eskiyen araç teknolojisini, ucuzluk ve bagajının olması yoluyla kapatmaya çalışan sanki günümüzün Fiat Linea veya Renault Symbol’ü gibi 3.dünya ülkelerinin sedan ihtiyacını kapatmaya çalışan bir konumda olarak değerlendirilecek.Rakipleri de bu yıl içerisinde az teknolojili ama ucuz B-C segmenti yerli sedan araçlar olacak.(bkz.Tofaş Şahin).Üçüncü karşılaştırma düzeyi (c) ise günümüzdeki modern araçlara göre karşılaştırılacak.

İlk olarak yanlış bir algı olan ‘’Brodbey’’ ve Renault 9 Spring modelini ayırmak istiyorum.Broadway modeli Spring’ten elektronik ateşleme,çelik jant, renkli cam, ön elektrikli camlar vb.. gibi özelliklere sahip olması ile ayrılır yani Broadway lüks olan modelidir tıpkı Tofaş’taki Şahin ve Doğan ayrımı gibidir.Bu ayrımı da yaptıktan sonra motor bölümüne geçiyorum.

Araç 1397 cc C1J kodlu motora sahiptir.Bu motor SAE verisine göre 69 ama asıl gerçekci olan DIN verisine göre 5250 rpm’de maksimum 60 PS güç üretmektedir.En yüksek tork değerinin 3000 rpm’de 100 nm olarak vermektedir.Bu kadar teknik veriden sonra motor (a-ayrıntılı bilgi için yukarıya bakın) seviyesindeki ve (b) seviyesindeki rakip karşılaştırmalarına göre dönemin en az yakan araçlarından olmayı başarabilmiştir.Ben 8000 km kullanımım boyunca LPG’de 7,3-9.6 litre değerleri arasında bir tüketim bandı yakaladım.Ortalama olarak ise yaklaşık 8-8.5 litre diyebilirim.Günümüzdeki(c) araçlara göre bu tüketim değeri belki normal bir değer gibi gözükse de (b) ve (a) seviyesindeki karşılaştırmalara göre araba sudan az yakıyor cinsinden yorumlara maruz kalmakta.Motor performansı olarak ise motor karakteristik olarak yüksek beygir değilde yüksek tork’a odaklanmış bir motor ayrıca maksimum torkunu 3000 d/dk bandında vermesi yönüyle de ayarlamasında ekonomiyi amaçladıkları da belli oluyor.2bin-3bin devirlerindeki hızlanma isteği çok fazla olsa da üst devirlerde(3500-5000) tıpkı bir dizel araç gibi boşa devir çevirdiğinizi hissediyorsunuz ve hemen tamam tamam bağırma bir üst vitese atacağım seni diyorsunuz.Yani araba performans olarak size ilk 3000-3500 deviri veriyor sonra hadi kardeşim sen çok bastın beni daha fazla yorma fazlasına gitmem diyor.(a)Seviyesine göre karşılaştırma da araç hem uzun yolda hem de kalkışta oldukça atik ve performanslı gözükse de (b) seviyesindeki yeni nesil enjeksiyonlu ve 16v araçları uzun yolda kovalayacak kadar güç üretemiyor ama yine de o yıllarda ışıklarda 0-60 km/s kalkışlarda bayrağı göğüslediği doğrudur.Günümüz(c) araçlarına göre kıyaslama yaptığımız da ise güç eksikliğini daima yüzünüze yüzünüze ya yokuşta ya da kamyonları sollarken vuruyor.Özellikle eğer doğru vitesi seçmezseniz araç yokuşta yığılıp kalıyor.Kamyon sollarken çok dikkatli olmalısınız zira birkaç kötü tecrübeden sonra eski araçların sahipleriyle empati kurup onlar için en büyük problem kamyonlarla birlikte paylaşmak zorunda oldukları 3. 4. şeritler olduğunu anlıyorsunuz.Yani motorcular için en büyük problem otomobillerse, eski ya da güçsüz araçlar için en büyük problem de kamyonlar oluyor.Uzun yolda bütün bu olumsuzluklara rağmen günümüz şartlarında şehir içinde 60 bg lik bir araca göre atik davranıyor bunu yapabilmesini ise kısa oranlı 5 vites düz şanzımana borçlu.

