Volvo 960

nacker

Profesör
12 Ocak 2019
433
809
1,645
İstanbul
Aramıza biraz sürpriz bir şekilde 1996 model bir 960 sedan katıldı. Biraz ilgisiz kalmış (ama çok kurcalanmamış), bazı eksikleri olan fakat yürüyeni ve şasisi sağlam bir araç.

Arabanın detaylarına geçmeden önce biraz tarihçesinden bahsedersek;
960, bir alt modeli olan 940’la beraber 900 serisi Volvoları oluşturuyor. 900 serisi Volvolar 1990-91 yıllarında piyasaya sürüldü ve esasen 80’lerin arabası olan 700 serisinin ciddi biçimde revize edilmiş hali. Volvo mühendislerinin söylediğine göre 900 serisindeki parçaların %50’si sıfırdan yeniden tasarlanmış. 700 serisinden kullanımı devam eden parçaların ise büyük kısmı revize edilmiş.

Fakat 900 serisi için ikinci bir dönem 1995 yılında başlıyor. 700’den geliştirilmiş bu seri, 95 yılında köklü bir makyaja giriyor ve şasi güçlendirmeleriyle beraber arabanın ön ve arka süspansiyonu tamamen yenileniyor. Ön süspansiyon, o dönemde üretimde olan 850’den esinlenilerek ona benzer bir geometride yenileniyor. Arka süspansiyon ise, makyaj öncesinde IRS Mk.1 adını alırken, revize edilerek IRS Mk.2 adını alıyor. İç mekanda ve dış tasarımda da çok sayıda güncelleme mevcut.
Aracın dış tasarımı dönemin Volvolarının karakteristik özelliğini gösteriyor. Mümkün olan her yerde 90 derece açılar; yüksek sürtünme katsayısına sahip kutu gibi bir tasarım. 95 makyajında en önemli değişiklikler aracın ön yüzüne (far ve tamponlar) ve bagaj kapağına (stoplar) yapılıyor. Ben şahsen aracın arka tasarımını daha çok beğeniyorum; stopların yerleşimi ve arkaya doğru incecik gelen omuz çizgisi oldukça oturaklı ve şık bir görüntü sunuyor. Fakat ön tarafta, gözlüklerini takmış bir dede izlenimi yok dersem yalan olur.

VOLVO-960-1543_10.jpg


VOLVO-960-1543_9.jpg

1280px-Volvo_960_rear_20080331.jpg


İç mekanda da 90 dereceli tasarım olduğu gibi devam ediyor. Fakat biraz dikkatli bakıldığında kapı panellerinde bir miktar yumuşama göze çarpıyor. Bu da makyajla değişen kısımlardan birisi. Orta konsol ise, dönemin 850'lerinde de olduğu gibi sadece dik açılardan oluşuyor.

960-woodgrain-interior.jpg
5ebb91df-61d0-4f20-9334-264f9c28b04a_c13dfd1d-f3d8-4fee-b5b2-1b1bfd5da371.jpg


10-1997-volvo-960-in-colorado-wrecking-yard-photo-by-murilee-1.jpg

VOLVO-960-1543_3.jpeg


İç mekan oldukça düz ve sade bir tasarıma sahip. Arka cam/ayna rezistansı ve sis lambası anahtarlarının tam direksiyonun kolları arkasında kalması dışında ergonomik bir problem yok diyebilirim. Fakat modern zaman için en büyük eksikliği, telefon koyma yeri. Normal bir telefonun sağa sola fırlamadan sığabileceği tek yer el freninin alt kısmındaki boşluk. Yoksa telefon elinizde kalıyor:).
Orta konsol demişken; bu bölgenin tasarımı orta konsol ile tam uyuşmuyor. Gögüsteki ahşap kaplamalar burada devam etmiyor mesela. Fakat bu problem 1997 yılında gelen makyajla, ve aynı anda değişen model adıyla (S90 ismini alıyor) beraber düzeltiliyor.

2bc09fee-c920-495b-9d0e-4a4ebcd41781.jpg



Aracın donanımına gelirsek; Türkiye'de neredeyse çoğu benzer donanımda satılmış. Bunlardan öne çıkanları hızlıca sayarsak;
-cruise control
-8 yönlü elektrikli ve bel desteği ayarlı ön koltuklar. Şoför tarafında 3 hafıza, yolcu tarafında hafıza yok.
-ön iki koltukta ısıtma ve deri koltuklar
-otomatik tek yönlü klima
-elektrik ayarlı ve ısıtmalı aynalar
-4 cam otomatik
-arka cam perdesi
-ışıklı makyaj aynaları
-ön sis farları
-ön kemerlerde aktif gergi ve önde ve koltuklarda ikişer adet olmak üzere toplam 4 havayastığı.
-"Premium" ses sistemi. Aslında premium yazanlar standart oluyor; bir üst sınıf ses sisteminde farklı tipte bir radyo geliyor. Fakat standart halinde de 8 hoparlöre ve bagajda 6'lı cd changer'a sahip.

Ön koltuklar tipik Volvo koltukları, günümüze kadar değişmemiş tasarımda ve rahatlıkta. Hatta bu modelde, sınıf farkından dolayı olsa gerek, S40'tan daha geniş ve yumuşak bir yapıdalar. Yüzlerce km'yi tek oturuşta yorulmadan yapmanızı garanti edecek ergonomiye sahipler.
Arka koltuklar için belki önden daha da rahat olduklarını söyleyebilirim. Bugüne kadar oturduğum en konforlu arka koltuklara sahip bu araba. Hem yumuşaklığıyla içine gömüyor hem de sıkıca sarıyor. Arka tarafta diz ve baş mesafesi gayet iyi, zaten kutu tasarımından ve geniş yan camlardan dolayı iç mekanda genel olarak bir ferahlık hissi olduğunu söyleyebilirim.

İç mekan kalite olarak oldukça başarılı. Ön göğüste bir zamanlar derimsi bir yumuşak kaplama varmış, fakat yıllardır güneş görmenin etkisi olsa gerek; artık sadece ısındığı zaman yumuşak olduğu anlaşılıyor :). Kapıların iç kısımları deriyle kaplı ve oldukça yumuşak dolguya sahipler. Bulunduğu segmenti yansıtacak şekilde, iç mekanın dış kısımları (yani tavan, A-B-C sütunları) en yukarıdan aşağı kadar kadifemsi bir kumaş ile kaplı. Ayrıca arka yolcular için kapıların üst kısımlarında ekstra aydınlatmalar mevcut.
Aracın malzeme kalitesi, orta konsolda ahşap görünümlü çerçeve hariç (o bayağı gevrek duruyor), gayet iyi. Yıllara rağmen göğsün üst kısmı dahil herhangi bir kırılma, çatlama, boya atması vs. oluşmamış. Sadece yolcu havayastığının kapağında ufak çatlama başlangıçları var.

Direksiyonumuz deri kaplı ve nispeten büyük bir çapa sahip. Fakat bir eksi yönü ayar seçeneklerindeki yetersizlik. Sadece yukarı-aşağı yönde ayar yapabiliyorsunuz ve bunun da yalnızca 3 kademesi var. 2 numaralı orta ayar muhtemelen çoğu kişi için zaten ideal ayardır, ama en azından aralıksız bir ayarlama imkanı olmalıydı.

