Evet düzlük dışında 2.vites 5.5 k devirde gittim hep bu da aracı çevikliğini korudu
-
Foruma kayıt olmak için tıklayın !
Warm Hatch | Alfa Romeo MiTo
- Konuyu başlatan stan
- Başlangıç tarihi
-
- Etiketler
- alfa romeo mito
Valla test ettik, 11k 12k gibi yanma bozukluğunu hissettiriyor. Riske atmamak adına maksimum 9binde falan değiştiriyoruz işte. Tabi bu yazılımlı araba, stocklar için ömrü çooooooooooooook daha uzun olur muhtemelen. Kaldı ki yağ değişimi de 10k kmyi geçmiyorhocam 7500de yağ değişmiyor çok erken değil mi yahu
Taktığımız bujiler de şunlar;
LPG yapısı gereği bujilerin ateşleme voltajını yükseltiyor. Doğal olarak bobinler, bujiler daha fazla strese maruz kalıyor.Belki ngk bizi kazıklıyor, belki yazılım etkisi, belki lpg etkisi, belki eskimiş bobin etkisi, belki de körfezde attığım 36 tur...
Olasılıklar çok fazla.
20.000 dayansın, şükür diyorum
Hele bir de bujilerin ömrü bitmiş ise bobinler de zorlanmaya başlıyor daha yüksek voltajı basabilmek için. Bizim halkımız da masraf etmeyi sevmez, o yüzden bobinlerim bozuldu diye gezen çokça lpg'li araç sahibi var. Düzenli ve doğru aralıklarla buji değişimi hem yakıt ekonomisi hem bakım maliyeti açısından daha iyi. Bujilerin içinde yer alan direnç özelliğini yitirmekte. O direnci ölçerek durumlarını anlayabilirsiniz. Bununla ilgili hazırladığım bi video vardı. Akşam evden atayım, işyerinde youtube yasak..
Evdeki diğer aracımda ngk/bosch tek tırnak tek tarafı iridyum ucuz yollu bujiler kullanıyorum. normalde gitmesi gereken değer 60-80bin km iken, lpg ile 30-35bin km'de yavaştan özelliklerini yitiriyorlar. Ben de 4ü 80-100tl olduğu için 35bin km'de bir değiştiriyorum, araç şu anda 155bin km'de ve 140bin km'sini lpg ile yaptı hala orijinal bobinleri var
Bu arada kendi lancerıma maalesef lpg taktırıyorum, umarım pist olayında sıkıntı yaratmazlar. sizin gibi yaparım artık
AFR ayarı da yapılacak akşamına umarım üzmez. Bir sonraki etkinlikte haber ederseniz gelirim pist olaylarına...
Son düzenleme:
LPG yapısı gereği bujilerin ateşleme voltajını yükseltiyor. Doğal olarak bobinler, bujiler daha fazla strese maruz kalıyor.
Hele bir de bujilerin ömrü bitmiş ise bobinler de zorlanmaya başlıyor daha yüksek voltajı basabilmek için. Bizim halkımız da masraf etmeyi sevmez, o yüzden bobinlerim bozuldu diye gezen çokça lpg'li araç sahibi var. Düzenli ve doğru aralıklarla buji değişimi hem yakıt ekonomisi hem bakım maliyeti açısından daha iyi. Bujilerin içinde yer alan direnç özelliğini yitirmekte. O direnci ölçerek durumlarını anlayabilirsiniz. Bununla ilgili hazırladığım bi video vardı. Akşam evden atayım, işyerinde youtube yasak..
Evdeki diğer aracımda ngk/bosch tek tırnak tek tarafı iridyum ucuz yollu bujiler kullanıyorum. normalde gitmesi gereken değer 60-80bin km iken, lpg ile 30-35bin km'de yavaştan özelliklerini yitiriyorlar. Ben de 4ü 80-100tl olduğu için 35bin km'de bir değiştiriyorum, araç şu anda 155bin km'de ve 140bin km'sini lpg ile yaptı hala orijinal bobinleri var
Bu arada kendi lancerıma maalesef lpg taktırıyorum, umarım pist olayında sıkıntı yaratmazlar. sizin gibi yaparım artık
Akşama Özdin abiye selam söyle
Lpg sadece ist parkta sorun, diğer hiç bir yerde değil.
Etkinliği özellikle buradan haber etmemiştim, son dakikada işin içine siyaset girdiği için.
Ama bir kaç haftaya inş arkadaşlarla piste çıkıcaz. Detaylar belli olunca buradan haber ederim.
Bu hafta yıllık izindeydim. Vaktimin ciddi bir kısmını arabayla uğraşarak geçirdim.
