Herkese merhabalar. Efendim bu cumartesi günü (01.04.2017) saat 9.00 sularında kalktım. Yazmam gerek iki tane haber vardı, onları fevkalade yazdım ve duşa girdim. Duştan çıkıp kahvaltımı yaptım ve babam ile birlikte saat 12'da Acıbadem Kozyatağı hastanesinde olan ayak bileği kontrol randevuma yetişmek için evden çıktık fakat evden saat 11.30'da çıktık ve maltepe Narlife tarafında oturdugumuzu göz önüne alırsak çok geç kalmıştık. Arka yollardan gittik ve giderken Passarati'mizin üstün yol tutuş becerilerinden faydalandık 
. Hava yaklaşık 9.5 dereceydi ve aracimizda Michelin Pilot Alpin4 kış lastikleri takılıydı. Lastikler sınırın 1.5 derece üzerinde olan havaya rağmen kendilerini hemen bırakmışlardı. Normalde ok gibi dönen Passat, hafif ve tatlı şekilde arkadan bırakmaya başlıyordu aslında bu zevkli birşey fakat önümüze çok hızlı giderken aniden bir otobüs çıktı ve dip fren yapmak zorunda kaldım işte orda lastiklerin bıraktığını daha çok anladım çünkü araç sanki bir buzun üzerinde durmaya calisircasina kızaklamaya ve ABS sistemini sert bir şekilde devreye sokmaya başlamıştı. Neyse allem ettik kallem ettik doktora 5 dakika geç kalarak yetiştik. Doktor ayağında olan ödem baya azalmış fakat verdiğim bilekliği 10 daha takmalısın dedi ardından birkaç bilek egzersizi gösterip bizi saldı. Annem arkadaşları ile bulustuğundan kardeşim bizimleydi babam onu sinemaya götürmek istiyodu bende Akasya'da olan BMW'nin POP-UP showroomuna gidip G30 ve eski 5 Serisi modellerini incelemek istiyodum. Bu sebepten ötürü Akasya'da gitmeye karar kıldık. Babamla kardeşim sinemaya girdiler bende G30'u incelemek için showrooma gittim.
Efendim ilk olarak G30'u tavaf ettim daha sonrasında bagajını açtım. Bagaj kapağının halı kaplaması son derece ucuz bir malzemeden yapılmıştı ve hiç hoşuma gitmedi ama genel olarak bagaj genişliği falan yeterli seviyedeydi. Sadece bagaj duvarlarında fileler olmasını isterdim. Bagajdan sonra hemen sürücü koltuğuna geçtim. Eğer BMW alıyorsanız kesinlikle beyaz renk koltuk almayın zira çok çabuk kirleniyorlar daha doğrusu her beyaz koltuk kirlenir ondan dolayı alıyorsanız da bunun bilincinde alın. Koltuğu ideal sürüş pozisyonuma ayarladım aynı şekilde direksiyonuda ayarladım fakat direksiyon elektrikli değildi, mandal vasıtası ile haraket ettiriliyordu bu bir donanım eksiği. Aracın direksiyonu çok etliydi ve etli direksiyonları seven biri olarak bu benim hosuma gitmişti (Fiat'ın direksiyonu bubkonuda fazla abartı ondan sevmiyorum). Göstergeler hiç fena değildi gayet güzel duruyorlardı. Ekranlar muhteşem ötesiydi hem önde olan ekran hem arkada olan ekran içinde bu geçerli. Ekranların joystick tarafından kumanda edilişi oldukça sezgisel ve hızlı fakat dokunmatik olarak kullanmak istediğinizde ön ekran biraz uzağınızda kalıyor. Aracın navigasyon sistemi çok hoşuma gitti çünkü anlık trafik bilgisi gibi rakiplerinde olamayan (Türkiye'ye desteklemiyorlar) detayları aktarabiliyor. Gesture Control sistemi 7 Serisine göre aynı hızda çalışıyor daha hziki tepkiler vermesini beklerdim açıkçası. Aracın ses sistemi Bower&Wilkins'di. Hoparlörlerin içindeki ışıklandırma cidden saygı duydum çok hoşuma gitti. Genel olarak ses sistemi başarılı olarak kabul edilebilir. Gelelim malzeme kalitesi noktasına. Far