İç mekandaki en büyük eksiklik bence eşya gözleri. Ön tarafta kapının içindeki göz, torpido ve kol dayamanın altındaki göz dışında eşya koyabileceğiniz bir yer yok. Arka tarafta ise yalnızca ön koltuk arkalarındaki cepler ve kol dayamanın içinde bir göz mevcut. Kapılarda herhangi bir eşya gözü yok.
08f21c5e-526e-47d0-a550-28c423bfe984_ab3ddce1-70de-4d6c-a234-95a7bd335079.jpg
IMG_0017.JPG


Bagaj hacmi, az sonra bahsedeceğim süspansiyon yapısının da etkisiyle oldukça büyük. Bagaj kapağı son derece geniş olduğundan kullanışlı bir yükleme alanı sunuyor. Aracın kutu şeklindeki tasarımının bir avantajı burada belli oluyor, bagajda hacmi daraltan herhangi bir tasarım öğesi yok. Her taraf dümdüz. Bu araçların station versiyonlarının ayrı bir dünya olduğundan da bahsetmek lazım. Onlarda arka koltukları yatırıp içeriye buzdolabı, koltuk falan sığdırabiliyorsunuz. Oldukça konforlu 2 kişilik bir kamp aracı haline de getirilebiliyor.
Fakat sedan versiyonda arka koltuklar yatmıyor. Sadece ortada uzun eşyaları yolcu tarafına uzatabilmek için bir kapak mevcut.

1996_volvo_960_sedan-pic-8248050423740446193-640x480.jpeg




Makyajlı 960'lar ve sonrasında gelen S90, sadece iki farklı motor seçeneğiyle sunuldu. 2.5 ve 3 litrelik atmosferik sıralı 6 whiteblock motorlar. Kodları B6254S ve B6304S. Bu motorlar o dönemden 2010-15'lere kadar gelen diğer 4-5-6 silindir Volvo motorlarıyla aynı yapıya sahip. Yılların geçmesiyle beraber sonradan eklenen teknolojiler dışında, bu ailedeki bütün motorların aynı olduklarını söyleyebilirim.
Bu sıralı 6, Volvo'nun whiteblock motor projesinin ilk ürünü. Volvo esasında sadece 5 silindirli motoru kendisi üretip; 4 ve 6 silindirleri dışarıdan almayı planlarken bu fikri beğenmeyen dönemin motor tasarımcısı John Petterson, evinde kendi kendine bu 6 silindirli motoru 5 silindirle aynı altyapı üzerinde tasarlıyor. Motor beğeniliyor ve üretiliyor; optimizasyonu için Porsche yardımı alınıyor ve nihayetinde seri üretime geçiyor ve ilk olarak 1991 yılında çıkan 900 serisinde kullanılıyor. 93 senesinde 5; 95 senesinde de 4 silindirli versiyonları üretilip ilgili araçlara konuluyor.

Konumuz olan araçtaki bu motor, esasında whiteblock serisinin N koduna sahip ilk revizyonuna ait. S40 konusunda bahsetmiş olduğum motordan (ondaki motor RN serisi, yani ikinci revizyon), ve diğer 98 sonrası Volvo motorlarından ufak farklılıkları var. Bunların en başında hidrolik iticiler geliyor. Yeni nesil RN motorlarda sabit mekanik iticiler kullanılırken, bu N versiyon motorda hidrolik iticiler var. RN motorlarda pistonlar altında yağ jetleri varken, bu motorda onlar yok. RN motorlarda tek tarafta değişken zamanlamalı egzantrik varken bu motorda iki egzantrik de sabit. Yani Volvo'nun en karadüzen motoru denilebilir.
Motor 3 litre hacminde (aslında tam olarak 2.92 litre), maksimum gücü 204 beygir ve 6000 devirde geliyor. Maksimum torku ise 267 nm ve 4300 devirde elde ediliyor. Tork eğrisine bakıldığında genel olarak sahip olduğu en düşük tork 210 nm denebilir.
Motorun ECU'su Bosch Motronic 4.4, aynı dönemde 850 ve S70'lerde de kullanılan bir ECU. 6 silindirde 6 bobin, direkt bujinin üstünde. Port enjektörlü ve 2 adet vuruntu sensörü bulunuyor. 1 adet katalitik konvertör ve 2 oksijen sensörü (ön-arka) mevcut. Katalizöre ilave olarak bir de soğuk motorda egzoza hava üfleyen bir emisyon sistemi var, amacı katalizörü daha çabuk ısıtmak. EGR veya onun gibi bir sistem Türkiye pazarındaki modellerde bulunmuyor.
torque.JPG


Capture.PNG


5ebb91df-61d0-4f20-9334-264f9c28b04a_b0ebb167-a607-497f-9a6d-6dedcdad8cf9.jpg



Şanzıman olarak 3 litre versiyonlarda sadece otomatik, 2.5 litrelerde manuel ve otomatik seçenekleri var. Bu otomatik şanzıman Aisin'in 80'lerde kullanmaya başladığı, 90'larda elektronik hale getirdiği oldukça eski nesil bir tork konvertörlü şanzıman. 4 ileri ve 2-3-4. viteslerde konvertörü kilitliyor. Bu şanzımanın Toyota'daki ismi A340 ve inanılmaz geniş bir araç skalasında kullanılmış. Toyota pickup'lardan Lexus SC'lere, hatta Supra'larda (Evet 2jz olan :)) dahi kullanılmış bir şanzıman. Yağı düzenli değiştiği sürece ölümsüz olduğu söyleniyor, muhtemelen doğrudur. Zaten bu km'de bir otomatiği düşünürken, şanzımanı dert etmememin sebebi de bu oldu.

Bu şanzıman motorla beraber uzunlamasına yerleştirilmiş, yani araç arkadan çekiş. Hatta volvo'nun ürettiği son arkadan çekiş modeli. Arka aksta, zamanında kış paketi adı altında ekstra donanım olarak satılmış Eaton marka otomatik kilitlenen bir diferansiyel mevcut. Bu sistem mekaniksel olarak çalışıyor ve 40 km/h hız altında çekiş tekerlerinden birisinin yüksek oranda patinaja düşmesi durumunda anlık olarak devreye giriyor ve diferansiyeli kilitliyor. Bunun çalışması özellikle kaygan zemin üzerinde gaza asıldığınızda tak-tak şeklinde vuruntu sesiyle hissediliyor.


Yürüyen aksama baktığımızda ön ve arkada tam bağımsız süspansiyon görüyoruz. Öncelikle yürüyen aksamın 1995 makyajında tamamen yenilendiğini hatırlatalım. Son haline baktığımızda, ön tarafta 850'lerden esinlenilerek 960'a uyarlanmış MacPherson sistemi var. Arka taraf biraz daha ilginç. Multilink çok kollu bağımsız bir yapıda fakat geleneksel çelik helezon yay yerine, aracın ortasında enlemesine uzanan polimer kompozit malzemeden üretilmiş plastik bir yaprak yay kullanılmış. Aynı dönemde bu tür süspansiyon kullanan –bildiğim kadarıyla- tek araç Corvette. Günümüzde ise, enteresan bir şekilde Volvo’nun yeni SPA platformu (Yeni S90/S60’ın üretildiği platform) yine bu sistemi kullanıyor. Günümüzde bu tip süspansiyonu binek araçta kullanan yalnızca Volvo var sanırım.
Volvo_multilink_IRS.jpg


4 tekerde de disk fren mevcut, önler hava kanallı. Ön ve arkada disk çapları 280/265 mm. Bu ağırlıktaki bir araç için biraz küçük olduklarını söylemeliyim. Her ne kadar aracın durma kabiliyeti başarılı olsa da uzun süreli yüklenildiğinde (dağ inişleri vs.) kısa sürede ısınıp performans kaybedeceklerini söyleyebilirim.