Kısa oranlı olması şehir içinde hem daha ekonomik olmasını hem de motorun karekteristiği ile birleşerek daha atik ve seri olamasını sağlıyor.Ama gelin görünki bu avantaj uzun süreli bir avantaj değil özellikle uzun yolda 5. vites 3000 devirde araç üst vitesi istemeye yakın sadece 88-90 km/s hız yapabiliyor ve bu hızda gitmeye kararlıysanız da uzun bir süre 1400 cc lik motorun katlanılmaz gürültüsünü müzikle bastırmanız gerekiyor.

Hazır müzikten bahsetmişken yalıtım ve ses siteminden bahsetmemek olmaz.Ses sistemi olarak orijinal Spring’lerde önde göğüsün iki tarafındaki iki hoparlörlerle yetinmek zorundasınız (a)ve (b) seviyesindeki kıyaslamalara göre kendinizi iyi hissetseniz de günümüzdeki(c) modern araçlarda bulunan asgari 4 hopörler sizi arka panelin orayı deldirip ek iki hoparlör daha koymaya itiyor ama tecrübeyle sabit olarak o da yine sizin beklentilerinizi karşılamıyor.İyi ki araba da müzik dinleme hastası olan birisi değilim genellikle motoru ve yolu dinlerim tabi varsa bir de evhamlı arkadaşların şurda araba var buradan kamyon çıkıyor önüne baksana uyarılarına ise bağımlılığım var.Ama tabii ki müzik sistemine hasta olan kişiler ek paralar harcayarak illaki modern araçlarınki gibi hatta belki onlardan çok daha iyi bir sistemi döşeyeceklerdir.Yalıtıma geçmeden evvel bu araçların orijinal teypleri çok zor bulunduğundan genellikle yerlerine USB’li AUX’lu CD’çalarlı, SD’li teypler takıyorlar aftermarket’de olsa bu araçların müzik sistemleri iyi bir seviyeye getirilebilinir.

Ayrıca getirilmesi gerekiliyor da çünkü ne yazık ki araç günümüz şartlarına(c) göre çok zayıf yalıtıma sahip.Yoldaki veya camdan gelen rüzgar sesi kulağınızı hemencecik doldurabilir arabanın içindeki diğer kişilere heh hoh anlamadım! Gibi böğürerek cevap verirsiniz.Eğer kibar olmanız gerekiyorsa da anlamış gibi yapıp hııı hıhı doğru diyorsun diye de geçiştirebilirsiniz.Rüzgar sesinden büyük bir düşmanınız varsa o da motor sesidir.Ben çok kere arkadaşımın sesini duymak için arabayı boşa attığımı bilirim.Kısa ayarlanmış şanzıman uzun yolda motoru yiyip bitiriyor.Günümüze göre yavaş sayılabilinecek bir hız olan 110 km/s ile seyahat etmek imkansız gibi bir şey ki şehir içinde dostunuz olan tüketim seviyeleri birden yükselip cebinizi delmesi muhtemel.Günümüzdeki bu pesimist tablo (a) seviyesinde ki rakiplerine göre çok da farklılaşmıyor o yıllarda ki çoğu araç 4 vites iken Renault 9’un 5 vites olması rakiplerine göre uzun yol konforuna katkı sağlıyor (b) seviyesindeki rakiplerine göre ise yalıtımı kabul edilebilir bir seviye de denilebilir.Hazır konfordan söz etmişken süspansiyonlardan bahsedeyim teknik olarak çok bilgim olmasa da arka da torsiyon var (a) yıllarındaki kıyaslamalara göre çok yenilikçi ve bağımsız gibi çalışan bu sistem yıllar geçtikçe eskimeye başladı.Yalnız günümüzde dahi hala torsiyon olarak üretilen baba araç marka ve modelleri bulunuyor.(Bkz. Golf).