kumandalarının altındaki çekmecenin hissiyatı, bagaj kapağı kaplaması ve ekranın arkasına konumlandırılan orta hoparlör harici başka hiçbir şey gözüme çarpmadı. Sadece deri kaplamalar bir tık daha kaliteli olabilirdi dedim ama daha kalitelisi zaten 7 Serisinde ondan dolayı pek ses etmedim açıkçası. Motor kısmına geldiğimde karşımda 2.0T olan ünite vardı. Motor boyutu araca göre oldukça küçük kalmış çünkü yanlarda çok boşluk vardı sanki M5 için hazırlanmış boşluklar gibi duruyodu kim bilir belkide M5 ile swap yapalım diye bırakılan bosluklardir. Aracın kliması baya guzledi dokunmatik bir ekran ve tuşların oluşu övgüyü hak ediyor. Yanlız aracın koltuk soğutma sistemi bekledigim kadar efektif değildi. Arka yaşam aksanı olarak segment ortalaması seviyesinde bir alan bizi karşılıyor. 3 bölgeli klimaların olduğu kompartıman kalielti bir hissiyat veriyor zira F10'da bu bölge çok kalitesizdi. Farlar ve renk oldukça güzel duruyordu fakat arka far tasarımına hala ısınamadığımı söylemeden edemeyeceğim. Fiyat, donanım ve motor konusunda araç oldukça başarılı. 350.000TL'ye 530i XDrive orta paketin de üstü olan araç indirimle veriliyor. F/P konusuda rakiperlinden daha iyi olduğu aşikar. Showroomda bulunan efsane 5 Serilerine de göz attıktan sonra Apple'a İphone Product Red'i sormaya gittim ve henüz gelmediğini söylediler. Sırada Makyajlı Octavia vardı. Onun için metroya doğru yola koyuldum.
Akasya'da Gülsuyu tarafında olan Skoda Aykan bayisine 15 dakika içinde vardım. Makyajlı Octavia baş köşede duruyordu. Aracın önüne geçip yeni ön tasarımı 1 2 dakika süzdüm ve beğendiğime kanaat getirdim en azından trafikte farklı bir tasarım görecez dedim ve aracın içine geçtim. Direksiyon muazzamdı sanki vRS modelinin direksiyonu ile aynıydı. Delikli oluşu ve ele güzel oturuşu gönlümü feth etti diyebilirim. Yeni ekran gayet güzel olmuş eksiye göre tepki hızı ve çözünürlüğü baya geliştirilmiş. Yanlız vites topuzu hala çok çirkin bir tasarıma sahip bu yüzden vites kolunu beğenmedim. Malzeme kalitesi olarak ön tarafta işler çok iyi olsada arkada pek iyi sayılmaz. Kapı üstlerinin sert olmasını geçtim cam açma tusunun olduğu bölüm ve kapı içindeki sert plastiklerin birleşim yerleri çok ayrık. Aracın bagajı hangar gibi zaten o kısıma değinmeye gerek yok diye düşünüyorum. Fiyatı 121.000TL'idi pahali olsada 1.4 Dizel Corolla'nın 123.000 olan fiyat etiketinden daha ucuz olması 1.6 TDI Octavia acisindan iyi. Satış temsilcisine Kodiaq'ın ne zaman geleceğini sordum ve bana MAYIS ayında gelecek dedi. Normalde Kodiaq şubat ayında gelecekti marta sarktı martta gelecekti nisana sarktı e nisanda gelecekti mayısa sarktı. Kusura bakmasınlar ama hiç gelmesin daha iyi yani. İnsanların arabaya olan meraki geçtikten sonra getirmenin ne şimdi var ki. Neyse Skoda'dan ayrılıp yan tarafta olan İveco bayisine gidip Daily modeline bakacaktım. Bayiye girdim atladım aracın içine. Baktim ettim falan aman allahım yani kalitenin neredeyse K'si yoktu. Direksiyon deri kaplı değildi ve teyip sanayiden çıkma takılmış gibiydi. Bütün bunlar yetmezmiş gibi aracın fotoğraflarını çekmeye çalışırken satış temsilcisi fotoğraf çekmek yasak diyerek beni engelledi. Bende adamı çok pis tersleyerek çıkıp gittim. Gelecek durağım Volvo Ortaklar bayisi olacaktı.