Teknik verilerden bahsedersek; 0-100 süresi 9.1 saniye. 204 beygir gücüne rağmen bu yavaşlık ağırlığından ve biraz tembel çalışan şanzımanından kaynaklanıyor. Özellikle ilk kalkışta, 1.vitesin uzunluğu sebebiyle 30-40 kmh’lere kadar oldukça ağırkanlı hızlanıyor. 40-90 arası gücü hissettirmeye başlıyor. 100 km/h sonrasında ise artık vitesin-devrin ideal noktaya gelmesiyle "normal" ayarına geliyor. Maksimum hızı hiç denemedim, ama sanırım 205 gibi elektronik bir kesici varmış. 180'li hızlara kadar getirdim, o hızlara eforsuz çıkabiliyor.
53:47 oranında bir ön-arka ağırlık dağılımına sahip, bunu sürüşte de sunduğu dengesiyle hissettiriyor.

Vites oranlarına bakarsak, her ne kadar eski nesil bir araç olsa da yakıt ekonomisini iyileştirmek adına oranların biraz daha uzun olması gerekirdi. Zira nispeten hacimli motoru daha düşük devir çevirmeye müsait. Son viteste 3000 devirde yaklaşık 132-133 gibi bir hız yapıyor. 2000 devirde yaklaşık 90 km/h ile gidebiliyorsunuz. Benim için psikolojik sınır olan 4000 devirde ise 175-177 gibi bir yerde oluyor.
Lastik ölçüleri 205/55/16. Daha büyük ebatlı jant da takılabiliyor diye biliyorum. Ama bence gerek yok, bu haliyle aracın karakterine oldukça güzel uyuyor.

Sürüş detaylarını ve aracın serüvenini farklı mesajlarla ekleyeceğim. Son olarak aracın hem kabin hem mekaniksel aksamını gösteren güzel bir kesit videosu bırakayım,
 
Son düzenleme:

Gökhan61

Gökhan K.
Panpa
Beta Programı
21 Eyl 2016
1,496
1
4,808
4,070
41
Trabzon
Marka
Renault
Güzel bir tanıtım inceleme olmuş. Zamanında Reno ile ortaklıklarında sanırım bu aracın altyapısı safrane ile paylaşılmıştır. Ya da laguna 1 kasa ile. Volvoların tasarımlarındanmıdır bilmem iç kısımda bile sanki elinizi nereye atsanız taş gibi sapasağlam oynamaz kırılmaz hissi uyandırıyor fotoğraftan bile. Güle güle kullanın.
 
  • Beğeni
Tepkiler: nacker ve Onatygt

kenblock

Panpa
Beta Programı
24 Ocak 2017
5,288
1
9,438
4,970
kocaeli
Güzel bir tanıtım inceleme olmuş. Zamanında Reno ile ortaklıklarında sanırım bu aracın altyapısı safrane ile paylaşılmıştır. Ya da laguna 1 kasa ile. Volvoların tasarımlarındanmıdır bilmem iç kısımda bile sanki elinizi nereye atsanız taş gibi sapasağlam oynamaz kırılmaz hissi uyandırıyor fotoğraftan bile. Güle güle kullanın.
Çeliği ancak bu kadar bükebilmişler üstadım :)
 

nacker

Profesör
12 Ocak 2019
433
809
1,645
İstanbul
Sarı sitede baktım da hepsine LPG takılmış yazikkkk
Aslında günümüz şartlarında LPG için en ideal otomobillerden birisi :) . Avrupa'da da LPG ile kullanan çok sayıda kullanıcı var. İdeal olmayan ayarlarda dahi pek problem çıkarmadan yürüyebilen bir motor. Zaten bizim araç da LPG'li, ilk başta ben de sıcak bakmıyordum, vanadan kapatır benzinde kullanırız derken son gelen zamlarla cazip gelmeye başladı. Biraz deneyeyim dedim ve LPG'de de pürüzsüz çalıştığını görünce kullanmaya karar verdim. Ama benzini de yeri gelince esirgemiyoruz tabii:).
 

nacker

Profesör
12 Ocak 2019
433
809
1,645
İstanbul
Güzel bir tanıtım inceleme olmuş. Zamanında Reno ile ortaklıklarında sanırım bu aracın altyapısı safrane ile paylaşılmıştır. Ya da laguna 1 kasa ile. Volvoların tasarımlarındanmıdır bilmem iç kısımda bile sanki elinizi nereye atsanız taş gibi sapasağlam oynamaz kırılmaz hissi uyandırıyor fotoğraftan bile. Güle güle kullanın.
Bu kasanın altyapısının paylaşıldığını sanmıyorum hocam. Zira bu platform arkadan çekiş, renault'nun kullanabilmesi için bayağı modifikasyon yapması gerekirdi. Ama motor alışverişleri var. Safrane ve laguna'da volvo motorları var 4 ve 5 silindir. Volvo da bazı 900'lerde ve 700 serisinde, bir de S40 1.9 dizellerde renault motoru kullanmış. Yine bazı modellerde renault manuel şanzımanı da mevcut.
 
  • Beğeni
Tepkiler: Gökhan61

Onatygt

Onat YİĞİT
Profesör
4 Şub 2022
136
436
1,585
Kayseri
Marka
Volkswagen
Bu kasanın altyapısının paylaşıldığını sanmıyorum hocam. Zira bu platform arkadan çekiş, renault'nun kullanabilmesi için bayağı modifikasyon yapması gerekirdi. Ama motor alışverişleri var. Safrane ve laguna'da volvo motorları var 4 ve 5 silindir. Volvo da bazı 900'lerde ve 700 serisinde, bir de S40 1.9 dizellerde renault motoru kullanmış. Yine bazı modellerde renault manuel şanzımanı da mevcut.
Zaten Volvo Modüler motorlar serisi Renault ile beraber geliştirilmiş alüminyum blok ve kapağa sahip motorlardır. B4204S, B5244S motorları Safrane ve Laguna 1'de kullanılmıştır. F blok motorlardan da F3R, F3R, F9Q, F8Q gibi motorlar da Volvo tarafından kullanılmıştır. Süspansiyon sistemi olarak Laguna 1 ve Safrane'da kullanılan yarı bağımsız şeklinde torsiyona benzer bir yapısı vardır. Lakin Laguna 1, R21'in şasesinin daha geliştirilmiş versiyonu iken Safrane ise R25'in şasesinin geliştirilmiş ve uzatılmış versiyonudur. R25 ve R21 şaseleri Volvo ile beraber geliştirilip geliştirilmediği hakkında bilgim yok.