Tecrübe olarak ise 20-30 km/s lere kadar yumuş yumuş sallanan süspansiyonlar 60-70-80km/s hızlara ulaşıldığında düşmanınız oluveriyor birden.Derin çukurlardan arabanın tekerleği kopmuş gibi hissederek geçmeniz muhtemel.Düşük hızlardaki bu güzel sönümlemenin sebebi büyük bir ihtimalle 1992 yılında çıktığında köy yollarında düşük hızlarda seyahati konforlu kılmak için olmuş olabilir.Ayrıca köy yolu demişken aracın Avrupa Renault 9 larına göre yükseltiğini söylemeden geçmek olmaz.Yükseltilmiş araç çoğu yerden millet trafikte beklerken sizin kaldırımdan atlamanızla rahatlamanıza sebep olabiliyor bu da iyi bir konfor özellliği sanırsam.Onun haricinde araçta klima vs vs gibi donanımlar olmadığından sıcakta pişmek zorunda kalıyorsunuz camı açarsanız da rüzgar sesi… Bu ikilemi genellikle camı açmakla çözenler olsa da benim gibi kafası kırık adamlar da içeriden soğuk havalandırmayı açıp ekonomi kasmaya çalışabilir.Tabii ki bütün bu kötümser durum günümüz şartları için geçerli zamanında (a) seviyesine göre kıyaslama yapıldığında o ek 5.vitesin uzun yoldaki konforunu bence sadece o yıllarda yaşayanlar anlayabilir belki de sırf o sebepten araçlarda gözümüze soka soka arkasına 5 vites yazdılar.Konfor bölümünü özetleyecek olursak şehir içinde düşük süratte çok yorulmasanız da uzun yolda canınızı sıkan çokça durum mevcut.

İç mekana gelecek olursak (a) seviyesine göre malzeme kalitesi gerçekten iyi durumda göğüsünde yumuşakça madde kullanılmış ayrıca o zamanın arabalarına göre kapıların gövdesi malzeme ile kaplanmış hatta çoğu yerde vinil derimsi bir madde kullanılmış.O zamanın golfüne oynayan kalitede ki iç mekan tabii ki günümüzün araçların yanına yaklaşamıyor.Özellikle yaşının verdiği trim sesleri göstergenin üstünde ki semsert plastik sanki eski tahta kapılara tıklatıyormuşcasına bir his uyandırıyor.İç mekan hacmi ise günümüzdeki çoğu A ve B segmenti araçlar kadar geniş ama ne yazıkki arka diz mesafesi bir sedan arabaya göre çok iç açıcı değil.Aynı şekilde LPG tanklı bir bagaj hacmi içinde aynı şeyleri söyleyebilirim.LPG tankını stepneye koyma gibi bir şansınız yok çünkü stepnesi kasanın dışında arabanın altında bulunuyor.