İveco'dan 5 dakika sonra Volvo'ya vardım. Kapıda beni ilk olarak S90 karşıladı. İlk olarak biraz dışını inceledikten sonra hemen içine atladım. Koltuklar efsane ötesiydi. Acayip konforlu ve kaliteliydiler. Kafalıklarda yazan "Inscription" yazısı beni benden almıştı. Direksiyonun hissiyatı çok güzel olsada tasarımını pek beğenmedim yani biraz odun geldi gözüme. Malzeme kalitesi bagaj kapağındaki kaplama hariç kusursuzunda ötesindeydi. Deri kaplamalar olsun ahşap kaplamalar olsun gerçekten insanı kendine hayran bırakıyordu. Volvo'nun "SENSUS" diye adlandırıldığı sistem biraz alışkanlık gerektiriyor. Telefonu bağlamak menüyü bulduktan sonra oldukça rahat. Satış temsilcisinden muhteşem "Bowers&Wilkins" ses sistemini son ses denemek için izin istedim ve sormanız bile hata lütfen deneyimleyin diye geri dönüt aldım. Apple Music'den hemen en sevdiğim şarkılardan birini açtım. Ses sisteminin ayarlarını "Göteborg Konser Salonu" olarak ayarladım. Kulaklarım bayram etti, ağzım kulaklarına geldi yok böyle bir ses sistemi arkadaş parasını sonuna kadar hak ediyor valla. Araçtaki düğmelerin butonların hissiyatı kalitesi falan gerçekten muazzamdı. Vites topuzunun tasarımı ve kalitesi hoşuma gitti. Arka yaşam alanı beklediğimden daha iyiydi. İş fiyat kısmına gelince sıkıntı başlıyor. İncelediğim S90 yaklaşık 550.000TL'lik fiyat etiketine sahipti. Kusura bakmayın ama bu fiyat etiketi adama G30 aldırır yani. XC90'a geçtim. Açıkçası iç mekanı bekledigim gibi değildi. Deri paketi olmadığından mıdır nedir bana baya boş geldi. S90 biraz daha sıkı ve sıcak bir havaya hakimdi. Tabi ne olursa olsun iki araçta çok güzeldi. Kapıların tokluğu beni benden aldı diyebilirim tam sevdiğim ağırlık vardı. Bu arada alacak olsam V90 Cross Country alırdım. Bu araba sayesinde 3 araba birden kullanıyorsunuz valla şaka gibi çok keyiflidir kesin. V40 Momentum donanım seçeneği ile bayide vardı ve hiç hoşuma gitmedi. Donanım gerçekten arabayı öldürmüş gibiydi. Yan tarafta duran V40 CC'ye binince bütün dusunduklerim tersine döndü ve tekrar otomobili sevmeye başladım. Artık Volvo türü bitmiş ve sırada Kia vardı.
Volvo'dan Kia'ya sadece 4 dakika içinde ulaştım. Showroom'a karşıma ilk olarak Yeni Rio çıktı. Araba bomboştu. Yetkili bi abimize benzeyen birine daha dokusunu inceleme şansımın olup olmadığını sordum ve maalesef yok dedi. Bende bulduğumda şükür diyip başladım incelemeye. Öncelikle direksiyonun deri kaplı olmayışı çok büyük bir eksi. Aracın kapısı sanki hiç yokmuş gibi çok hafifti bekledigim ilk intibayı ne yazıkki veremedi. Malzeme kalitesi segment ortalamalarında ama daha iyi olmasını beklerdim. Arkası yeterli genişliğe sahipti. Tasarımı gerçekten hoşuma giden bir araba. Yan tarafta duran Yeni Picanto'yu incelemeye başladım. Bu araçta bekledigim gibi çıkmadı. Direksiyonu çok hoş olsada malzeme kalitesi vasattı. Bagaj kapağını açtığımda gerçekten çok büyük bir hüsrana uğradım çünkü neredeyse hiç kaplama yoktu. İki aracında fiyatı (özellikle Picanto'nun) bence biraz yüksekti. Bu arada eminim ki burdan bir çoğunuz daha bu modellerin ülkemize gelip gelmediğinden haberi dahi yoktur. Ondan sonra Kia neden satamıyor??? İşte yanıt belli pazarlama bakımından hiçbir çalışma yok ondan.
Kia'nın hemen yanında bulunan Citroen'e yeni C-Elysee'yi incelemeye girdim. Tasarım biraz toparlanmıştı fakat içi yeni gelen ekrana rağmen kalitesizdi. Yeni gelen ekranın tepkileri ve çözünürlüğü yeterliydi. Cam açma tuşlarinin yeri hala berbat. Malzeme kalitesi fiyatının gerçekten çok ama çooooook altındaydı (65.000TL).