Aslında günümüz şartlarında LPG için en ideal otomobillerden birisi :) . Avrupa'da da LPG ile kullanan çok sayıda kullanıcı var. İdeal olmayan ayarlarda dahi pek problem çıkarmadan yürüyebilen bir motor. Zaten bizim araç da LPG'li, ilk başta ben de sıcak bakmıyordum, vanadan kapatır benzinde kullanırız derken son gelen zamlarla cazip gelmeye başladı. Biraz deneyeyim dedim ve LPG'de de pürüzsüz çalıştığını görünce kullanmaya karar verdim. Ama benzini de yeri gelince esirgemiyoruz tabii:).
LPG konusunda çok haklısınız. Motorun tasarımı ve bileşenleri gereği LPG'ye aşırı uyumlu denilecek bir motordur. B4204S kodlu (Renault'ta N7Q diye geçer ufak tefek farklılıklar vardır) motora sahip Laguna 1 ile 500.000km yapmıştık. Yaklaşık 390.000km'si LPG ile yapılmıştır. Motor doğru montaj, ayar ve doğru yağ bakımı ile cidden problemsizdir. Not düşmek gerekirse bir o kadar da modifiyeye yatkın bir motordur.
 

nacker

Profesör
12 Ocak 2019
433
809
1,645
İstanbul
Zaten Volvo Modüler motorlar serisi Renault ile beraber geliştirilmiş alüminyum blok ve kapağa sahip motorlardır. B4204S, B5244S motorları Safrane ve Laguna 1'de kullanılmıştır. F blok motorlardan da F3R, F3R, F9Q, F8Q gibi motorlar da Volvo tarafından kullanılmıştır. Süspansiyon sistemi olarak Laguna 1 ve Safrane'da kullanılan yarı bağımsız şeklinde torsiyona benzer bir yapısı vardır. Lakin Laguna 1, R21'in şasesinin daha geliştirilmiş versiyonu iken Safrane ise R25'in şasesinin geliştirilmiş ve uzatılmış versiyonudur. R25 ve R21 şaseleri Volvo ile beraber geliştirilip geliştirilmediği hakkında bilgim yok.



LPG konusunda çok haklısınız. Motorun tasarımı ve bileşenleri gereği LPG'ye aşırı uyumlu denilecek bir motordur. B4204S kodlu (Renault'ta N7Q diye geçer ufak tefek farklılıklar vardır) motora sahip Laguna 1 ile 500.000km yapmıştık. Yaklaşık 390.000km'si LPG ile yapılmıştır. Motor doğru montaj, ayar ve doğru yağ bakımı ile cidden problemsizdir. Not düşmek gerekirse bir o kadar da modifiyeye yatkın bir motordur.
Hocam modüler motorlarda ortak geliştirme durumu yok. Sadece renault değil başka markalarla da yok. Yalnızca optimizasyon aşamasında porsche'den yardım alındığı biliniyor.
Ama dediğiniz gibi bol miktarda alış-veriş durumu söz konusu. Volvo'nun özellikle küçük modellerinde (300-400 serisi, s40'lar vs.) renault motorları görmek mümkün. Hatta mitsubishi'nin bir motoru da var S40 platformundaki ortaklıktan gelen. Onun haricinde bir dönem VW TDI motorları da kullanıldı özellikle 850'lerde.
Bir de Peugeot-Renault-Volvo ortaklığında geliştirilmiş PRV motor ailesi var, onun ürünü olan bazı motorları volvo kullandı ama kendi motorlarına geçiş yapınca o gruptan ayrılmış 80'lerin sonlarında.


Şasi olarak bir ortaklığın olmadığını tekrar kontrol ettim. 700 ve 900'ün geliştirilme hikayesinde herhangi bir ortak çalışma vs. durumu yazmıyor. Zaten kaput altı fotolardan da (amortisör yerleşimi, ön panel vs.) tamamen farklı yapılarda oldukları görülüyor bu araçların.

960'taki süspansiyon tam bağımsız çok kollu bir sistem. Hatta bu süspansiyonun helezon yay kullanan bir önceki nesli IRS mk.1 de makyajsız 900 serilerinde ve makyajlı 700 serilerinde kullanıldı.
 
Son düzenleme:

Onatygt

Onat YİĞİT
Profesör
4 Şub 2022
136
436
1,585
Kayseri
Marka
Volkswagen
Hocam modüler motorlarda ortak geliştirme durumu yok. Sadece renault değil başka markalarla da yok. Yalnızca optimizasyon aşamasında porsche'den yardım alındığı biliniyor.
Ama dediğiniz gibi bol miktarda alış-veriş durumu söz konusu. Volvo'nun özellikle küçük modellerinde (300-400 serisi, s40'lar vs.) renault motorları görmek mümkün. Hatta mitsubishi'nin bir motoru da var S40 platformundaki ortaklıktan gelen. Onun haricinde bir dönem VW TDI motorları da kullanıldı özellikle 850'lerde.
Bir de Peugeot-Renault-Volvo ortaklığında geliştirilmiş PRV motor ailesi var, onun ürünü olan bazı motorları volvo kullandı ama kendi motorlarına geçiş yapınca o gruptan ayrılmış 80'lerin sonlarında.
Motor konusunda bazı kaynaklar da değişiyor. Ama zaten yapı olarak da benzer motorlar. PRV ailesi zaten çok farklı varyasyonları var ve bence cidden güzel makineler olan bir aile. Dediğiniz gibi 80'lerin sonrasında ayrılması ile sadece PSA ve Renault'un geliştirmeleri ve yeni motorları çıktı. VW TDİ 850 2.5TDİ olarak satılmıştı dediğiniz gibi. S40'ta Mitsubishi motoru olduğunu bilmiyordum bilgilenmiş oldum :D


Şasi olarak bir ortaklığın olmadığını tekrar kontrol ettim. 700 ve 900'ün geliştirilme hikayesinde herhangi bir ortak çalışma vs. durumu yazmıyor. Zaten kaput altı fotolardan da (amortisör yerleşimi, ön panel vs.) tamamen farklı yapılarda oldukları görülüyor bu araçların.

960'taki süspansiyon tam bağımsız çok kollu bir sistem. Hatta bu süspansiyonun helezon yay kullanan bir önceki nesli IRS mk.1 de makyajsız 900 serilerinde ve makyajlı 700 serilerinde kullanıldı.
Benzerlik vardı diye hatırlıyorum yanlışım olabilir. Hatta Laguna 1'e ön takım parçası alınca bazı parçların S40'a da uyumlu olduğu yazıyordu.
 
Son düzenleme:
  • Beğeni
Tepkiler: nacker

nacker

Profesör
12 Ocak 2019
433
809
1,645
İstanbul
Motor konusunda bazı kaynaklar da değişiyor. Ama zaten yapı olarak da benzer motorlar. PRV ailesi zaten çok farklı varyasyonları var ve bence cidden güzel makineler olan bir aile. Dediğiniz gibi 80'lerin sonrasında ayrılması ile sadece PSA ve Renault'un geliştirmeleri ve yeni motorları çıktı. VW TDİ 850 2.5TDİ olarak satılmıştı dediğiniz gibi. S40'ta Mitsubishi motoru olduğunu bilmiyordum bilgilenmiş oldum :D



Benzerlik vardı diye hatırlıyorum yanlışım olabilir. Hatta Laguna 1'e ön takım parçası alınca bazı parçların S40'a da uyumlu olduğu yazıyordu.
Türkiye'de hiç satılmadı ama S40'ın 1.8 GDI versiyonu mitsubishi motorudur.
Bende S40 da var, 1.8, alt takım olarak ortak parçaların bulunduğu tek araç mitsubishi carisma ki o da tam olarak uyumlu değil özellikle makyajlı s40 ile. Laguna'yla ise daha hiç ortak parçaya denk gelmedim. Motor hariç tabii, malum laguna'daki 2.0 volvo motoru dolayısıyla.
Hatta biraz detaya inildiğinde laguna'daki volvo motoru ilk mesajda bahsettiğim N serisi revizyona ait olduğundan, 99-2000 sonrası volvolardan farklıdır triger gergi sistemi vs. O açıdan s40'tan ziyade 850'lerle ve 960'larla daha benzerdir, pistonlu gergi sistemi ve vvt'siz olması dolayısıyla.
 