Çok uzun bir yazı olduğunun farkındayım hala benimle birlikte okumaya dalan arkadaşlarıma sürpriz olsun diye yol tutuşu sona bıraktım.Araçta çok fazla gövde salınımı var yani çoğu kez keskin hamleleri bir sandalda sallanıyormuşcasına yapıyorsunuz.Araçta LPG beyni hariç hiçbir elektronik sistem yok o sepebten dolayı araç uygulayacağınız her türlü ileri sürüş tekniğine cevap veriyor.Düşük hızlardaki keskin dönüşlerde gövde salınımının da etkisi ile araç kayık gibi yatmakta ve eğer zorlayıp gaza köklerseniz de kafadan kayma ihtimaliniz çok yüksek.Ayrıca düşük hızlı virajlara girerken de kesinlikle limitlerinin üstünde girmemelisiniz şansen önden kaymalarını çok ölümcül bir seviye de yaşatıyor.Yalnız bütün bu olumsuzluklara rağmen düşük hızdaki(20-60km/s) yol tutuşu günümüzdeki ç oğu önden çekişli araçla aynı karakterde ve kalitede.Fakat olay nispeten yüksek hızlarda 60-130 km/s arasında değişmekte.Düşük hızlarda düşmanınız olan gövde salınımı yüksek hızlarda sizi uyarmada yardımcı oluyor özellikle limitte araç hem yatarak hem de arkasını çok tatlı bir açıyla açarak size tamam ben yolu tutuyorum ama çok da açılma yani anlatabiliyor muyum, diyor.Eğer bu uyarılara kulak asmassanız yüksek hızda arkasını fazla getirerek size spin attırması an meselesi.Elektronik desteği olmayan bir araçta da öyle bir durum da tamamen kendi becerilerinizle baş başasınız eğer aracınızı tanıyorsanız kontralarla toplarsınız ama eğer tanımıyorsanız sadece kaza yapmaz kendinizede zarar verebilirsiniz.Yol tutuş olarak kendim hem acı tecrübeler hem de tatlı anılar yaşadım kaygan zeminde araç arkasını çok çabuk getiriyor eğer elektronik araçlarla araç kullanmayı öğrenmiş biriyseniz vay halinize…Ama yok az buçuk ne yapılacağını biliyorsanız araç limitlerde ve ötesinde yanıt veriyor.İyi lastik kullanan tecrübeli birisi Renault 9 ile klişeleşmiş düşünceler gibi ‘’uçan teneke’’ efektini yaşamaz taa ki 140-150 km/s hızı geçene kadar o hızı geçtiğiniz zaman araba hem yerden yüksekliğinden hem de incecik kalın yanaklı tombul lastiklerinden dolayı ayrı boyutta sadece uçakta duyabiliceğiniz gürültüde bir rüzgar sesi ve yine sadece ucağın kalkışında duyacağınız bir motor sesi ile sizi sükünete davet ediyor.


Özet olarak Renault 9 Spring günümüzde dahi rahatlıkla şehir içi trafiğinde(05-90km/s) kullanılacak kadar ekonomik, seri, atak ve yeterli konfor ve yol tutuşa sahip bir araç ama ne zamanki uzun yol’a (85-130km/s) çıkacak olursunuz işte o zaman size tavsiyem bir otobüs bileti almanız yolunda olur. Biliyorum yazı çok uzun yoldu en son noktaya kadar benimle kalanlara teşekkür ederim.Fotoğrafları da alta koyacağım…

bG590m.jpg
[/url][/IMG]




 
Son düzenleme:

LiveForSpeed

Profesör
30 Ocak 2017
292
437
1,395
Kocaeli
Marka
Volkswagen
Güzel bir yazı olmuş. Bende birkaç satır yazmak istedim .
Babam 1993 Broadway kullanıyor ve Benzinli:) Aracın 2.sahibi olması ve daha önce hiç lpg takılmamış olması nedeniyle motor performansı gayet iyi. Arka koltuklarda kafalık ve emniyet kemeri yok.
MOTOR
Araç 1.viteste çok çabuk patinaja düşebiliyor. Motor performansı normal kullanımda iyiyken 5 kişi uzun yokuşlarda gerçekten yetersiz kalıyor.
Benzinde eski ve karbüratörlü olduğu için çok yakıyor. Yine de 900 KG gövde ve 1.4 motor için biraz fazla.LPGde ideal.
SÜSPANSİYON
Süspansiyonlar derin, büyük engebelerde gayet iyi ama boyalar vb. ince ve keskin engellerde çok kötü, trim seslerini en çok burda duyuyorsunuz. Köy vs. arazi koşullarında kullanmak rahat oluyor altını sürtmek marifet ister.
SÜRÜŞ DİNAMİKLERİ
Tabiki hidrolik değil tamamen mekanik bir direksiyonla baş başasınız. Parketmek biraz zahmetli olabiliyor lakin hissi mükemmel. Aracın kayacağını, patinaja düşeceğini algılamak kolay. Frenlerinin standartların altında olduğunu düşünüyorum. Daha iyi olabilirdi. Direksiyon hareketleri, çok kalın lastik yanağı ve süspansiyonlar nedeniyle net değil.
 