Citroen'e çıktıktan sonraki durağım Peugeot bayisiydi. Bayiye girer girmez kapıdaki 308 GTI gözüme çarptı fakat ilk olarak Expert'e bakmaya gelmiştim. Açıkçası hiç beğenmedim. Fiyatı çok pahalıydı ve araç en çetin rakibi olan Transporter'a göre çok küçüktü. İç mekan tasarımı hiç fena değildi ama malzeme kalitesi ve işçilik olmamıştı. Keza tasarımıda bence hoş değil. Bu araba Transporter gibi bir rakibi varken tutmaz. Showroomda 508 gördüm ve inceledim. Orta konsolu çok kaliteliydi fakst göstergeler vasat seviyedeydi. Pek beğendiğimi söyleyemem. Sıra 308 GTI'ı incelemeye gelmişti. Araç ikinci eldi fakst gayet temiz duruyodu. Direksiyon ve koktular çok hoşuma gitti fakat vitesin çok yukarıda konumlandırılmasını beğenmedim ama vites topuzunun malzeme kalitesi şapka çıkarılacak cinstendi. Jantlar ve çift renkli olan tasarım rakiplerinden oldukça ayrışıyordu ama motor kapağının olmayışı gerçekten çok garipti. Sıra Fiat' a gelmişti.
Peugeot'dan iki dakika sonra Fiat bayisine vardım. Kapıda duran Egea SW'nin jantları ve kapısındaki İtalya logosu çok hoştu. İçeriye girip aracı incelemeye başladım. Malzeme kalitesi orta seviyede iken işçilik yer yer zayıftı. Mesela kapı döşemesi ile plastiğin birleştiği bazı noktalar fazla ayrıktı. Bagaj kismina geçtiğim zaman gerçekten begendigim kullanışlı detaylar karşıma çıktı. Mesela pandizotu saklamak adına yapılan yer ince düşünülmüştü. 500X'in orta donanımına baktım ve bu araba ancak gırtlak olunca alınır diye karar kıldım. L200 tabanlı Fullback'e baktım. Açıkçası kol dayama yerinde dahi deri veya bir kaplamanın olmayıp sert plastik oluşu beni aradan daha da soğuttu hele o berbat ötesi ekran direk adamı arabadan indiriyordu. Fullback'e sadece modlar arası geçiş yapılan çevirmeli butonu beğendim onun dışında beğendiğim bir yani yoktu. Sırada Porsche vardı.
Fiat'dan 1 dakika yürüyerek Porsche'ye ulaştım. Yeni Panamera hele şükür gelmişti. Hemen incelemeye koyuldum fakst araç satılmıştı ve kitliydi açıkçası forsumu kullanıp actirabilirdim fakat uğraşacak mecalim kalmamış yorulmuştum. Bir iki tane fotoğraf çekip Volkswagen'e geçtim. Yeni Caravelle Highline gelmişti. İç dashboardı Multivan ile aynı ve torpido kadife kaplıydı aynı zamanda malzeme ve işçilik kalitesi kusursuzdu. Led ön farlar sayesinde arana daha dinamik duruyordu. 2.0 204hp DSG Highline aracın fiyatı 160.000TL ve rakibi olan aynı zamanda çok çok daha güçsüz ve kalitesiz olan Vito 190.000TL civarında. Artık kararı siz verin ben birşey demiyorum hani akıl var mantık var . Sırada Maltepede olan Hyundai Hunko vardı.
Kartaldan yaklaşık 10 dakikada Maltepete vardım. Bayiye girdim ilk olarak eski İ30'a son bir bakış yaptım ve gerçekten çok kalitesiz ve cirkin bir iç mekana sahip olduğuna kanaat getirdim. Satış temsilcisine yeni İ30'un ne zaman geleceğini sordum. Bana daha lansmaninin yapılmadığını söyledi. Bende İzmir'de basın lansmanın yapıldığını hatta birçok otomobil inceleme sitesinin aracın testini paylaştığını söyledim. Satış temsilcisi bunun üzerine bana "birileri video çekip koyabilir biz onları basından saymıyoruz esas basın gazetelerdir dedi onlar böyle bir yazı yazdığı zaman aracı sergilemeye başlayacaz" dedi. Bende bunun üzerine iyi günler diyip evime doğru yola çıktım.