Son düzenleme:
  • Beğeni
Tepkiler: Onatygt

ALK

Düz Yol Gazcısı
15 Şub 2022
24
33
195
36
bursa
Marka
Hyundai
Donanımı, gücü ve sağlamlığı ile hala alınabilir bir araç sanırım. Tabi bilen insanların elinde.

Far ve stopları hatta panjur kısmı modernize edilebiliyor mu Hocam?
 

nacker

Profesör
12 Ocak 2019
433
809
1,645
İstanbul
Donanımı, gücü ve sağlamlığı ile hala alınabilir bir araç sanırım. Tabi bilen insanların elinde.

Far ve stopları hatta panjur kısmı modernize edilebiliyor mu Hocam?
Eğer elinizden biraz tamir işi geliyorsa, yani arıza durumunda tespit etme, bazı parça değişimleri vs. evet çok da zorlanmadan yürütülebilecek bir araç. Tabii öncesinde çok kurcalanmamış olması lazım. Bu açıdan, kurcalanmış olmasındansa bakımsız kalmış olması daha iyi benim için. Ve tabii gerekli durumlarda başvurmak üzere bir volvo ustası, o da büyükşehirlerde sıkıntı değil.
Parça durumunda halihazırda bir volvo kullanıcısı olarak bulunabilirliğe şaşırdığımı söylemem lazım. Gerçi henüz çok spesifik parçalar (iç-dış mekan trimleri, klipsler vs.) lazım olmadı, ama gerekli olan mekanik aksamla alakalı her parçayı 1 gün sonra kargo ile alabildim.

Kozmetik modifiye parçası bulunabileceğini, bundan çok daha popüler ve sportif olan 850 için bile sıkıntılıyken öyle şeyler, hiç sanmıyorum. Belki farların içerisine sonradan mercek ilavesi yapılabilir.
 
  • Beğeni
Tepkiler: ALK

ALK

Düz Yol Gazcısı
15 Şub 2022
24
33
195
36
bursa
Marka
Hyundai
Eğer elinizden biraz tamir işi geliyorsa, yani arıza durumunda tespit etme, bazı parça değişimleri vs. evet çok da zorlanmadan yürütülebilecek bir araç. Tabii öncesinde çok kurcalanmamış olması lazım. Bu açıdan, kurcalanmış olmasındansa bakımsız kalmış olması daha iyi benim için. Ve tabii gerekli durumlarda başvurmak üzere bir volvo ustası, o da büyükşehirlerde sıkıntı değil.
Parça durumunda halihazırda bir volvo kullanıcısı olarak bulunabilirliğe şaşırdığımı söylemem lazım. Gerçi henüz çok spesifik parçalar (iç-dış mekan trimleri, klipsler vs.) lazım olmadı, ama gerekli olan mekanik aksamla alakalı her parçayı 1 gün sonra kargo ile alabildim.

Kozmetik modifiye parçası bulunabileceğini, bundan çok daha popüler ve sportif olan 850 için bile sıkıntılıyken öyle şeyler, hiç sanmıyorum. Belki farların içerisine sonradan mercek ilavesi yapılabilir.
Siz sanırım orijinalcisiniz ama modern bir far-stop modifiye si aracı bambaşka bir seviyeye getirebilir gibi. Ruslar kesin yapmıştır. Zevk ve bütçe meselesi tabi. Bu tür araçları tercih edenler iğneden ipliğe her şeyi orijinal olsun istiyor genelde
 

nacker

Profesör
12 Ocak 2019
433
809
1,645
İstanbul
Aracın sürüşüne gelirsek; ön ve arka koltuk olarak ikiye ayırmak durumundayım çünkü aynı araba içinde de olsanız belirgin bir fark mevcut.
1996_Volvo_960_Estate_3.0i_V6_24V_Oxford_-_interior_(14472757245).jpg

Direksiyonda genel olarak yoldan izole bir yapısı var. Ufak ve derin çukur/tümseklerde beklediğimden daha sert ve gürültülü çalışan bir ön süspansiyona sahip. Arka süspansiyon ise gayet yumuşak ve tamamen sessiz çalıştığını söyleyebilirim. Bu ufak ve derin çukurlar dışında, çoğu yol kusurunda araç gayet konforlu. Yol dalgalanmalarında, köprü geçişlerinde vs. tatlı bir yaylanmaya sahip. Çok aşina olduğum S40 ile kıyasladığımda, S40’ta yola yapışık, yolla beraber bütün hareketleri hissederken 960’ta yolun hareketini süspansiyon absorbe ediyor ve kasaya tatlı bir yaylanma kalıyor sadece.

Direksiyon yoldan izole olsa da, tutunma ve tutunmanın kaybolduğu anlarda gerekli hissiyatı aktarıyor. S40'taki gibi -asfalttan kaynaklanan titreşimi bile- sürekli hissettiren bir yapısı yok, ama modern harcıalem araçlardaki gibi ruhsuz ve yapay değil kesinlikle.
Viraj esnasında gelen yol bozukluklarında da son derece stabil olduğunu söylemeliyim. Ön taraf zaten bağımsız, ama arkadaki enteresan süspansiyon da aracı yolda tutmakta başarılı. Viraj dönerken yoldaki bozukluklardan etkilenmiyor hiç. S40'ın da arkası bağımsız fakat bunun kadar yumuşak olmadığından dolayı olsa gerek, bazı durumlarda -dengeyi bozmasa da- biraz yana atabiliyor.

Yol tutuş becerisi olarak beni çok şaşırttığını söyleyebilirim. Aracın sınıfından ve yumuşak yapısından dolayı biraz gemi gibi döneceğini düşünüyordum. Fakat beklentilerimin tam tersi yönde olduğu ortaya çıktı. 960, tipinden ve düz yolda sahip olduğu yumuşaklıktan beklenilmeyecek kadar çevik. Hatta düşük hızlarda (100 km/h altı) S40'a yakın olduğunu söyleyebilirim. İki araçla da aynı virajlara aşağı yukarı benzer hızlarda girebiliyorum ve ikisi de gayet rahat dönebiliyor. Virajlardaki stabilite, muhtemelen ağırlık dağılımından dolayı, 960’ta daha iyi. Örnek olarak, S40’ı keskin bir virajda gaz/fren veya direksiyon hareketiyle oynatmak mümkünken; 960 bu tür hareketlerde daha zor bozuluyor ve dengesini korumak istediğini hissettiriyor, arkadan çekiş olmasına rağmen pek bırakmak istemiyor. Otoban hızlarındaki ani şerit değişimlerinde dahi gayet kontrol edilebilir ve güven verici davranıyor.