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford
Güzel bir yazı olmuş. Bende birkaç satır yazmak istedim .
Babam 1993 Broadway kullanıyor ve Benzinli:) Aracın 2.sahibi olması ve daha önce hiç lpg takılmamış olması nedeniyle motor performansı gayet iyi. Arka koltuklarda kafalık ve emniyet kemeri yok.
MOTOR
Araç 1.viteste çok çabuk patinaja düşebiliyor. Motor performansı normal kullanımda iyiyken 5 kişi uzun yokuşlarda gerçekten yetersiz kalıyor.
Benzinde eski ve karbüratörlü olduğu için çok yakıyor. Yine de 900 KG gövde ve 1.4 motor için biraz fazla.LPGde ideal.
SÜSPANSİYON
Süspansiyonlar derin, büyük engebelerde gayet iyi ama boyalar vb. ince ve keskin engellerde çok kötü, trim seslerini en çok burda duyuyorsunuz. Köy vs. arazi koşullarında kullanmak rahat oluyor altını sürtmek marifet ister.
SÜRÜŞ DİNAMİKLERİ
Tabiki hidrolik değil tamamen mekanik bir direksiyonla baş başasınız. Parketmek biraz zahmetli olabiliyor lakin hissi mükemmel. Aracın kayacağını, patinaja düşeceğini algılamak kolay. Frenlerinin standartların altında olduğunu düşünüyorum. Daha iyi olabilirdi. Direksiyon hareketleri, çok kalın lastik yanağı ve süspansiyonlar nedeniyle net değil.
Tecrübeleriniz için teşekkürler benim değinmediğim yerlere değinmişsiniz teşekkürler.

Maşallah Maşallah Emeğinize sağlık çok sürükleyici ve bilgilendirici bir yazı olmuş.

Aracın ismi ve plakası çok hoşuma gitti özellikle :D
Beğendiysen ne ala kaptan :D bir ara uzun oldu diye endişelendim.o_O
Çok güzel yazmışsın hacım tek solukta okudum :)
Eyvallah,teşekkürler...:)
Çok güzel yazmışsınız. Ellerinize sağlık. Aynı renk bir spring babamın arkadaşında vardı o geldi bunu görünce aklıma :)
Rengi iyi de yıkayınca böyle kıpkırmızı oluyor ama bir hafta geçmeye görsün araba hemen pembeleşiyor.Pembe bir R9'da hayallerimin ötesinde duruyor.:D
 

Ali Karaer

Ali Karaer
Panpa
Beta Programı
8 Eyl 2016
1,071
2,323
2,770
25
Nevşehir/2000 Evler
Marka
Aixam
Bide abi ben bunların içinde büyüdüm ya :D bizim hiç şahin doğanımız olmadı hep r9 du aldıklarımız :D tabii daha öncede bahsetmiştim hepsi bakımsızdı o yüzden açmadığı arıza kalmamıştı bize :D
 

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford
Bide abi ben bunların içinde büyüdüm ya :D bizim hiç şahin doğanımız olmadı hep r9 du aldıklarımız :D tabii daha öncede bahsetmiştim hepsi bakımsızdı o yüzden açmadığı arıza kalmamıştı bize :D
Aynen bizim aile büyükleri de R9 kervanına katılanlardan olmuş zamanında, sadece bir tane Şahin'imiz olmuş küçükken onu da hatırlıyorum desem yalan olur.:D o_OArıza konusuna gelince de LPG'nin girdiği her yerde arıza oluyor istisnasız.:(
 

