"OY VER"

REFERANDUM HANGİ DOĞRULTUDA OY KULLANCAKSINIZ?

  • EVET

    Kullanılan: 20 21.5%
  • HAYIR

    Kullanılan: 73 78.5%

  • Kullanılan toplam oy
    93
  • Anket kapatılmış .
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Cenk

Galatasaray
Beta Programı
8 Eyl 2016
18,285
45,927
6,820
Zonguldak
Marka
Ford
Bu millet akıllanmaz beyler boşuna uğraşmayın.. Mısır, Libya, İran, Bolivya, Kolombiya, Arjantin, Kazakistan, Honduras, Haiti, Kosta Rika, Liberya, Meksika.. bu liste böyle uzayıp gidiyor. Dünya üzerinde lider olamamış, ekonomisini ve düzenini de doğru düzgün oturtamamış hemen hemen tüm devletlerin uyguladığı bir sistem bu. Atatürk zamanında kuvvetler ayrılığını getirip, parlamenter meclisi kurduğunda bu bölge halklarının, orta doğu halklarının, Afrika halklarının bile göremediği, sahip olamadığı modern bir sistem ile ülkeyi donatmaya çalışmış. Bunca sürünen devlet ve yönetim rejimleri içinde Türkiye sivrilmiş ve neredeyse istisna haline gelmişken artık o sivrilen kısmı yontma ve bu çoğu geri kalmış ülkelerin seviyesine indirmeye ortam hazır hale getirilmiştir.
Hangi modern ve ileri gitmiş devlet otoriter rejimle o çağdaşlığı yakalayabilmiş. Ama bizim milletin yüz yıllardan beri gelen tek adamcılığı, biat alışkanlığı, kendilerine olan özgüven eksikliği ve illa yönetilme isteği yüzünden yine tarihin karanlık zamanlarına dönmek üzereyiz. Bu millet Atatürk'ü bile tek adam olarak görmeye çalışmış, ama o ' hakimiyet milletindir ' diyerek bunu uygulamakta ısrarcı davranmıştır. Milletimin bana ihtiyacı yok, ' muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur' demiş. Ne acı ki bu millet, Atatürk'ün bu halka güvendiği kadar kendisine güvenmemiştir. Ne acıdır ki ona ayyaş diyenleri lider yapma gafletine dalmışlardır ve ne acı ki bu ülkeye bir daha da Atatürk gibiler gelmeyecek. Hadi Tayyip Erdoğan'a güveniyorsun, yarın o öldüğünde yerine gelecek kişinin bu ülkeye hainlik etmeyeceğini nereden biliyorsun ? Başkanlık sistemi içinde istisnai kurallarla yönetilen tek ülke ABD'dir. Onun da kendine ait geleneksel siyaset kuralları vardır. 15 Temmuz'da demokrasi diye sokağa çıkanların, 16 nisan'da evet diyerek demokrasiyi yok etmeye çalışmaları da bu ülkenin en trajikomik vakalarından biridir.
 
Son düzenleme:

vwgti

Profesör
15 Eyl 2016
103
298
1,535
Bu millet akıllanmaz beyler boşuna uğraşmayın.. Mısır, Libya, İran, Haiti, Bolivya, Kolombiya, Arjantin, Kazakistan, Honduras, Haiti, Kosta Rika, Liberya, Meksika.. bu liste böyle uzayıp gidiyor. Dünya üzerinde lider olamamış, ekonomisini ve düzenini de doğru düzgün oturtamamış hemen hemen tüm devletlerin uyguladığı bir sistem bu. Atatürk zamanında kuvvetler ayrılığını getirip, parlamenter meclisi kurduğunda bu bölge halklarının, orta doğu halklarının, Afrika halklarının bile göremediği, sahip olamadığı modern bir sistem ile ülkeyi donatmaya çalışmış. Bunca sürünen devlet ve yönetim rejimleri içinde Türkiye sivrilmiş ve neredeyse istisna haline gelmişken artık o sivrilen kısmı yontma ve bu çoğu geri kalmış ülkelerin seviyesine indirmeye ortam hazır hale getirilmiştir.
Hangi modern ve ileri gitmiş devlet otoriter rejimle o çağdaşlığı yakalayabilmiş. Ama bizim milletin yüz yıllardan beri gelen tek adamcılığı, biat alışkanlığı, kendilerine olan özgüven eksikliği ve illa yönetilme isteği yüzünden yine tarihin karanlık zamanlarına dönmek üzereyiz. Ne acı ki bu ülkeye bir daha da Atatürk gibiler gelmeyecek. Hadi Tayyip Erdoğan'a güveniyorsun, yarın o öldüğünde yerine gelecek kişinin bu ülkeye hainlik etmeyeceğini nereden biliyorsun ? Başkanlık sistemi içinde istisnai kurallarla yönetilen tek ülke ABD'dir. Onun da kendine ait geleneksel siyaset kuralları vardır. 15 Temmuz'da demokrasi diye sokağa çıkanların, 16 nisan'da evet diyerek demokrasiyi yok etmeye çalışmaları da bu ülkenin en trajikomik vakalarından biridir.
Altına imzamı atarım hocam olay aynen böyle.
 

tesla

Profesör
3 Şub 2017
358
453
1,095
gurbetçiler zaten sen fakir kal istiyor ki. avrupayı en çok onlar kötüler çünkü sen gelme isterler. sen gelme ki onlar 3-5 aralara karışmış yaşıyorlar, sen gelme ki göze daha çok batmasınlar. onlar zaten türk insanından kaçıp gitmişler avrupaya tabiki senin gelmeni istemeyecek. ayrıca orda hizmet sektöründe çalışıyor hepsi, ama burda köyünce gelince kendini zengin hissediyor havası oluyor. inanın bana gurbetçiler kadar pislik kimse olamaz. resmen sen fakir kal ki bende senin üzerinden mercedesimle euromla ego tatmin edeyim diye düşünüyor. işkembeden sallamıyorum avrupada da yaşadım. onların müslüman görünmesi sırf hava, önce euro sonra allah der onlar. ve emin olun almanya biraz sıkıstırsa onları deport etmekle azıcık tehdit etseler önce türk pasaportlarını iptal ederler sonra müsmümanlıktan bile çıkarlar, alman konsolosluklarına dikilip ağam kıyma bize pokunu yiyeyim geri gönderme diye.