Biraz uzunca ve detaylı bir yazı oldu. Hatamız olduysa affola. Meral ettiklerinizi ve yorumlariniz aşağıda yazarsanız sevinirim. İncelediğim araçlar hakkında siz neler düşünüyorsunuz? v4 yazısını herhalde Autoshow şekline yazarım diye düşünüyorum belli olmaz ama 3 haftadan önce "gtepro'nun bir cumartesi günü" şeklinde bir yazı yazmayı planlamıyorum çünkü bu arlar biraz yoğun olacam. Okuduğunuz için teşekkür ederim, kendinize iyi bakın.
. Hava yaklaşık 9.5 dereceydi ve aracimizda Michelin Pilot Alpin4 kış lastikleri takılıydı. Lastikler sınırın 1.5 derece üzerinde olan havaya rağmen kendilerini hemen bırakmışlardı. Normalde ok gibi dönen Passat, hafif ve tatlı şekilde arkadan bırakmaya başlıyordu aslında bu zevkli birşey fakat önümüze çok hızlı giderken aniden bir otobüs çıktı ve dip fren yapmak zorunda kaldım işte orda lastiklerin bıraktığını daha çok anladım çünkü araç sanki bir buzun üzerinde durmaya calisircasina kızaklamaya ve ABS sistemini sert bir şekilde devreye sokmaya başlamıştı. Neyse allem ettik kallem ettik doktora 5 dakika geç kalarak yetiştik. Doktor ayağında olan ödem baya azalmış fakat verdiğim bilekliği 10 daha takmalısın dedi ardından birkaç bilek egzersizi gösterip bizi saldı. Annem arkadaşları ile bulustuğundan kardeşim bizimleydi babam onu sinemaya götürmek istiyodu bende Akasya'da olan BMW'nin POP-UP showroomuna gidip G30 ve eski 5 Serisi modellerini incelemek istiyodum. Bu sebepten ötürü Akasya'da gitmeye karar kıldık. Babamla kardeşim sinemaya girdiler bende G30'u incelemek için showrooma gittim. Efendim ilk olarak G30'u tavaf ettim daha sonrasında bagajını açtım. Bagaj kapağının halı kaplaması son derece ucuz bir malzemeden yapılmıştı ve hiç hoşuma gitmedi ama genel olarak bagaj genişliği falan yeterli seviyedeydi. Sadece bagaj duvarlarında fileler olmasını isterdim. Bagajdan sonra hemen sürücü koltuğuna geçtim. Eğer BMW alıyorsanız kesinlikle beyaz renk koltuk almayın zira çok çabuk kirleniyorlar daha doğrusu her beyaz koltuk kirlenir ondan dolayı alıyorsanız da bunun bilincinde alın. Koltuğu ideal sürüş pozisyonuma ayarladım aynı şekilde direksiyonuda ayarladım fakat direksiyon elektrikli değildi, mandal vasıtası ile haraket ettiriliyordu bu bir donanım eksiği. Aracın direksiyonu çok etliydi ve etli direksiyonları seven biri olarak bu benim hosuma gitmişti (Fiat'ın direksiyonu bubkonuda fazla abartı ondan sevmiyorum). Göstergeler hiç fena değildi gayet güzel duruyorlardı. Ekranlar muhteşem ötesiydi hem önde olan ekran hem arkada olan ekran içinde bu geçerli. Ekranların joystick tarafından kumanda edilişi oldukça sezgisel ve hızlı fakat dokunmatik olarak kullanmak istediğinizde ön ekran biraz uzağınızda kalıyor. Aracın navigasyon sistemi çok hoşuma gitti çünkü anlık trafik bilgisi gibi rakiplerinde olamayan (Türkiye'ye desteklemiyorlar) detayları aktarabiliyor. Gesture Control sistemi 7 Serisine göre aynı hızda çalışıyor daha hziki tepkiler vermesini beklerdim açıkçası. Aracın ses sistemi Bower&Wilkins'di. Hoparlörlerin içindeki ışıklandırma cidden saygı duydum çok hoşuma gitti. Genel olarak ses sistemi başarılı olarak kabul edilebilir. Gelelim malzeme kalitesi noktasına. Far kumandalarının altındaki çekmecenin hissiyatı, bagaj kapağı kaplaması ve ekranın arkasına konumlandırılan orta hoparlör harici başka hiçbir şey gözüme çarpmadı. Sadece deri kaplamalar bir tık daha kaliteli olabilirdi dedim ama daha kalitelisi zaten 7 Serisinde ondan dolayı pek ses etmedim açıkçası. Motor kısmına geldiğimde karşımda 2.0T olan ünite vardı. Motor boyutu araca göre oldukça küçük kalmış çünkü yanlarda çok boşluk vardı sanki M5 için hazırlanmış boşluklar gibi duruyodu kim bilir belkide M5 ile swap yapalım diye bırakılan bosluklardir. Aracın kliması baya guzledi dokunmatik bir ekran ve tuşların oluşu övgüyü hak ediyor. Yanlız aracın koltuk soğutma sistemi bekledigim kadar efektif değildi. Arka yaşam aksanı olarak segment ortalaması seviyesinde bir alan bizi karşılıyor. 3 bölgeli klimaların olduğu kompartıman kalielti bir hissiyat veriyor zira F10'da bu bölge çok kalitesizdi. Farlar ve renk oldukça güzel duruyordu fakat arka far tasarımına hala ısınamadığımı söylemeden edemeyeceğim. Fiyat, donanım ve motor konusunda araç oldukça başarılı. 350.000TL'ye 530i XDrive orta paketin de üstü olan araç indirimle veriliyor. F/P konusuda rakiperlinden daha iyi olduğu aşikar. Showroomda bulunan efsane 5 Serilerine de göz attıktan sonra Apple'a İphone Product Red'i sormaya gittim ve henüz gelmediğini söylediler. Sırada Makyajlı Octavia vardı. Onun için metroya doğru yola koyuldum.