Düşük hızlarda pek hissedilmeyen süspansiyonun yumuşaklığının etkisi 110-120 üzeri hızlarda belirginleşiyor. Özellikle 140-150 gibi hızlarda dar otoban virajlarında araç bayağı yatıyor. Hatta alışana kadar biraz korkuttuğunu söyleyebilirim. Fakat bir süre sonra aslında sadece kasanın yattığını; lastiklerin tutunmaya devam ettiğini anlamak mümkün. Tabii bu da bir yere kadar ki arabanın amacı da bu değil zaten. Odaklandığı nokta yüksek hız düzlükleri. Oldukça eski teknoloji bir araç olmasına ve bol dik açılı aerodinamik olarak berbat tasarımına rağmen hem hız algısı olarak hem de yoldaki stabilite olarak hızı hiç hissettirmiyor. Sürüş hissiyatı 80’de nasılsa 180’te de öyle. Artan dış ses haricinde aradaki farkı anlamak pek mümkün değil. Hızlandıkça yola yapışıyor tabiri kullanılabilir bu araç için.





958ca9c1cb7d470aa537c7df31b0d059.jpg


Arka koltuğa gelirsek; ön koltukta beklediğimden daha sert gelen ön süspansiyon, arkada neredeyse hiç hissedilmiyor. Arka süspansiyonun da yumuşaklığıyla birleşince, ön tarafa kıyasla belirgin şekilde daha konforlu bir arka koltuğa sahip. Temiz asfalt üzerinde uçan halı gibi, ne yoldan ne motordan kaynaklı herhangi bir pürüz hissedilmiyor. Ön tarafta duyulabilir seviyede olan motorun sesi arkaya üst devirler dışında neredeyse hiç gelmiyor. Yumuşak ve hafifçe yaylanan koltuklarla da birleşince kesinlikle sınıfının beklentilerini karşılayacak bir konfora sahip olduğunu söyleyebilirim.
Yan camların büyüklüğü oturma pozisyonunun yüksekliğiyle de birleşince, arkada oturan yolcunun -bir de manzara güzelse- çok keyifli bir yolculuk geçireceği şüphesiz.



Yalıtım konusuna gelirsek; aracın lastik sesi izolasyonu yeterli. Lastiklerin yuvarlanma sesi hem düşük hem yüksek hızlarda rahatsız etmeyecek seviyede yalıtılmış. Fakat yine de duyulabiliyor, bu konuda daha iyisini beklediğimi söylemem lazım. Motor sesinin yalıtımı ise oldukça başarılı. Bu yalıtımla ve (muhtemelen) motorun tasarımıyla alakalı olacak ki; 3000 devirlere kadar 6 silindir sesini pek seçemiyorsunuz. Sadece önünüzde titreşimsiz çalışan hacimli bir şey olduğu anlaşılıyor. 6 silindirin karakteristik sesi motoru yüke bindirip üst devirlere çıktığınızda gelmeye başlıyor. Yüksek hızlara çıkıldığında artan motor sesi ise neredeyse hiç rahatsız etmiyor.

Rüzgar yalıtımı iyi olsa da, özellikle kapılardan gelen yol sesi (daha çok yoldan yansıyan lastik sesi gibi) beklediğimden daha fazla. Bunda kocaman yan camların etkisinin olduğunu düşünüyorum. Modern araçlardan alıştığımızın aksine kapının yarısı kadar camları mevcut. Bu da doğal olarak dış ortam sesinin içeriye daha fazla gelmesine sebep oluyor. Bir diğer sebep de kapı fitilleri olabilir. Neticede 26 yaşında bir araç ve fitillerin özellikle alt kısımlarında yer yer eskimeler mevcut. Bu konuyla alakalı olarak fitilleri destekleme ve kapı içlerine ekstra yalıtım yapmayı planlıyorum ve muhtemelen bayağı faydası olacak.

Trim sesi konusundan bahsetmek gerekirse; engebesiz yollarda, çakıllı kaba asfalt dahi olsa, sıfır trim sesi var. Motorun devri veya hızla beraber bir şey değişmiyor. Fakat sert çukurlara girildiğinde sağından solundan bazı tıkırtılar geliyor. Bunların büyük kısmı da zamanla gevreyip kırılan klipslerden kaynaklı. Gerekli takviyeleri yapınca 1996 model olmasına rağmen trim sesi yapmayan, sağından solundan gacırtı sesi gelmeyen bir araç olma potansiyeline sahip. Eski araçların yenilerden öne çıktığı bir yön de bu sanırım. Belki yeniler kadar çekici değiller ama yıllara meydan okuyan bir kaliteye sahipler.


İnceleme kısmında son olarak arabanın en güzel özelliğinden bahsetmek istiyorum: dönüş çapı. Yaklaşık 4.9 metre uzunluğa sahip bu arabanın dönüş çapı sadece 9.75 metre:D. Kıyaslama açısından, 208'in 10.4 metre, clio hb'in 10.6 metre, polo'nun 10.6 metre dönüş çapı var.
Ön tekerler tam sağ/sol kırmalarda o kadar çok dönüyor ki, o halde gaza biraz fazla basarsanız tekerler dönüş yönünde dönemeyip, hafif seke seke öne gitmeye başlıyor. Hiç tereddüt etmeden ufak sokaklara, dar otoparklara girip neredeyse yan yan dönebilmek her seferinde istemsiz bir sırıtmaya sebep oluyor:D.
 
Son düzenleme:

Emreeklft

Emre kalafat
Takipçi
30 May 2022
1
0
10
24
Bursa
Marka
Volvo
Zaten Volvo Modüler motorlar serisi Renault ile beraber geliştirilmiş alüminyum blok ve kapağa sahip motorlardır. B4204S, B5244S motorları Safrane ve Laguna 1'de kullanılmıştır. F blok motorlardan da F3R, F3R, F9Q, F8Q gibi motorlar da Volvo tarafından kullanılmıştır. Süspansiyon sistemi olarak Laguna 1 ve Safrane'da kullanılan yarı bağımsız şeklinde torsiyona benzer bir yapısı vardır. Lakin Laguna 1, R21'in şasesinin daha geliştirilmiş versiyonu iken Safrane ise R25'in şasesinin geliştirilmiş ve uzatılmış versiyonudur. R25 ve R21 şaseleri Volvo ile beraber geliştirilip geliştirilmediği hakkında bilgim yok.



LPG konusunda çok haklısınız. Motorun tasarımı ve bileşenleri gereği LPG'ye aşırı uyumlu denilecek bir motordur. B4204S kodlu (Renault'ta N7Q diye geçer ufak tefek farklılıklar vardır) motora sahip Laguna 1 ile 500.000km yapmıştık. Yaklaşık 390.000km'si LPG ile yapılmıştır. Motor doğru montaj, ayar ve doğru yağ bakımı ile cidden problemsizdir. Not düşmek gerekirse bir o kadar da modifiyeye yatkın bir motordur.
Merhaba . Bir 960 almanın eşiğindeyim. Fakat yedek parça bulunuyor mu rahat bir şekilde anlayamadım. Kimi servis var diyor kimisi yok bulunmaz kesinlikle diyor.bursada oturuyorum yardımcı olursanız çok sevinirim.
 

nacker

Profesör
12 Ocak 2019
433
809
1,645
İstanbul
Merhaba . Bir 960 almanın eşiğindeyim. Fakat yedek parça bulunuyor mu rahat bir şekilde anlayamadım. Kimi servis var diyor kimisi yok bulunmaz kesinlikle diyor.bursada oturuyorum yardımcı olursanız çok sevinirim.
Bakım ve sarf parçaları büyük parçacılarda (znt, özzey, gökşen vs.) bulunuyor. Yetkili servisten de orjinal parçaların büyük kısmı temin edilebiliyor. Hatta bazen yetkili servis orjinal parçayı dışarıdaki yan sanayilerden daha ucuza verebiliyor.
Fakat iç ve dış trim, kaporta parçalarında (ön cam çerçeveleri, tampondaki spoiler, göğüsteki düğmeler vs.) sıfır parçalar oldukça pahalı. Böyle durumlarda çıkmacıların eline mahkum kalabilirsiniz.