inanmayan muhipe sorsun oda almanyada bulunmustu sanırım
 
  • Beğeni
Tepkiler: Iskender™

Oguz Akcay

Asfalt Kurutucu
10 Eyl 2016
23
19
595
Bu millet akıllanmaz beyler boşuna uğraşmayın.. Mısır, Libya, İran, Bolivya, Kolombiya, Arjantin, Kazakistan, Honduras, Haiti, Kosta Rika, Liberya, Meksika.. bu liste böyle uzayıp gidiyor. Dünya üzerinde lider olamamış, ekonomisini ve düzenini de doğru düzgün oturtamamış hemen hemen tüm devletlerin uyguladığı bir sistem bu. Atatürk zamanında kuvvetler ayrılığını getirip, parlamenter meclisi kurduğunda bu bölge halklarının, orta doğu halklarının, Afrika halklarının bile göremediği, sahip olamadığı modern bir sistem ile ülkeyi donatmaya çalışmış. Bunca sürünen devlet ve yönetim rejimleri içinde Türkiye sivrilmiş ve neredeyse istisna haline gelmişken artık o sivrilen kısmı yontma ve bu çoğu geri kalmış ülkelerin seviyesine indirmeye ortam hazır hale getirilmiştir.
Hangi modern ve ileri gitmiş devlet otoriter rejimle o çağdaşlığı yakalayabilmiş. Ama bizim milletin yüz yıllardan beri gelen tek adamcılığı, biat alışkanlığı, kendilerine olan özgüven eksikliği ve illa yönetilme isteği yüzünden yine tarihin karanlık zamanlarına dönmek üzereyiz. Bu millet Atatürk'ü bile tek adam olarak görmeye çalışmış, ama o ' hakimiyet milletindir ' diyerek bunu uygulamakta ısrarcı davranmıştır. Milletimin bana ihtiyacı yok, ' muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur' demiş. Ne acı ki bu millet, Atatürk'ün bu halka güvendiği kadar kendisine güvenmemiştir. Ne acıdır ki ona ayyaş diyenleri lider yapma gafletine dalmışlardır ve ne acı ki bu ülkeye bir daha da Atatürk gibiler gelmeyecek. Hadi Tayyip Erdoğan'a güveniyorsun, yarın o öldüğünde yerine gelecek kişinin bu ülkeye hainlik etmeyeceğini nereden biliyorsun ? Başkanlık sistemi içinde istisnai kurallarla yönetilen tek ülke ABD'dir. Onun da kendine ait geleneksel siyaset kuralları vardır. 15 Temmuz'da demokrasi diye sokağa çıkanların, 16 nisan'da evet diyerek demokrasiyi yok etmeye çalışmaları da bu ülkenin en trajikomik vakalarından biridir.
Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur :)
 
  • Beğeni
Tepkiler: tesla ve Cenk

tesla

Profesör
3 Şub 2017
358
453
1,095
Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur :)
hocam bu varya tam milleti uyutma taktiği. osmanlıdan şanlı tarihten çanakkaleden giriyoruz hep sonra millet; "tabeee oğlum istesek varya anasını ağlatırız ama şimdi gerek yok daha o kadar karışmadı" moduna sokuyo bizi:D geçmişten güç alarak öteliyoruz gibime geliyo
 
  • Beğeni
Tepkiler: Iskender™

Oguz Akcay

Asfalt Kurutucu
10 Eyl 2016
23
19
595
hocam bu varya tam milleti uyutma taktiği. osmanlıdan şanlı tarihten çanakkaleden giriyoruz hep sonra millet; "tabeee oğlum istesek varya anasını ağlatırız ama şimdi gerek yok daha o kadar karışmadı" moduna sokuyo bizi:D geçmişten güç alarak öteliyoruz gibime geliyo
Burdan benım alıntıladıgım adamın dediği gibi Atatürk ün millete guvendıği kadar millet kendısıne güvenmemiştir sözüne katıldıgımı belirtmek isterim.Kucumsenecek bir millet olduğumuzu düşünmüyorum ancak milletimizin bir kısmının uyuduğu konusunda hemfikir olabiliriz ;)
 
  • Beğeni
Tepkiler: tesla

Cenk

Galatasaray
Beta Programı
8 Eyl 2016
18,285
45,927
6,820
Zonguldak
Marka
Ford
hocam bu varya tam milleti uyutma taktiği. osmanlıdan şanlı tarihten çanakkaleden giriyoruz hep sonra millet; "tabeee oğlum istesek varya anasını ağlatırız ama şimdi gerek yok daha o kadar karışmadı" moduna sokuyo bizi:D geçmişten güç alarak öteliyoruz gibime geliyo
Atatürk'ün ' muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur ' sözü iki anlamı ifade eder,

Birincisi; bu milletin kendisini yönetebilecek güçte olduğunu ve biat kültürüyle tek adamlığa alışılmışlığın aşılabileceğini ifade eder.

İkincisi, ülkenin bekasını istemeyen odaklara karşı verilecek bir mücadelede kimsenin yardımına ihtiyacı olmadan üstesinden gelebilecek bir kudrete ve geçmişe sahip olduğunu belirtir.

Atatürk bu sözü boşuna söylememiştir, çünkü 1071'den beri bu topraklarda bulunan Türk milletinin defalarca devleti yıkılmış ve defalarca yeniden kurulmuştur ( tabii aslında hiç bir zaman devlet yıkılmamıştır, sadece isim ve konsept değiştirmiştir. İnsanlar bu kısmı biraz eksik bilir ). Tarihte böyle bir olayın, bu kadar yıkımın üzerine yeniden dirilişin hiç bir devlet ve millet adına olmuşluğu yoktur. Atatürk, bu milletin tarihini ve karakterini bilen, araştıran ve ona göre davranan, neyi hak ettiğini kendinden emin şekilde bilen ilim sahibi bir insandı. O yüzden Atatürk, bu cümleyi boşuna söylememiştir.

Tabii sadece söylenen sözlerle kalıp, biz şöyleyiz böyleyiz diyerek, sadece geçmişle övünüp geleceği kurmadan yola devam ederek olacak şeyler değil bunlar.. Bir millet geçmişini bilecek, geçmişinden çıkardığı derslerle geleceğini kuracak.
 
Son düzenleme:
  • Beğeni
Tepkiler: alfhonso

Cenk

Galatasaray
Beta Programı
8 Eyl 2016
18,285
45,927
6,820
Zonguldak
Marka
Ford
@tesla Bahsettiğin tarzda fiili işgallerin bu ülke için gerçekleşmesi yakın zamanda çok zor, hatta bizim ülkemiz için pek mümkün bir şey değil. Çünkü Türkiye'yi farklı kılan şey dünya üzerinde hiç bir devletin ve milletin sahip olmadığı bir konumda yaşıyor oluşumuz. Türkiye dünya üzerinde öyle bir noktada ki Orta doğu, Balkanlar ve Avrupa arasında tam anlamıyla köprü pozisyonunda. Tam bir geçiş noktası diyebiliriz. Dünya üzerinde söz sahibi olmak isteyen devletlerin ezelden beri bildiği ve planlarını da buna göre uyguladıkları su götürmez bir gerçek.

Türkiye gibi bir ülkeyi hiç bir yabancı devlet tekel şekilde fiili işgale kalkışamaz. Çünkü Türkiye üzerine yapılan planlarda bütün süper güçlerin kendilerine ait bir çıkarı var. Zaten bu topraklarda fiili olarak hala yaşayabiliyor oluşumuzun en büyük sebebi tek bir devletin değil, bir çok devletin bu ülke üzerinden çıkarının oluşu. Çağımızda Türkiye gibi bir ülke bizans oyunları ve siyaset üzerinden ancak elde tutulabilir. Ekonomisini, sosyo-kültürel yapısını, ordusunu, yasama-yürütme-yargı kurumlarını kısacası komple tüm hayati damarlarını elinde tutarsın, buralara kendi adamlarını yerleştirmeye çalışırsın ve bu şekilde yönetirsin. Zaten bu şekilde de oluyor.