Akasya'da Gülsuyu tarafında olan Skoda Aykan bayisine 15 dakika içinde vardım. Makyajlı Octavia baş köşede duruyordu. Aracın önüne geçip yeni ön tasarımı 1 2 dakika süzdüm ve beğendiğime kanaat getirdim en azından trafikte farklı bir tasarım görecez dedim ve aracın içine geçtim. Direksiyon muazzamdı sanki vRS modelinin direksiyonu ile aynıydı. Delikli oluşu ve ele güzel oturuşu gönlümü feth etti diyebilirim. Yeni ekran gayet güzel olmuş eksiye göre tepki hızı ve çözünürlüğü baya geliştirilmiş. Yanlız vites topuzu hala çok çirkin bir tasarıma sahip bu yüzden vites kolunu beğenmedim. Malzeme kalitesi olarak ön tarafta işler çok iyi olsada arkada pek iyi sayılmaz. Kapı üstlerinin sert olmasını geçtim cam açma tusunun olduğu bölüm ve kapı içindeki sert plastiklerin birleşim yerleri çok ayrık. Aracın bagajı hangar gibi zaten o kısıma değinmeye gerek yok diye düşünüyorum. Fiyatı 121.000TL'idi pahali olsada 1.4 Dizel Corolla'nın 123.000 olan fiyat etiketinden daha ucuz olması 1.6 TDI Octavia acisindan iyi. Satış temsilcisine Kodiaq'ın ne zaman geleceğini sordum ve bana MAYIS ayında gelecek dedi. Normalde Kodiaq şubat ayında gelecekti marta sarktı martta gelecekti nisana sarktı e nisanda gelecekti mayısa sarktı. Kusura bakmasınlar ama hiç gelmesin daha iyi yani. İnsanların arabaya olan meraki geçtikten sonra getirmenin ne şimdi var ki
. Neyse Skoda'dan ayrılıp yan tarafta olan İveco bayisine gidip Daily modeline bakacaktım. Bayiye girdim atladım aracın içine. Baktim ettim falan aman allahım yani kalitenin neredeyse K'si yoktu. Direksiyon deri kaplı değildi ve teyip sanayiden çıkma takılmış gibiydi. Bütün bunlar yetmezmiş gibi aracın fotoğraflarını çekmeye çalışırken satış temsilcisi fotoğraf çekmek yasak diyerek beni engelledi. Bende adamı çok pis tersleyerek çıkıp gittim. Gelecek durağım Volvo Ortaklar bayisi olacaktı.