At

Takipçi
Beta Programı
29 Eki 2016
6,487
16,238
5,020
Antalya
Marka
Aston Martin
Emeğine sağlık.Şu sınavları atlatayım ben de geçen hafta sattığımız 1998 Accent hakkında yazı yaziyim bari.
 

anl_akl

Panpa
8 Eyl 2016
1,247
3,438
3,720
Ankara
Renault 9'un ne kadar eskisine binerseniz o kadar kalitelisine binersiniz.Güvenlikte bunlara dahil tam yılını hatırlamıyorum lakin 85-89 yılları arasında benim rastladığım arka koltuklarda normal emniyet kemerleri mevcutken(3 noktalı) daha sonra ki yıllarda iki noktadan bağlantılı kemer mevcut.
Hepimizin hem fikir olduğu yalıtım konusunda arabaların yaşları da büyük etken çünkü göz önünde bulunmayan yerlerde de çürükler olabiliyor bunlar hep arabanın içeri ses almasına sebep oluyor.Süspansiyon konforu çok değişik bir otomobil.Bazen derin yerlerde pıt pıt geçerken daha insancıl bir çukurdan geçerken dandun ediyor.En azından süspansiyonun çalıştığını hissediyorsunuz günümüz modern otomobillerinden çok daha iyi hissettiriyor.
Yol tutuş konusunda ise gayet yeterli tepkiler sunar.Önde ki kamyondan yola bir parça düştüğü zaman 90-100 km hızlarda gayet net tepkiler verip şaşırtmıştır.(Üstüne pek garanti veremem.)
Sonuç olarak, her şeyi ile ortalama bir araba yılına göre düşündüğünüz zaman insanı mutlu eden bir arabadır şimdi gidipte 2017 model araba ile kıyaslamak zaten saçma olur.Tavsiyem ise bu fiyat seviyelerine şahin doğan r9 yerine gidip bir R11 Flash almanız çok daha özenilmiş medeni bir araba.USB'den değil de kasetten şarkı dinlenildiğinde zevk veren bir otomobil.(NOT:Spring alacaksanız 95 ve 96 almanızı öneririm zira elektronik ateşleme ve çift karbüratör mevcut bundan dolayı üst devirleri daha canlı.)
http://ismailterzi.com/2012/04/24/yukselen-standartlar-ve-kaybettigimiz-otomobil-ruhu-uzerine/
 

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford
Emeğine sağlık.Şu sınavları atlatayım ben de geçen hafta sattığımız 1998 Accent hakkında yazı yaziyim bari.
Eyvallah sağolasın ,aynen bir el atın sizinkini de okuyalım neler yapıyormuş Accent'cik.:) @AYUU

Renault 9'un ne kadar eskisine binerseniz o kadar kalitelisine binersiniz.Güvenlikte bunlara dahil tam yılını hatırlamıyorum lakin 85-89 yılları arasında benim rastladığım arka koltuklarda normal emniyet kemerleri mevcutken(3 noktalı) daha sonra ki yıllarda iki noktadan bağlantılı kemer mevcut.
Hepimizin hem fikir olduğu yalıtım konusunda arabaların yaşları da büyük etken çünkü göz önünde bulunmayan yerlerde de çürükler olabiliyor bunlar hep arabanın içeri ses almasına sebep oluyor.Süspansiyon konforu çok değişik bir otomobil.Bazen derin yerlerde pıt pıt geçerken daha insancıl bir çukurdan geçerken dandun ediyor.En azından süspansiyonun çalıştığını hissediyorsunuz günümüz modern otomobillerinden çok daha iyi hissettiriyor.
Yol tutuş konusunda ise gayet yeterli tepkiler sunar.Önde ki kamyondan yola bir parça düştüğü zaman 90-100 km hızlarda gayet net tepkiler verip şaşırtmıştır.(Üstüne pek garanti veremem.)
Sonuç olarak, her şeyi ile ortalama bir araba yılına göre düşündüğünüz zaman insanı mutlu eden bir arabadır şimdi gidipte 2017 model araba ile kıyaslamak zaten saçma olur.Tavsiyem ise bu fiyat seviyelerine şahin doğan r9 yerine gidip bir R11 Flash almanız çok daha özenilmiş medeni bir araba.USB'den değil de kasetten şarkı dinlenildiğinde zevk veren bir otomobil.(NOT:Spring alacaksanız 95 ve 96 almanızı öneririm zira elektronik ateşleme ve çift karbüratör mevcut bundan dolayı üst devirleri daha canlı.)
http://ismailterzi.com/2012/04/24/yukselen-standartlar-ve-kaybettigimiz-otomobil-ruhu-uzerine/