80 milyonluk bir ülkeye açılabilecek fiili bir savaşın maliyetini hesaplamaya tüm Avrupa devletleri korkar bundan emin olabilirsin. ABD bile Irak'ı tam anlamıyla kontrol altına alamadı, harcadığı paralar da bütçesini oldukça sarstı. Söylediğim gibi bu ülkeyi fiili olarak işgal zordur, siyaset ile masada kazanmaya çalışırsın ve toprakları ancak o şekilde bölebilirsin. Biz de bu olmasın diye zaten tek adamcılığı istemiyoruz, otoriter rejime karşıyız.
 
  • Beğeni
Tepkiler: Porsche ve anl_akl

fatih yavuz

Profesör
8 Eyl 2016
559
1,083
2,320
İstanbul
Marka
Saab
Onu bunu bilmem de bu referandumda herkes kendini kandırıyor. Bi taraf hdp pkk chp hayır diyor diye evete veriyor bi taraf hdp pkk CHP hayır diyorsa kesin evet çıkması için bir oyundur diyerek hayır diyor.
Bırakın bunları, okuyun maddeleri ona göre oy verin. Parti başkanlarını da boşverin. Önemli olan vatanımız.
 

RYAN7R

Özg
Panpa
7 Eyl 2016
4,159
1
8,086
4,820
28
Ankara
Marka
Yok
Benim yorumdan çok genel olarak herkese sormak istediğim sorular var:

1. FETÖ tutuklanmalarında bildiğim kadarı ile iktidar partisinden hiç bir siyasetçi tutuklanmadı, içlerinde hiç mi FETÖcü yoktu?

2. Bu ülke insanı neden tarih boyunca tek bir adama tapmayı sevdi?

3. Geçmişe özlem duyulabilir, çok normal, ama geçmiş politikaları uygulayıp Dünya yönetiminde söz sahibi olma fikri sizce doğru mudur? (Geçmiş geçmişte kalmıştır, değişmeyen tek şey değişimdir)

4. İktidar partisinin temel konsepti dine dayanmaktadır, bu konuda herkes hem fikir, ama iyi ama kötü, sizce bu ana fikir etrafında ilerlemek sizce doğru mudur?

5. Bugün tahminimce evet diyen kesimin büyük çoğunluğu haklı olarak mevcut yönetimin daha güçlenmesini istediği için bu tercihi yapıyor, çok normal, peki yönetim değiştiği zaman ne olacak? (Bazı kesim başbakan-cumhurbaşkanı arasındaki sürtüşmelerin ülkeyi geri çektiğine inanıyor, biraz doğru biraz yanlış benim bu konuda fikrim)

6. Mevcut sistemin ülkemize yararı ne olacak, zararı ne olacak? Her iki düşünceden yorum bekliyorum.

Benim artık bu toplumdan beklentim kutuplaşmaların bittiği, karşılıklı sevgi-saygı, anlayışın geliştiği günleri görmektir. Farklı düşüncelerin söz sahibi olabildiği bir ülke yaratabilirsek Dünya'da bir gün önemli bir yere gelebileceğimize inanıyorum. Örnek olarak, bir kişi türban taktığı için bir kesim tarafından aşağılanıyor, aynı zamanda başka bir kadın mini etek giydiği başka bir kesim tarafından hor görülüyor. Bu tür basit görüşleri aşmamız gerekiyor. Aşamayıp ortak payda da buluşulmadığı sürece yol alacağımızı pek sanmıyorum.
 
Son düzenleme:

RYAN7R

Özg
Panpa
7 Eyl 2016
4,159
1
8,086
4,820
28
Ankara
Marka
Yok
Maddeleri okumayanlar için:

MADDE 1: 7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9 uncu maddesine “bağımsız” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve tarafsız” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 2: 2709 sayılı Kanunun 75 inci maddesinde yer alan “beşyüzelli” ibaresi “altıyüz” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 3: 2709 sayılı Kanunun 76 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Yirmibeş” ibaresi “Onsekiz” şeklinde, ikinci fıkrasında yer alan “yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar,” ibaresi “askerlikle ilişiği olanlar,” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 4: 2709 sayılı Kanunun 77 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;

“C. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanının seçim dönemi MADDE 77- Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir aynı günde yapılır. Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde birinci oylamada gerekli çoğunluğun sağlanamaması halinde 101 inci maddedeki usule göre ikinci oylama yapılır.”

MADDE 5: 2709 sayılı Kanunun 87 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;

“MADDE 87: Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; bütçe ve kesinhesap kanun tekliflerini görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek; milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.”

MADDE 6: 2709 sayılı Kanunun 98 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve kenar başlığı metinden çıkarılmıştır;

“MADDE 98: Türkiye Büyük Millet Meclisi; meclis araştırması, genel görüşme, meclis soruşturması ve yazılı soru yollarıyla bilgi edinme ve denetleme yetkisini kullanır. Meclis araştırması, belli bir konuda bilgi edinmek için yapılan incelemeden ibarettir. Genel görüşme, toplumu ve Devlet faaliyetlerini ilgilendiren belli bir konunun Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülmesidir. Meclis soruşturması, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hakkında 106 ncı maddenin beşinci, altıncı ve yedinci fıkraları uyarınca yapılan soruşturmadan ibarettir. Yazılı soru; yazılı olarak en geç onbeş gün içinde cevaplanmak üzere milletvekillerinin, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlara yazılı olarak soru sormalarından ibarettir. Meclis araştırması, genel görüşme ve yazılı soru önergelerinin verilme şekli, içeriği ve kapsamı ile araştırma usulleri Meclis İçtüzüğü ile düzenlenir.”

MADDE 7: 2709 sayılı Kanunun 101 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"A. Adaylık ve seçimi MADDE 101: Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip, Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Cumhurbaşkanlığına, siyasi parti grupları, en son yapılan genel seçimlerde toplam geçerli oyların tek başına veya birlikte en az yüzde beşini almış olan siyasi partiler ile en az yüz bin seçmen aday gösterebilir. Cumhurbaşkanı seçilen milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer. Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilir. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü ikinci oylama yapılır. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy almış iki aday katılır ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilir. İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin herhangi bir nedenle seçime katılmaması halinde; ikinci oylama, boşalan adaylığın birinci oylamadaki sıraya göre ikame edilmesi suretiyle yapılır. İkinci oylamaya tek adayın kalması halinde, bu oylama referandum şeklinde yapılır. Aday, geçerli oyların salt çoğunluğunu aldığı takdirde Cumhurbaşkanı seçilir. Oylamada, adayın geçerli oyların çoğunluğunu alamaması halinde, sadece Cumhurbaşkanı seçimi yenilenir. Seçimlerin tamamlanamaması halinde, yenisi göreve başlayıncaya kadar mevcut Cumhurbaşkanının görevi devam eder. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin diğer usul ve esaslar kanunla düzenlenir.”