İveco'dan 5 dakika sonra Volvo'ya vardım. Kapıda beni ilk olarak S90 karşıladı. İlk olarak biraz dışını inceledikten sonra hemen içine atladım. Koltuklar efsane ötesiydi. Acayip konforlu ve kaliteliydiler. Kafalıklarda yazan "Inscription" yazısı beni benden almıştı. Direksiyonun hissiyatı çok güzel olsada tasarımını pek beğenmedim yani biraz odun geldi gözüme. Malzeme kalitesi bagaj kapağındaki kaplama hariç kusursuzunda ötesindeydi. Deri kaplamalar olsun ahşap kaplamalar olsun gerçekten insanı kendine hayran bırakıyordu. Volvo'nun "SENSUS" diye adlandırıldığı sistem biraz alışkanlık gerektiriyor. Telefonu bağlamak menüyü bulduktan sonra oldukça rahat. Satış temsilcisinden muhteşem "Bowers&Wilkins" ses sistemini son ses denemek için izin istedim ve sormanız bile hata lütfen deneyimleyin diye geri dönüt aldım. Apple Music'den hemen en sevdiğim şarkılardan birini açtım. Ses sisteminin ayarlarını "Göteborg Konser Salonu" olarak ayarladım. Kulaklarım bayram etti, ağzım kulaklarına geldi yok böyle bir ses sistemi arkadaş parasını sonuna kadar hak ediyor valla. Araçtaki düğmelerin butonların hissiyatı kalitesi falan gerçekten muazzamdı. Vites topuzunun tasarımı ve kalitesi hoşuma gitti. Arka yaşam alanı beklediğimden daha iyiydi. İş fiyat kısmına gelince sıkıntı başlıyor. İncelediğim S90 yaklaşık 550.000TL'lik fiyat etiketine sahipti. Kusura bakmayın ama bu fiyat etiketi adama G30 aldırır yani. XC90'a geçtim. Açıkçası iç mekanı bekledigim gibi değildi. Deri paketi olmadığından mıdır nedir bana baya boş geldi. S90 biraz daha sıkı ve sıcak bir havaya hakimdi. Tabi ne olursa olsun iki araçta çok güzeldi. Kapıların tokluğu beni benden aldı diyebilirim tam sevdiğim ağırlık vardı. Bu arada alacak olsam V90 Cross Country alırdım. Bu araba sayesinde 3 araba birden kullanıyorsunuz valla şaka gibi çok keyiflidir kesin. V40 Momentum donanım seçeneği ile bayide vardı ve hiç hoşuma gitmedi. Donanım gerçekten arabayı öldürmüş gibiydi. Yan tarafta duran V40 CC'ye binince bütün dusunduklerim tersine döndü ve tekrar otomobili sevmeye başladım. Artık Volvo türü bitmiş ve sırada Kia vardı.
Volvo'dan Kia'ya sadece 4 dakika içinde ulaştım. Showroom'a karşıma ilk olarak Yeni Rio çıktı. Araba bomboştu. Yetkili bi abimize benzeyen birine daha dokusunu inceleme şansımın olup olmadığını sordum ve maalesef yok dedi. Bende bulduğumda şükür diyip başladım incelemeye. Öncelikle direksiyonun deri kaplı olmayışı çok büyük bir eksi. Aracın kapısı sanki hiç yokmuş gibi çok hafifti bekledigim ilk intibayı ne yazıkki veremedi. Malzeme kalitesi segment ortalamalarında ama daha iyi olmasını beklerdim. Arkası yeterli genişliğe sahipti. Tasarımı gerçekten hoşuma giden bir araba. Yan tarafta duran Yeni Picanto'yu incelemeye başladım. Bu araçta bekledigim gibi çıkmadı. Direksiyonu çok hoş olsada malzeme kalitesi vasattı. Bagaj kapağını açtığımda gerçekten çok büyük bir hüsrana uğradım çünkü neredeyse hiç kaplama yoktu. İki aracında fiyatı (özellikle Picanto'nun) bence biraz yüksekti. Bu arada eminim ki burdan bir çoğunuz daha bu modellerin ülkemize gelip gelmediğinden haberi dahi yoktur. Ondan sonra Kia neden satamıyor??? İşte yanıt belli pazarlama bakımından hiçbir çalışma yok ondan.
Kia'nın hemen yanında bulunan Citroen'e yeni C-Elysee'yi incelemeye girdim. Tasarım biraz toparlanmıştı fakat içi yeni gelen ekrana rağmen kalitesizdi. Yeni gelen ekranın tepkileri ve çözünürlüğü yeterliydi. Cam açma tuşlarinin yeri hala berbat. Malzeme kalitesi fiyatının gerçekten çok ama çooooook altındaydı (65.000TL).