Bursa'da usta sıkıntısı olacağını pek sanmıyorum. Ama sadece ve sadece volvo'lara bakan özel servislere götürmelisiniz. Yoksa arabanın içinden geçerler, yaptığınız masrafla kalabilirsiniz. İyi bir ustayla çok problem yaşamadan binilebilir araçlar, tabii öncesinde kurcalanmamışsa. Almadan önce mutlaka bir volvo ustasına götürüp motor (özellikle kompresyon testi) -şanzıman-yürüyen aksamı kontrol ettirmeniz gerekir, sonra pişman olabilirsiniz. Basit bir örnek verirsem bunların arka takımlarının başka hiçbir araçta benzeri yok. Bazı volvo ustaları bile bulaşmak istemiyor. O yüzden dikkatli olmak lazım.

Parça bulunurluğu olarak dediğim gibi pek bir problem yok ama fiyatlar diğer markalara kıyasla pahalı onu bilin. Özellikle son döviz hareketlerinden sonra iyice arttı. Bir kaç örnek vermem gerekirse; aldıktan kısa süre sonra MAF sensörü arızası verdi, 900 tl idi (orta kalite yan sanayi) parça. Yakın zamanda yetkili servisten şanzıman takozu aldım, 600 küsürdü. Alacağınız aracın motor takozları çok yüksek ihtimalle bozulmuş olacak yaştan dolayı. 2 takoz muhtemelen şu an 2 bin tl'ye yakın tutar. Değiştirmezseniz de arabanın keyfini tam manasıyla alamazsınız vs.
Mesela yakın zamanda bobin değiştirmem gerekiyor. 6 adet var, piyasadaki en ucuz bobini bile tercih etsem 4 bin tl'yi aşan bir maliyet çıkıyor.
En ucuz demişken, bu arabalara ucuz yan sanayi parça da beğendiremezsiniz. Bu da farklı bir handikapları. Tercihen orijinal ya da kaliteli avrupa üretimi markalar olmalı.

Yani bugünkü fiyatlarla, temiz bir araç dahi alsanız minimum 8-10 bin tl masrafı ilk günden kabullenmeniz gerekecek. En basitinden triger seti ve devirdaimi alır almaz değiştirmek gerekir. Sadece ikisinin parça maliyeti muhtemelen 2000-2500 tl'ye gelmiştir.
İthal ve az bulunan araçlar olduğundan yan sanayide rekabet yok. Ve euro üzerinden geldikleri için böyle bir durum mevcut.
 

nacker

Profesör
12 Ocak 2019
433
809
1,645
İstanbul
Araçla ilgili son girdiden bu yana 6 ay olmuş, bu süreçte araca birçok şey yapıldı fakat bunlar genelde tek seferde, biraz da aceleyle olduğundan fotoğraf vs. uğraşamadım. Yakın zamanda kendim hallettiğim birkaç şeyi bir ara konuya ekleyeceğim.
Hızlı bir özet geçmek gerekirse;

  • Herhangi bir aracı ilk alındığında yapılması gereken tüm bakımlar; triger kayışı, devirdaim, yağ, filtreler, antifriz, termostat, bujiler değişti.
  • V kayış gergisinin rulmanı ses yaptığı için, arka egzantrik keçeleri ve yağ kapağı contası yağ kaçırdığı için değişti.
  • 2 adet motor takozu ve şanzıman takozu
  • Kapağıyla beraber genleşme tankı, su seviye sensörü, kalorifer ve yağ soğutucu hortumları, radyatör hortumları (bunu henüz değiştirmedim)
  • Kontrol amaçlı karter havalandırma kutusu söküldü, bu esnada manifold contası, karter havalandırmanın contaları vs. değişti
  • Biraz problemli bir süreçte şanzıman yağı
  • Arıza sebebiyle MAF ve egzantrik konum sensörleri
  • Tıkırtı yapmaya başlayan ön Z rotlar ve rulmanlarıyla beraber ön amortisör üst takozları
  • Plastik karter alt muhafazası
  • Tedbir amaçlı gaz pedal konum sensörü
  • Yeni LPG enjektörleri ve filtresi
  • Şaft askısı ve rulmanı ve balansı
  • Bagaj kapağı amortisörleri, kapı klipsleri gibi ufak parçalar
  • Biraz deneme amaçlı aldığım ama faydasını da gördüğüm enjektör-katalitik, şanzıman, direksiyon ve hidrolik itici katkıları (hepsi Liqui moly'nin ürünleri)
  • Yağ çubuğunun farklı okunduğunu kullanma kılavuzundan öğrenene kadar niye bu kadar yağ eksiliyor diye aldığım 2 litre ekstra yağ
  • Yerine tam oturmamış olduğu için yolda uçup giden ön sinyal
  • İlk başta aceleye getirip, durumları iyi diye ertelediğim triger ve V kayışı sabit rulmanları.

Geçen süreçte büyük maliyetli denebilecek bu parçalar değişti, fiyatlar sürekli yukarı doğru arttığından dolayı bugün için geçerli net bir fiyat söylemek mümkün değil, fakat düz TL olarak toplayınca bugüne kadar 13 bin tl, sadece parçaların maliyeti.

Fiyat kıyaslayabilme açısından, bu parçaların en maliyetli olanları şöyle;
-MAF sensörü (Bremi), 970 tl. (güncel fiyatı 1300 tl)
-Triger sabit rulmanı (INA), 800 tl. Bunu daha yeni aldım.
-Şanzıman takozu (yetkili servisten), 640 tl.
-2 adet motor takozu (Febi), ikisi 800'e gelmiş. Güncel fiyatı ikisi 1200 tl.
-2 adet amortisör takozu (Meyle), ikisi 800'e gelmiş. Güncel fiyat 860 tl.

Biraz incelendiğinde, motor ve şanzıman yağları ve antifriz neredeyse aracın kendi parçalarından daha fazla tutmuş gözüküyor.

Bu süreçte ucuzluğuyla şaşırtan bazı parçalar da oldu. Mesela genleşme tankını Magneti marelli Türkiye'de üretiyor, 240 tl'ye almıştım, güncel fiyat 300tl.
Z rotlar da aynı şekilde yerli üretimde mevcut, her ne kadar daha kaliteli markalar istesem de o an stokta olmadığından AYD almak zorunda kaldım, ikisi 220 tl.
Radyatör hortumlarını İbraş üretiyor, F/P olarak rakipsiz diyebilirim. Orjinal hortumların tanesi 1000 tl'leri aşarken, İbraş'tan iki hortum 300'e geliyor.
Uçan ön sinyali TYC marka olarak 250 tl'ye almıştım, günümüz şartlarında bir volvo için çok ucuz bir rakam. Güncel fiyatı 370 tl.
 