MADDE 8: 2709 sayılı Kanunun 104 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;

“MADDE 104: Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir. Cumhurbaşkanı, Devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder. Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde açılış konuşmasını yapar. Ülkenin iç ve dış siyaseti hakkında Meclise mesaj verir. Kanunları yayımlar. Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderir. Kanunların, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesiyle Anayasa Mahkemesinde iptal davası açar. Cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanları atar ve görevlerine son verir. Üst kademe kamu yöneticilerini atar, görevlerine son verir ve bunların atanmalarına ilişkin usul ve esasları Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenler. Yabancı devletlere Türkiye Cumhuriyetinin temsilcilerini gönderir, Türkiye Cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul eder. Milletlerarası andlaşmaları onaylar ve yayımlar. Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunar. Milli güvenlik politikalarını belirler ve gerekli tedbirleri alır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil eder. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar verir. Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle kişilerin cezalarını hafifletir veya kaldırır. Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez. Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde, kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir. Cumhurbaşkanı, kanunların uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilir. Kararnameler ve yönetmelikler, yayımdan sonraki bir tarih belirlenmemişse, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe girer. Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.”

MADDE 9: 2709 sayılı Kanunun 105 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“E. Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu MADDE 105- Cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği iddiasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilir. Meclis, önergeyi en geç bir ay içinde görüşür ve üye tamsayısının beşte üçünün gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verebilir. Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasi partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her siyasi parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclis Başkanlığına sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona bir aylık yeni ve kesin bir süre verilir. Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır, dağıtımından itibaren on gün içinde Genel Kurulda görüşülür. Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte ikisinin gizli oyuyla Yüce Divana sevk kararı alabilir. Yüce Divan yargılaması üç ay içinde tamamlanır, bu sürede tamamlanamazsa bir defaya mahsus olmak üzere üç aylık ek süre verilir, yargılama bu sürede kesin olarak tamamlanır. Hakkında soruşturma açılmasına karar verilen Cumhurbaşkanı, seçim kararı alamaz. Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkûm edilen Cumhurbaşkanının görevi sona erer. Cumhurbaşkanının görevde bulunduğu sürede işlediği iddia edilen suçlar için görevi bittikten sonra da bu madde hükmü uygulanır.”

MADDE 10: 2709 sayılı Kanunun 106 ncı maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“F. Cumhurbaşkanı yardımcıları, Cumhurbaşkanına vekâlet ve bakanlar MADDE 106- Cumhurbaşkanı, seçildikten sonra bir veya daha fazla Cumhurbaşkanı yardımcısı atayabilir. Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir nedenle boşalması halinde, kırkbeş gün içinde Cumhurbaşkanı seçimi yapılır. Yenisi seçilene kadar Cumhurbaşkanı yardımcısı Cumhurbaşkanlığına vekâlet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır. Genel seçime bir yıl veya daha az kalmışsa Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimi de Cumhurbaşkanı seçimi ile birlikte yenilenir. Genel seçime bir yıldan fazla kalmışsa seçilen Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi seçim tarihine kadar görevine devam eder. Kalan süreyi tamamlayan Cumhurbaşkanı açısından bu süre dönemden sayılmaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlerinin yapılacağı tarihte her iki seçim birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, Cumhurbaşkanı yardımcısı Cumhurbaşkanına vekâlet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından Cumhurbaşkanı tarafından atanır ve görevden alınır. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, 81 inci maddede yazılı şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde and içerler. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan olarak atanırlarsa üyelikleri sona erer.

Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, Cumhurbaşkanına karşı sorumludur. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hakkında görevleriyle ilgili suç işledikleri iddiasıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilir. Meclis, önergeyi en geç bir ay içinde görüşür ve üye tamsayısının beşte üçünün gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verebilir. Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasi partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından, her siyasi parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclis Başkanlığına sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona bir aylık yeni ve kesin bir süre verilir. Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır ve dağıtımından itibaren on gün içinde Genel Kurulda görüşülür. Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte ikisinin gizli oyuyla Yüce Divana sevk kararı alabilir. Yüce Divan yargılaması üç ay içinde tamamlanır, bu sürede tamamlanamazsa bir defaya mahsus olmak üzere üç aylık ek süre verilir, yargılama bu sürede kesin olarak tamamlanır. Bu kişilerin görevde bulundukları sürede, görevleriyle ilgili işledikleri iddia edilen suçlar bakımından, görevleri bittikten sonra da beşinci, altıncı ve yedinci fıkra hükümleri uygulanır. Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkûm edilen Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakanın görevi sona erer.

Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, görevleriyle ilgili olmayan suçlarda yasama dokunulmazlığına ilişkin hükümlerden yararlanır. Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri, teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenir.”

MADDE 11: 2709 sayılı Kanunun 116 ncı maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“H. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanı seçimlerinin yenilenmesi

MADDE 116: Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.

Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.

Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha

aday olabilir. Seçimlerinin birlikte yenilenmesine karar verilen Meclisin ve Cumhurbaşkanının yetki ve görevleri, yeni Meclisin ve Cumhurbaşkanının göreve başlamasına kadar devam eder.

Bu şekilde seçilen Meclis ve Cumhurbaşkanının görev süreleri de beş yıldır.”

MADDE 12: 2709 sayılı Kanunun 119 uncu maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve kenar başlıkları metinden çıkarılmıştır.

“III. Olağanüstü hal yönetimi MADDE 119: Cumhurbaşkanı; savaş, savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi, seferberlik, ayaklanma, vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışma, ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması, anayasal düzeni veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerinin ortaya çıkması, şiddet olayları nedeniyle kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması, tabiî afet veya tehlikeli salgın hastalık ya da ağır ekonomik bunalımın ortaya çıkması hallerinde yurdun tamamında veya bir bölgesinde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir. Olağanüstü hal ilanı kararı verildiği gün Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise derhal toplantıya çağırılır; Meclis gerekli gördüğü takdirde olağanüstü halin süresini kısaltabilir, uzatabilir veya olağanüstü hali kaldırabilir. Cumhurbaşkanının talebiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi her defasında dört ayı geçmemek üzere süreyi uzatabilir. Savaş hallerinde bu dört aylık süre aranmaz. Olağanüstü hallerde vatandaşlar için getirilecek para, mal ve çalışma yükümlülükleri ile 15 inci maddedeki ilkeler doğrultusunda temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya geçici olarak durdurulacağı, hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği kanunla düzenlenir. Olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanı, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, 104 üncü maddenin onyedinci fıkrasının ikinci cümlesinde belirtilen sınırlamalara tabi olmaksızın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Kanun hükmündeki bu kararnameler Resmî Gazetede yayımlanır, aynı gün Meclis onayına sunulur.

Savaş ve mücbir sebeplerle Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanamaması hâli hariç olmak üzere; olağanüstü hal sırasında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri üç ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülür ve karara bağlanır. Aksi halde olağanüstü hallerde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi kendiliğinden yürürlükten kalkar.”

MADDE 13: 2709 sayılı Kanunun 142 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “Disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kurulamaz. Ancak savaş halinde, asker kişilerin görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevli askeri mahkemeler kurulabilir.”