Her zamanki gibi dediğiniz çoğu şeye katılıyorum @anl_akl özellikle bu fiyat aralığında bence de Şahin Doğan'dan bir gömlek üstün araçlar ki Şahin Doğan'ın sadece Türkiye'de önemi bulunmakta R9 Amerika başta olmak üzere bir çok ülkeye pazarlanmış bir otomobil bu anlamda da Golf 2 den Golf1 den hiç bir farkı yok.Usb konusuna gelince de evet keşke orijinal teybi olsa da kasetle dinlesem ama orijinali bulmak çok zor.İsmail Terzi'nin eskiden R9'u olduğunu bilmiyordum üstad ondan başladıysa doğru yoldayız.:D:D95-96 ların Çift karbüratörlü olduğunu biliyordum ama hiç kullanmadım ama üst devirleri daha canlı ise kesinlikle tadına bakmak lazım.Bir başka bahara artık araba da satıldı yazın 3 ay boyunca bisiklet testi yazarım artık.:D:(Ya da Terzi'nin izinden bir Ford Ka.:D:D
 
Son düzenleme:

At

Takipçi
Beta Programı
29 Eki 2016
6,487
16,238
5,020
Antalya
Marka
Aston Martin
Eyvallah sağolasın ,aynen bir el atın sizinkini de okuyalım neler yapıyormuş Accent'cik.:) @AYUU



Her zamanki gibi dediğiniz çoğu şeye katılıyorum @anl_akl özellikle bu fiyat aralığında bence de Şahin Doğan'dan bir gömlek üstün araçlar ki Şahin Doğan'ın sadece Türkiye'de önemi bulunmakta R9 Amerika başta olmak üzere bir çok ülkeye pazarlanmış bir otomobil bu anlamda da Golf 2 den Golf1 den hiç bir farkı yok.Usb konusuna gelince de evet keşke orijinal teybi olsa da kasetle dinlesem ama orijinali bulmak çok zor.İsmail Terzi'nin eskiden R9'u olduğunu bilmiyordum üstad ondan başladıysa doğru yoldayız.:D:D95-96 ların Çift karbüratörlü olduğunu biliyordum ama hiç kullanmadım ama üst devirleri daha canlı ise kesinlikle tadına bakmak lazım.Bir başka bahara artık araba da satıldı yazın 3 ay boyunca bisiklet testi yazarım artık.:D:(
Valla neresinden tutup ne yazayım bilemiyorum düşünmem lazım. :D
 

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford
Ne demek @duhan13 bu makine de canlıymış yav.. benim de kafamda da böyle ufak tefek(oem paçalık-broadway jantı vs...) gibi oynamalar vardı, nasip değilmiş.o_O

Yazı harika olmuş ellerine sağlık çok teşekkür ederiz :).
Ne demek @gtepro :) beğendiysen ne ala.;)Damak zevkine güveniyorum.:D
 
AdBlock Tespit Edildi!

OTOPARK.COM Forum'u Adblock ile kullanmanız bizi üzdü

Değerli ziyaretçimiz/üyemiz, OTOPARK.COM Forum ücretsiz bir oluşum olup, maliyetlerin karşılanması için reklamların yayınlanması gerekmektedir. Lütfen Adblock'u OTOPARK.COM'dan hariç tutunuz.

Tamam, AdBlock'u devre dışı bıraktım