Son düzenleme:

nacker

Profesör
12 Ocak 2019
433
809
1,645
İstanbul
Genleşme tankı içerisindeki soğutma suyu seviyesini ölçen sensör, genleşme tankını değiştirirken 25 senenin verdiği yorgunlukla parçalanarak çıkmıştı. Zaten kablosu da oldukça kötü vaziyetteydi.
Bu parçanın yenisi 960 için artık üretilmiyor, fakat birebir aynı sistem (ECU'lar da aynı hatta) 850 ve S70'lerde de kullanıldığı için, onlar üzerinden temin etmek oldukça kolay. Sadece ucundaki soket farklı olduğu için ufak bir operasyon yapmak gerekiyor. Ben araçtaki sokete uydurmak için, RC drone'larda sıkça kullanılan "bullet plug" denilen kablo uçlarından kullandım. Araçtaki soketin karşılığı olarak tam uyuyor.
Parçanın güncel fiyatı ise yetkili serviste 350 tl civarlarında.

IMG_20220903_145359.jpg


IMG_20220903_145010.jpg
IMG_20220903_150200.jpg
 

mradem

adem
Takipçi
6 Ocak 2023
1
0
10
35
turkiye
Marka
Hyundai
Araçla ilgili son girdiden bu yana 6 ay olmuş, bu süreçte araca birçok şey yapıldı fakat bunlar genelde tek seferde, biraz da aceleyle olduğundan fotoğraf vs. uğraşamadım. Yakın zamanda kendim hallettiğim birkaç şeyi bir ara konuya ekleyeceğim.
Hızlı bir özet geçmek gerekirse;

  • Herhangi bir aracı ilk alındığında yapılması gereken tüm bakımlar; triger kayışı, devirdaim, yağ, filtreler, antifriz, termostat, bujiler değişti.
  • V kayış gergisinin rulmanı ses yaptığı için, arka egzantrik keçeleri ve yağ kapağı contası yağ kaçırdığı için değişti.
  • 2 adet motor takozu ve şanzıman takozu
  • Kapağıyla beraber genleşme tankı, su seviye sensörü, kalorifer ve yağ soğutucu hortumları, radyatör hortumları (bunu henüz değiştirmedim)
  • Kontrol amaçlı karter havalandırma kutusu söküldü, bu esnada manifold contası, karter havalandırmanın contaları vs. değişti
  • Biraz problemli bir süreçte şanzıman yağı
  • Arıza sebebiyle MAF ve egzantrik konum sensörleri
  • Tıkırtı yapmaya başlayan ön Z rotlar ve rulmanlarıyla beraber ön amortisör üst takozları
  • Plastik karter alt muhafazası
  • Tedbir amaçlı gaz pedal konum sensörü
  • Yeni LPG enjektörleri ve filtresi
  • Şaft askısı ve rulmanı ve balansı
  • Bagaj kapağı amortisörleri, kapı klipsleri gibi ufak parçalar
  • Biraz deneme amaçlı aldığım ama faydasını da gördüğüm enjektör-katalitik, şanzıman, direksiyon ve hidrolik itici katkıları (hepsi Liqui moly'nin ürünleri)
  • Yağ çubuğunun farklı okunduğunu kullanma kılavuzundan öğrenene kadar niye bu kadar yağ eksiliyor diye aldığım 2 litre ekstra yağ
  • Yerine tam oturmamış olduğu için yolda uçup giden ön sinyal
  • İlk başta aceleye getirip, durumları iyi diye ertelediğim triger ve V kayışı sabit rulmanları.

Geçen süreçte büyük maliyetli denebilecek bu parçalar değişti, fiyatlar sürekli yukarı doğru arttığından dolayı bugün için geçerli net bir fiyat söylemek mümkün değil, fakat düz TL olarak toplayınca bugüne kadar 13 bin tl, sadece parçaların maliyeti.

Fiyat kıyaslayabilme açısından, bu parçaların en maliyetli olanları şöyle;
-MAF sensörü (Bremi), 970 tl. (güncel fiyatı 1300 tl)
-Triger sabit rulmanı (INA), 800 tl. Bunu daha yeni aldım.
-Şanzıman takozu (yetkili servisten), 640 tl.
-2 adet motor takozu (Febi), ikisi 800'e gelmiş. Güncel fiyatı ikisi 1200 tl.
-2 adet amortisör takozu (Meyle), ikisi 800'e gelmiş. Güncel fiyat 860 tl.

Biraz incelendiğinde, motor ve şanzıman yağları ve antifriz neredeyse aracın kendi parçalarından daha fazla tutmuş gözüküyor.

Bu süreçte ucuzluğuyla şaşırtan bazı parçalar da oldu. Mesela genleşme tankını Magneti marelli Türkiye'de üretiyor, 240 tl'ye almıştım, güncel fiyat 300tl.
Z rotlar da aynı şekilde yerli üretimde mevcut, her ne kadar daha kaliteli markalar istesem de o an stokta olmadığından AYD almak zorunda kaldım, ikisi 220 tl.
Radyatör hortumlarını İbraş üretiyor, F/P olarak rakipsiz diyebilirim. Orjinal hortumların tanesi 1000 tl'leri aşarken, İbraş'tan iki hortum 300'e geliyor.
Uçan ön sinyali TYC marka olarak 250 tl'ye almıştım, günümüz şartlarında bir volvo için çok ucuz bir rakam. Güncel fiyatı 370 tl.
Hocam azminiz beni de ümitlendirdi. Dh de 2011 de s40 la başlayan volvo maceram oldu. Yanılmıyorsam volvo bölümünde sizinde mesajınız vardı. meteg, hesheit aklımda kalanlar.
2011 de volvo parçası bulunduğum şehirde olmadığından zntvolvo dan alıyordum . Sizin s40 da değiştirdiğiniz parçaları neredeyse ben de fazla fazla değiştirmiştim. En çok can sıkan oksijen sensoru sorunu yaşamıştım. Ntk sıfır bulamıyorduk. o zaman servis çok iyi hatırlıyorum 1 adet sensöre asgari ücret parası istemişti ve onu da hemen getirtemiyordu. Bosch uyum sağlamıyordu. Baskı balata, triger, tüm alt takım, sensörler, benzin pompası hala aklımda kalanlar bunlar. Hatta obd cihazı alıp arızalarına kendim bakıyordum. O zaman obd cihazı bluetoothlu yoktu kabloyu evin camın arabaya bağlıyordum 6 ay da 10 asgari ücret harcayınca memur bütçem baya sarsıldı :)
Şimdi aklımda 960 var ama aklıma eski günler geliyor . Sizi görünce heveslendim.
 
AdBlock Tespit Edildi!

OTOPARK.COM Forum'u Adblock ile kullanmanız bizi üzdü

Değerli ziyaretçimiz/üyemiz, OTOPARK.COM Forum ücretsiz bir oluşum olup, maliyetlerin karşılanması için reklamların yayınlanması gerekmektedir. Lütfen Adblock'u OTOPARK.COM'dan hariç tutunuz.

Tamam, AdBlock'u devre dışı bıraktım