MADDE 14: 2709 sayılı Kanunun 159’uncu maddesinin başlığı ile birinci ve dokuzuncu fıkralarında yer alan “Yüksek” ibareleri madde metninden çıkarılmış; iki, üç, dört ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş; altıncı fıkrasında yer alan “asıl” ibaresi madde metninden çıkarılmış; dokuzuncu fıkrasında yer alan “kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere” ibaresi “kanun ve diğer mevzuata” şeklinde değiştirilmiştir.

“Hâkimler ve Savcılar Kurulu onüç üyeden oluşur; iki daire halinde çalışır.

Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir.

Kurulun, üç üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adlî yargı hâkim ve savcıları arasından, bir üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından Cumhurbaşkanınca; üç üyesi Yargıtay üyeleri, bir üyesi Danıştay üyeleri, üç üyesi nitelikleri kanunda belirtilen yükseköğretim kurumlarının hukuk dallarında görev yapan öğretim üyeleri ile avukatlar arasından Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilir. Öğretim üyeleri ile avukatlar arasından seçilen üyelerden, en az birinin öğretim üyesi ve en az birinin de avukat olması zorunludur. Kurulun Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilecek üyeliklerine ilişkin başvurular, Meclis Başkanlığına yapılır. Başkanlık, başvuruları Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona gönderir. Komisyon her bir üyelik için üç adayı, üye tamsayısının üçte iki çoğunluğuyla belirler. Birinci oylamada aday belirleme işleminin sonuçlandırılamaması halinde ikinci oylamada üye tamsayısının beşte üç çoğunluğu aranır. Bu oylamada da aday belirlenemediği takdirde, her bir üyelik için en çok oyu alan iki aday arasında ad çekme usulü ile aday belirleme işlemi tamamlanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Komisyon tarafından belirlenen adaylar arasından, her bir üye için ayrı ayrı gizli oyla seçim yapar. Birinci oylamada üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu; bu oylamada seçimin sonuçlandırılamaması halinde, ikinci oylamada üye tamsayısının beşte üç çoğunluğu aranır. İkinci oylamada da üye seçilemediği takdirde en çok oyu alan iki aday arasında ad çekme usulü ile üye seçimi tamamlanır.

Üyeler dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler bir kez daha seçilebilir. Kurul üyeliği seçimi, üyelerin görev süresinin dolmasından önceki otuz gün içinde yapılır. Seçilen üyelerin görev süreleri dolmadan Kurul üyeliğinin boşalması durumunda, boşalmayı takip eden otuz gün içinde, yeni üyelerin seçimi yapılır.”

MADDE 15: 2709 sayılı Kanunun 161 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;

“A. Bütçe ve kesin hesap MADDE 161: Kamu idarelerinin ve kamu iktisadî teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin harcamaları yıllık bütçelerle yapılır. Malî yıl başlangıcı ile merkezi yönetim bütçesinin hazırlanması, uygulanması ve kontrolü ile yatırımlar veya bir yıldan fazla sürecek iş ve hizmetler için özel süre ve usuller kanunla düzenlenir. Bütçe kanununa, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz. Cumhurbaşkanı bütçe kanun teklifini, malî yılbaşından en az yetmişbeş gün önce, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar. Bütçe teklifi Bütçe Komisyonunda görüşülür. Komisyonun ellibeş gün içinde kabul edeceği metin Genel Kurulda görüşülür ve malî yılbaşına kadar karara bağlanır. Bütçe kanununun süresinde yürürlüğe konulamaması halinde, geçici bütçe kanunu çıkarılır. Geçici bütçe kanununun da çıkarılamaması durumunda, yeni bütçe kanunu kabul edilinceye kadar bir önceki yılın bütçesi yeniden değerleme oranına göre artırılarak uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Genel Kurulda kamu idare bütçeleri hakkında düşüncelerini her bütçenin görüşülmesi sırasında açıklarlar, gider artırıcı veya gelirleri azaltıcı önerilerde bulunamazlar. Genel Kurulda kamu idare bütçeleri ile değişiklik önergeleri, üzerinde ayrıca görüşme yapılmaksızın okunur ve oylanır. Merkezî yönetim bütçesiyle verilen ödenek, harcanabilecek tutarın sınırını gösterir. Harcanabilecek tutarın Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle aşılabileceğine dair bütçe kanununa hüküm konulamaz. Carî yıl bütçesindeki ödenek artışını öngören değişiklik teklifleri ile carî ve izleyen yılların bütçelerine malî yük getiren tekliflerde, öngörülen giderleri karşılayabilecek malî kaynak gösterilmesi zorunludur. Merkezî yönetim kesinhesap kanunu teklifi, ilgili olduğu malî yılın sonundan başlayarak en geç altı ay sonra Cumhurbaşkanı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Sayıştay genel uygunluk bildirimini, ilişkin olduğu kesinhesap kanun teklifinin verilmesinden başlayarak en geç yetmişbeş gün içinde Meclise sunar. Kesinhesap kanunu teklifi ve genel uygunluk bildiriminin Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olması, ilgili yıla ait Sayıştayca sonuçlandırılamamış denetim ve hesap yargılamasını önlemez ve bunların karara bağlandığı anlamına gelmez. Kesinhesap kanunu teklifi, yeni yıl bütçe kanunu teklifiyle birlikte görüşülür ve karara bağlanır.”

MADDE 16: 2709 sayılı Kanunun;

A) 8 inci maddesinde yer alan “ve Bakanlar Kurulu”; 15 inci maddesinin birinci fıkrasında, 17 nci maddesinin dördüncü fıkrasında ve 19 uncu maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “, sıkıyönetim”; 88 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulu ve”, ikinci fıkrasında yer alan “tasarı ve”; 93 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “, doğrudan doğruya veya Bakanlar Kurulunun istemi üzerine,”; 125 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askerî Şuranın kararları yargı denetimi dışındadır. Ancak,” ve altıncı fıkrasında yer alan “sıkıyönetim,”; 148 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “, sıkıyönetim”, altıncı fıkrasında yer alan “, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi” ve “Yüksek”, yedinci fıkrasında yer alan “ile Jandarma Genel Komutanı”; 153 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “tasarı veya”; 154 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Yüksek”; 155 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Başbakan ve Bakanlar Kurulunca gönderilen kanun tasarıları,” ve “tüzük tasarılarını incelemek,”, üçüncü fıkrasında yer alan “Yüksek” ibareleri madde metinlerinden çıkarılmıştır.