Citroen'e çıktıktan sonraki durağım Peugeot bayisiydi. Bayiye girer girmez kapıdaki 308 GTI gözüme çarptı fakat ilk olarak Expert'e bakmaya gelmiştim. Açıkçası hiç beğenmedim. Fiyatı çok pahalıydı ve araç en çetin rakibi olan Transporter'a göre çok küçüktü. İç mekan tasarımı hiç fena değildi ama malzeme kalitesi ve işçilik olmamıştı. Keza tasarımıda bence hoş değil. Bu araba Transporter gibi bir rakibi varken tutmaz. Showroomda 508 gördüm ve inceledim. Orta konsolu çok kaliteliydi fakst göstergeler vasat seviyedeydi. Pek beğendiğimi söyleyemem. Sıra 308 GTI'ı incelemeye gelmişti. Araç ikinci eldi fakst gayet temiz duruyodu. Direksiyon ve koktular çok hoşuma gitti fakat vitesin çok yukarıda konumlandırılmasını beğenmedim ama vites topuzunun malzeme kalitesi şapka çıkarılacak cinstendi. Jantlar ve çift renkli olan tasarım rakiplerinden oldukça ayrışıyordu ama motor kapağının olmayışı gerçekten çok garipti. Sıra Fiat' a gelmişti.
Peugeot'dan iki dakika sonra Fiat bayisine vardım. Kapıda duran Egea SW'nin jantları ve kapısındaki İtalya logosu çok hoştu. İçeriye girip aracı incelemeye başladım. Malzeme kalitesi orta seviyede iken işçilik yer yer zayıftı. Mesela kapı döşemesi ile plastiğin birleştiği bazı noktalar fazla ayrıktı. Bagaj kismina geçtiğim zaman gerçekten begendigim kullanışlı detaylar karşıma çıktı. Mesela pandizotu saklamak adına yapılan yer ince düşünülmüştü. 500X'in orta donanımına baktım ve bu araba ancak gırtlak olunca alınır diye karar kıldım. L200 tabanlı Fullback'e baktım. Açıkçası kol dayama yerinde dahi deri veya bir kaplamanın olmayıp sert plastik oluşu beni aradan daha da soğuttu hele o berbat ötesi ekran direk adamı arabadan indiriyordu. Fullback'e sadece modlar arası geçiş yapılan çevirmeli butonu beğendim onun dışında beğendiğim bir yani yoktu. Sırada Porsche vardı.
Fiat'dan 1 dakika yürüyerek Porsche'ye ulaştım. Yeni Panamera hele şükür gelmişti. Hemen incelemeye koyuldum fakst araç satılmıştı ve kitliydi açıkçası forsumu
kullanıp actirabilirdim fakat uğraşacak mecalim kalmamış yorulmuştum. Bir iki tane fotoğraf çekip Volkswagen'e geçtim. Yeni Caravelle Highline gelmişti. İç dashboardı Multivan ile aynı ve torpido kadife kaplıydı aynı zamanda malzeme ve işçilik kalitesi kusursuzdu. Led ön farlar sayesinde arana daha dinamik duruyordu. 2.0 204hp DSG Highline aracın fiyatı 160.000TL ve rakibi olan aynı zamanda çok çok daha güçsüz ve kalitesiz olan Vito 190.000TL civarında. Artık kararı siz verin ben birşey demiyorum hani akıl var mantık var . Sırada Maltepede olan Hyundai Hunko vardı. Kartaldan yaklaşık 10 dakikada Maltepete vardım. Bayiye girdim ilk olarak eski İ30'a son bir bakış yaptım ve gerçekten çok kalitesiz ve cirkin bir iç mekana sahip olduğuna kanaat getirdim. Satış temsilcisine yeni İ30'un ne zaman geleceğini sordum. Bana daha lansmaninin yapılmadığını söyledi. Bende İzmir'de basın lansmanın yapıldığını hatta birçok otomobil inceleme sitesinin aracın testini paylaştığını söyledim. Satış temsilcisi bunun üzerine bana "birileri video çekip koyabilir biz onları basından saymıyoruz esas basın gazetelerdir dedi onlar böyle bir yazı yazdığı zaman aracı sergilemeye başlayacaz" dedi. Bende bunun üzerine iyi günler diyip evime doğru yola çıktım.
Biraz uzunca ve detaylı bir yazı oldu. Hatamız olduysa affola. Meral ettiklerinizi ve yorumlariniz aşağıda yazarsanız sevinirim. İncelediğim araçlar hakkında siz neler düşünüyorsunuz? v4 yazısını herhalde Autoshow şekline yazarım diye düşünüyorum belli olmaz ama 3 haftadan önce "gtepro'nun bir cumartesi günü" şeklinde bir yazı yazmayı planlamıyorum çünkü bu arlar biraz yoğun olacam. Okuduğunuz için teşekkür ederim, kendinize iyi bakın
.