B) 73 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “Bakanlar Kuruluna” ibaresi “Cumhurbaşkanına”; 78 inci maddesinin başlığı “D. Seçimlerin geriye bırakılması ve ara seçimler”; 117 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulu” ibaresi “Cumhurbaşkanı”; 118 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Başbakan yardımcıları,” ibaresi “Cumhurbaşkanı yardımcıları,”, “Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel Komutanından” ibaresi “Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava kuvvetleri komutanlarından”, üçüncü fıkrasında yer alan “Bakanlar Kuruluna” ibaresi “Cumhurbaşkanına”, “Bakanlar Kurulunca” ibaresi “Cumhurbaşkanınca”, dördüncü fıkrasında yer alan “Başbakan” ibaresi “Cumhurbaşkanı yardımcıları”, beşinci fıkrasında yer alan “Başbakanın” ibaresi “Cumhurbaşkanı yardımcısının”, altıncı fıkrasında yer alan “kanunla” ibaresi “Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle”; 123 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak” ibaresi “kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle”; 124 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Başbakanlık” ibaresi “Cumhurbaşkanı” ve “tüzüklerin” ibaresi “Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin”; 127 nci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulunun” ibaresi “Cumhurbaşkanının”; 131 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “ve Bakanlar Kurulunca” ibaresi “tarafından”; 134 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Başbakanlığa” ibaresi “Cumhurbaşkanının görevlendireceği bakana”; 137 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “tüzük” ibaresi “Cumhurbaşkanlığı kararnamesi”; 148 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “kanun hükmünde kararnamelerin” ibareleri “Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin”, altıncı fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulu üyelerini” ibaresi “Cumhurbaşkanı yardımcılarını, bakanları,”; 149 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “oniki” ibaresi “on”; 150’nci maddesinde yer alan “kanun hükmündeki kararnamelerin” ibaresi “Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin” ve “iktidar ve anamuhalefet partisi Meclis grupları ile Türkiye Büyük Millet Meclisi” ibaresi “Türkiye Büyük Millet Meclisinde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubuna ve”; 151 inci maddesi ile 153 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “kanun hükmünde kararname” ibareleri “Cumhurbaşkanlığı kararnamesi”; 152 nci maddesinin birinci fıkrası ile 153 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “kanun hükmünde kararnamenin” ibareleri “Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin”; 158 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “adli, idari ve askeri” ibaresi “adli ve idari”; 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “hükümete” ibaresi “Cumhurbaşkanına”; 167 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Bakanlar Kuruluna” ibaresi “Cumhurbaşkanına” şeklinde değiştirilmiştir.

C) 89 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “geri gönderilen kanunu” ibaresinden sonra gelmek üzere “üye tamsayısının salt çoğunluğuyla” ve “117 nci” maddesinin üçüncü fıkrasının başına “Cumhurbaşkanınca atanan” ibareleri eklenmiştir.

Ç) 108 inci maddesinin birinci fıkrasına “inceleme,” ibaresinden önce gelmek üzere “idari soruşturma,” ibaresi eklenmiş; ikinci fıkrasında yer alan “Silahlı Kuvvetler ve” ibaresi madde metninden çıkarılmış; üçüncü fıkrasında yer alan “üyeleri ve üyeleri içinden Başkanı, kanunda belirlenen nitelikteki kişiler arasından,” ibaresi “Başkan ve üyeleri,” şeklinde ve dördüncü fıkrasında yer alan “kanunla” ibaresi “Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle” şeklinde değiştirilmiştir. D) 146’ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “onyedi” ibaresi “onbeş” şeklinde değiştirilmiş, üçüncü fıkrasında yer alan “, bir üyeyi Askerî Yargıtay, bir üyeyi Askerî Yüksek İdare Mahkemesi” ibaresi ile dördüncü fıkrasında yer alan “, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi” ibareleri madde metninden çıkarılmıştır.

E) 82’nci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi, 96’ncı maddesinin ikinci fıkrası, 117’nci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları, 127’nci maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi, 150’nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi ile 91, 99, 100, 102, 107, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 120, 121, 122, 145, 156, 157, 162, 163 ve 164 üncü maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 17: 2709 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir;

“GEÇİCİ MADDE 21:

A) Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27’nci Yasama Dönemi milletvekili genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi 3/11/2019 tarihinde birlikte yapılır. Seçimin yapılacağı tarihe kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ve Cumhurbaşkanının görevi devam eder. Meclisin seçim kararı alması halinde, 27’nci Yasama Dönemi milletvekili genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.

B) Bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç altı ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu Kanunla yapılan değişikliklerin gerektirdiği Meclis İçtüzüğü değişikliği ile diğer kanuni düzenlemeleri yapar. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenleneceği belirtilen değişiklikler ise Cumhurbaşkanının göreve başlama tarihinden itibaren en geç altı ay içinde Cumhurbaşkanı tarafından düzenlenir.

C) Anayasanın 159 uncu maddesinde yapılan düzenlemeye göre Hâkimler ve Savcılar Kurulu üyeleri en geç otuz gün içinde seçilirler ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki kırkıncı günü takip eden iş günü görevlerine başlarlar. Başvurular, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına yapılır. Başkanlık, başvuruları Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona gönderir. Komisyon on gün içinde her bir üyelik için üç adayı üye tamsayısının üçte iki çoğunluğuyla belirler. Birinci oylamada üçte iki çoğunlukla seçimin sonuçlandırılamaması halinde, ikinci ve üçüncü oylamalar yapılır; bu oylamalarda üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun oyunu alan aday seçilmiş olur. Beşte üç çoğunluğun sağlanamaması halinde üçüncü oylamada en çok oyu almış olan, seçilecek üyelerin iki katı aday arasından ad çekme usulü ile üye belirleme işlemi tamamlanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu aynı usul ve nisapları gözeterek onbeş gün içinde seçimi tamamlar. Mevcut Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri, yeni üyelerin göreve başlayacağı tarihe kadar görevlerine devam eder ve bu süre içinde yürürlükteki Kanun hükümlerine göre çalışır. Yeni üyeler, ilgili kanunda değişiklik yapılıncaya kadar mevcut Kanunun Anayasaya aykırı olmayan hükümleri uyarınca çalışır. Görevi sona eren ve Hâkimler ve Savcılar Kuruluna yeniden seçilmeyen üyelerden, talepleri halinde adli yargı hâkim ve savcıları arasından seçilenler Yargıtay üyeliğine, idari yargı hâkim ve savcıları arasından seçilenler Danıştay üyeliğine Hâkimler ve Savcılar Kurulunca seçilir; öğretim üyeleri ve avukatlar arasından seçilenler ise Danıştay üyeliğine Cumhurbaşkanınca atanır. Bu şekilde yapılan seçim ve atamalarda boş kadro olup olmadığına bakılmaz, seçilen ve atanan üye sayısı kadar Yargıtay ve Danıştay kadrolarına üye kadrosu ilave edilir.

D) Askerî Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesinden Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilmiş bulunan kişilerin herhangi bir sebeple görevleri sona erene kadar üyelikleri devam eder.

E) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve askerî mahkemeler kaldırılmıştır. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört ay içinde; Askerî Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin askerî hâkim sınıfından Başkan, Başsavcı, İkinci Başkan ve üyeleri ile diğer askerî hâkimler (yedek subaylar hariç) tercihleri ve müktesepleri dikkate alınarak;

a) Hâkimler ve Savcılar Kurulunca adli veya idari yargıda hâkim veya savcı olarak atanabilirler.

b) Aylık, ek gösterge, ödenek, yargı ödeneği, ek ödeme, malî, sosyal hak ve yardımlar ile diğer hakları yönünden emsali adli veya idari yargıya mensup hâkim ve savcılar, bunların dışındaki hak ve yükümlülükler yönünden ise bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki mevzuat hükümleri uygulanmaya devam edilmek suretiyle Millî Savunma Bakanlığınca mevcut sınıflarında, Bakanlık veya Genelkurmay Başkanlığının hukuk hizmetleri kadrolarına atanırlar. Bunlardan, emeklilik hakkını elde edenlerden yaş haddinden önce bu görevlerden kendi istekleriyle ayrılacaklara ödenecek tazminata ilişkin usul ve

esaslar kanunla düzenlenir. Kaldırılan askerî yargı mercilerinde görülmekte olan dosyalardan; kanun yolu incelemesi aşamasında olanlar ilgisine göre Yargıtay veya Danıştaya, diğer dosyalar ise ilgisine göre görevli ve yetkili adli veya idari yargı mercilerine dört ay içinde gönderilir.

F) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte bulunan kanun hükmünde kararnameler, tüzükler, Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan yönetmelikler ile diğer düzenleyici işlemler yürürlükten kaldırılmadıkça geçerliliğini sürdürür. Yürürlükte bulunan kanun hükmünde kararnameler hakkında 152’nci ve 153’üncü maddelerin uygulanmasına devam olunur.

G) Kanunlar ve diğer mevzuat ile Başbakanlık ve Bakanlar Kuruluna verilen yetkiler, ilgili mevzuatta değişiklik yapılıncaya kadar Cumhurbaşkanı tarafından kullanılır.

H) Anayasanın 67’nci maddesinin son fıkrası hükmü, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra birlikte yapılacak ilk milletvekili genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi bakımından uygulanmaz.”

MADDE 18: Bu Kanun ile Anayasanın;

a) 8, 15, 17, 19, 73, 82, 87, 88, 89, 91, 93, 96, 98, 99, 100, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113 üncü maddelerinde yapılan değişiklikler ile 114 üncü maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarının ilgaları yönünden, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124 ve 125’inci maddelerinde yapılan değişiklikler ile 127’nci maddenin son fıkrasına dair değişiklik; 131, 134, 137’nci maddelerinde yapılan değişiklikler ile 148’inci maddenin birinci fıkrasındaki değişiklik ile altıncı fıkrasındaki “Bakanlar Kurulu üyelerini” ibaresine dair değişiklik, 150, 151, 152, 153, 155 inci maddenin ikinci fıkrası,161, 162, 163, 164, 166 ncı ve 167 nci maddelerinde yapılan değişiklikler ile Geçici 21 inci maddenin (F) ve (G) fıkraları, birlikte yapılan Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda Cumhurbaşkanının göreve başladığı tarihte,

b) 75, 77, 101 ve 102 nci maddelerinde yapılan değişiklikler, birlikte yapılacak ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin takvimin başladığı tarihte,

c) Değiştirilen diğer hükümleri ile 101 inci maddesinin son fıkrasında yer alan “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir” ibaresinin ilgası bakımından yayımı tarihinde, yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde tümüyle oylanır.
 

Cenk

Galatasaray
Beta Programı
8 Eyl 2016
18,285
45,927
6,820
Zonguldak
Marka
Ford
@tesla Söylediğiniz şeyler zaten yapılıyor. Bunları yapmak için toprakları fiili işgale gerek yok.

ABD Irak'tan istediğini aldı, zaten alacaktı. Ama Irak gibi bir devletten bile istediğini almak için harcadıkları bütçeyle devlet kurulur. Türkiye'yi fiili işgal etmek ise o bütçeden daha fazlasını getirir. Onun farkında oldukları için zaten siyaset üzerinden ülkeyi elde tutmaya çalışıyorlar.

Rusya sıcak denizlere inmek istiyor, diğer güçler bunu istemiyor. İsrail Bop projesi için Türkiye dahil tüm ortadoğuya hakim olmaya çalışıyor. İngilitere ve Fransa sömürge devletlerini kaybetmek istemiyor, ABD'de keza Ortadoğu için yani yer altı kaynakları için planlarda. Yani her büyük devletin bu topraklara dair planları ayrı ve bunları direkt olarak kendi çıkarlarına aykırı düşmeyecek şekilde Türkiye'ye fiili işgal yapmaları mümkün değil.

Türkiye'nin maden kaynakları varlık fonuna devredildi. Yabancı işletmelere hesapsız devredilebilme hakkı doğdu. Uyuşturucu trafiği ABD'nin kurduğu pkk üzerinden zaten sağlanıyor. Silah ve sağlık tüccarları zaten Orta Doğu'daki savaşlardan oldukça fazla kazanıyor. Yani anlatmak istediğim, Türkiye'yi fiili işgal altına almadan zaten satın aldıkları siyasilerle istediklerini yapıyorlar. Hem savaş maliyetine girmiyorlar hem ceplerini dolduruyorlar. Ülkesini yönetebildiğin bir milletin topraklarını işgal eder misin ? Ne gerek var ?

Bu ülke üzerine yapılabilecek maksimum nokta; siyasete kendi adamlarını yerleştirirsin, masada kazanır ülkeyi istediğin gibi yönlendirirsin. Topraklarını bölmek istiyorsan da bunu masada yaparsın terör gruplarının desteğiyle. Dediğim gibi bunlar zaten oluyor, ileride de olmaya devam edecek. Bunlar olmaya devam etmesin diye tüm çabamız.
 

tesla

Profesör
3 Şub 2017
358
453
1,095
@tesla Söylediğiniz şeyler zaten yapılıyor. Bunları yapmak için toprakları fiili işgale gerek yok.

ABD Irak'tan istediğini aldı, zaten alacaktı. Ama Irak gibi bir devletten bile istediğini almak için harcadıkları bütçeyle devlet kurulur. Türkiye'yi fiili işgal etmek ise o bütçeden daha fazlasını getirir. Onun farkında oldukları için zaten siyaset üzerinden ülkeyi elde tutmaya çalışıyorlar.

Rusya sıcak denizlere inmek istiyor, diğer güçler bunu istemiyor. İsrail Bop projesi için Türkiye dahil tüm ortadoğuya hakim olmaya çalışıyor. İngilitere ve Fransa sömürge devletlerini kaybetmek istemiyor, ABD'de keza Ortadoğu için yani yer altı kaynakları için planlarda. Yani her büyük devletin bu topraklara dair planları ayrı ve bunları direkt olarak kendi çıkarlarına aykırı düşmeyecek şekilde Türkiye'ye fiili işgal yapmaları mümkün değil.

Türkiye'nin maden kaynakları varlık fonuna devredildi. Yabancı işletmelere hesapsız devredilebilme hakkı doğdu. Uyuşturucu trafiği ABD'nin kurduğu pkk üzerinden zaten sağlanıyor. Silah ve sağlık tüccarları zaten Orta Doğu'daki savaşlardan oldukça fazla kazanıyor. Yani anlatmak istediğim, Türkiye'yi fiili işgal altına almadan zaten satın aldıkları siyasilerle istediklerini yapıyorlar. Hem savaş maliyetine girmiyorlar hem ceplerini dolduruyorlar. Ülkesini yönetebildiğin bir milletin topraklarını işgal eder misin ? Ne gerek var ?

Bu ülke üzerine yapılabilecek maksimum nokta; siyasete kendi adamlarını yerleştirirsin, masada kazanır ülkeyi istediğin gibi yönlendirirsin. Topraklarını bölmek istiyorsan da bunu masada yaparsın terör gruplarının desteğiyle. Dediğim gibi bunlar zaten oluyor, ileride de olmaya devam edecek. Bunlar olmaya devam etmesin diye tüm çabamız.
yani söylediklerinizden çıkardığım, bu ülke bir daha düze çıkamaz dimi hocam varlık fonu masa başı paylaşmalar özelleştirmeler, madenler de satılmış. üretim yok. daha da iflah olmayız yani bunu mu anlamalıyım. benim gördüğüm tablo bu, artık geri dönüşü olmayan bir yola girdik.

ulan be ben counter la, cod'la büyümüş bir nesildim bana ülkemi küstürenler utansın. şimdi almanya, abd gibi bizi bu hale sokanlar ülkesine alırda vatandaşlık verir mi diye dua ediyorum ailem için. bunların harbi yatacak yeri yok, bir insanı düşürdükleri hale bak. doğduğum yeri terk edeceğim günü 4 gözle çekiyorum resmen bu çomarlar yüzünden. bare çocuğum kurtulsun diye. gitsem sıfırdan hayat kurmak kolay mı be bana bunu yaptıran ne kadar badem bıyıklı varsa allah belasını versin 1 gram hakkım varsa.

oh be az da olsa rahatladım
 

Cenk

Galatasaray
Beta Programı
8 Eyl 2016
18,285
45,927
6,820
Zonguldak
Marka
Ford
4. İktidar partisinin temel konsepti dine dayanmaktadır, bu konuda herkes hem fikir, ama iyi ama kötü, sizce bu ana fikir etrafında ilerlemek sizce doğru mudur?
Diğer maddeler az çok tahmin edilebilir ve direkt cevaplarla desteklenebilir ki zaten bunu bir çok arkadaşımız da yorumlayabilecektir. Ben özellikle bu maddeyi seçtim ki insanların parti ve siyasi liderler konusunda en fazla kandırıldığı nokta budur.

Çok fazla uzatmadan, direkt cevapları vereceğim. Devletin dini olmaz, din kişilere özgüdür ve kişiseldir. Devlet denilen olgu bir yapılanmadır ve bu yapılanmanın içinde yaşayan vatandaş olmaya hak kazanmış insanlar, hangi ırkı ve dinden olursa olsun bu devlet çatısı altında yaşamakta özgürdür. Osmanlı'yı Osmanlı yapan şey, her dinden insanı aynı çatı altında toplamayı başarmış olmasıdır. O sebeple kişilerin dini olur, devletlerin değil.

Siyasi liderler ve siyaset yapacak insanlar dini inançlarına göre seçilemez. Dini inançları ülkeyi yönetmeleri hususunda belirleyici kriter olamaz. Çünkü inanç ve iman Allah ile kul arasındadır, kul ile millet arasındaki ilişki ise adalete dayanır. Yüce Allah Kuran'ı Kerim'de der ki, 'Her işi ehline veriniz.' Yüce Allah her işi Müslümana veriniz demeyi de bilirdi fakat, her işi ehline veriniz ayetinden sonra sıkça da belirtir ki ' Dikkat edin, o aldatıcılar sizi Allah ile aldatmasınlar' ve yine bunu pekiştirici olarak der ki ' Bazıları da vardır ki sizden gibi gözükürler fakat siz onların içini bilmezsiniz, şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında sizin aleyhinize davranışta bulunurlar'

Yönetecek kesimin imanını ve inancını ölçemeyiz. İslam'ın en temel prensibi olan adalet üzerine kurulu bir imana sahip olup olmadığını ölçemeyiz. Dolayısıyla Allah'ın da belirttiği gibi dini duyguların sömürülüp kullanılması oldukça kolaydır. Malum siyasi liderin miting meydanında eline mübarek Kuran'ı alıp sallayarak insanlardan oy istemesi, bu kandırılmaya en güzel örnektir. Hakiki bir Müslüman o sahneye elinde Kuran ile çıkıp siyasete alet edemez. Allah'ın ona soracağı hesaptan korkar ve içi titrer. Fakat insanlar bu davranışı ve türevlerini dindarlıkla yorumluyor ki bu şeytanlığı dik alasıdır. Keza cemaatlerin de din kisvesi altında siyasi söz sahibi olmak için uğraştığını hem günümüzde hem tarihte çok defa gördük.

Özetle; her iş ehline verilir, toplum arasında adaleti ve düzeni sağlamaya yeteneği ve niyeti olan insanlara yönetme yetkisi verilir. Din ve inanç ise tamamen Allah ile kul arasındadır. O yüzden devleti yönetecek kadronun imanını sorgulamak hem bizim haddimize değil hem de yerinde bir karar değildir. Hak ile adaleti getirecek kim ise yönetme hakkı ona verilir.
 
Son düzenleme:
  • Beğeni
Tepkiler: alfhonso

Cenk

Galatasaray
Beta Programı
8 Eyl 2016
18,285
45,927
6,820
Zonguldak
Marka
Ford
yani söylediklerinizden çıkardığım, bu ülke bir daha düze çıkamaz dimi hocam varlık fonu masa başı paylaşmalar özelleştirmeler, madenler de satılmış. üretim yok. daha da iflah olmayız yani bunu mu anlamalıyım. benim gördüğüm tablo bu, artık geri dönüşü olmayan bir yola girdik.
Halk kendisine sahip çıkmayı başarabilirse, ayrılığı ve kutuplaşmayı değil birleşmeyi tercih ederse, gözünü açıp tekrar kenetlenirse ve bozulmuş ahlakını, kaybettiği insani duygularını tekrar geri kazanırsa ancak o zaman bir şeyler düzelmeye başlayabilir.
 

Denizyagmur012

Profesör
8 Eyl 2016
376
212
1,145
27
Tokat
Aslinda bu konunun açılması çok iyi olmadı. Kişisel fikirlerim zaten yorumlarda söylenmiş. Biz otopark.com olarak aileyiz. Bu konu bizi ortadan ikiye bölmesin tek ricam bu.
 
  • Beğeni
Tepkiler: alfhonso

RYAN7R

Özg
Panpa
7 Eyl 2016
4,159
1
8,086
4,820
28
Ankara
Marka
Yok
@Denizyagmur012 işte bunu anlamıyorum, fikirler farklı diye niye bölünüyoruz? Benim çevremde her siyasi görüşten arkadaşım var. Forumda da genel olarak var bu alışkanlık, herhangi bir konu olsun, fikir ayrılığı olduğu zaman karşı tarafla küsme huyu çok fazla var, eminim bunu hepimiz yaşıyoruzdur, neden bir konuda anlaşılmadığı zaman birbirine cevap verilmez? Bunun adı da kutuplaşmadır bana sorarsanız ve bunu toplum olarak aşmamız gerekiyor.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
AdBlock Tespit Edildi!

OTOPARK.COM Forum'u Adblock ile kullanmanız bizi üzdü

Değerli ziyaretçimiz/üyemiz, OTOPARK.COM Forum ücretsiz bir oluşum olup, maliyetlerin karşılanması için reklamların yayınlanması gerekmektedir. Lütfen Adblock'u OTOPARK.COM'dan hariç tutunuz.

Tamam, AdBlock'u devre dışı bıraktım