Uzun süredir aklımdaydı. Araç içinde, geçmişte benim yaptığım karbon kaplamaları yenileme vakti gelmişti. Bu sefer özellikle parlak karbon kullandım ve cam düğme takımlarını da söküp onları da kapladım.
Bir de, orta konsoldaki teyp çerçevesine farklı birşey yapmak istedim. Bunun için sprey boya falan aldım. Saatlerce zımpara yapıp, boya yaptım, hem de iki kez. İkisinde de sonuç rezalet oldu En sonunda işi uzmanına devretmek için, kendi boya ustama gittim. Benim neredeyse 1 günümü harcayıp sonuç alamadığım zımpara ve boya işini adam resmen 15 dakikada bitirdi. Piano black bence yakıştı.
Uzun süredir aklımdaydı. Araç içinde, geçmişte benim yaptığım karbon kaplamaları yenileme vakti gelmişti. Bu sefer özellikle parlak karbon kullandım ve cam düğme takımlarını da söküp onları da kapladım.
Bir de, orta konsoldaki teyp çerçevesine farklı birşey yapmak istedim. Bunun için sprey boya falan aldım. Saatlerce zımpara yapıp, boya yaptım, hem de iki kez. İkisinde de sonuç rezalet oldu
En sonunda işi uzmanına devretmek için, kendi boya ustama gittim. Benim neredeyse 1 günümü harcayıp sonuç alamadığım zımpara ve boya işini adam resmen 15 dakikada bitirdi. Piano black bence yakıştı.
Bir de tabi tatilimin esas olayı, pazartesi günü Körfez pistinde gerçekleşmiş olan Track Turk Track Day idi.
İzmir'den sabah saat 6'da 3 kişi Mito'ya binip yola koyulduk. Yol arkadaşlarımdan birisi Barış Abim, kendisi 10 yıldan uzun süredir pist işlerinin içinde ve Nurgburgring'i dahi görmüş oldukça deneyimli birisi. Diğer arkadaş ise, genç bir Alfa sahibi olan Batuhan idi.
Saat 10:30 - 16:30 aradında Körfez pistinde bolca gazladık.
O gün, biraz talihsizlik yaşayan arkadaşları gözümüzle görmemiz, biraz da videoda 2:23'te görüleceği üzere arabayı curb'un arkasındaki çukura düşürmemden dolayı, hayatımda ilk kez bir pist gününde başıma bir olay gelebileceğine dair içimi bir korku sardı. O sebeple attığım tur sayısını sınırlı tuttum, gerçi bu halimle bile 25-30 tur attım. Eğer bu korku hissiyatına kapılmasaydım, saat 4'ten sonra hava serinlemişken piste tek başıma çıkıp, biraz daha iyi bir zaman yapmam mümkündü.
Günün en iyi derecesi benim adıma 57.6 oldu. Onda da araçta 2 kişiydik (söylemesi ayıp, ikimiz tam 200 kg yapıyoruz).
Videoda, sağ koltuğumda @Ozgur Gunes var. Birlikte hem sohbet ettik, hem de gazladık. Özgür'ün arabayşa da o gün pistte turladık. Her ne kadar Özgür talihsizlik yaşasa da, 116 çok keyifli bir araba olduğu her halinden belli.
Şu çukura düşme işini hafta içinde ilk müsait vaktimde başansçıya gidip, lastiği söktürüp kontrol ettirdim. Çok şanlıyım ki, alt takımda hiç sorun yok. Fakat jant hafiften yamulmuştu. Ayrıca lastik de yüzeysel de olsa hafiften çizik vardı. Kolay bir işçilikle yamukluk konusunu hallettik, ama gerçekten o anda lastiğin yarılmaması benim için çok büyük bir şans oldu.
Video:
Bu da, o günden kalan bir hatıra:
İzmir'den sabah saat 6'da 3 kişi Mito'ya binip yola koyulduk. Yol arkadaşlarımdan birisi Barış Abim, kendisi 10 yıldan uzun süredir pist işlerinin içinde ve Nurgburgring'i dahi görmüş oldukça deneyimli birisi. Diğer arkadaş ise, genç bir Alfa sahibi olan Batuhan idi.
Saat 10:30 - 16:30 aradında Körfez pistinde bolca gazladık.
O gün, biraz talihsizlik yaşayan arkadaşları gözümüzle görmemiz, biraz da videoda 2:23'te görüleceği üzere arabayı curb'un arkasındaki çukura düşürmemden dolayı, hayatımda ilk kez bir pist gününde başıma bir olay gelebileceğine dair içimi bir korku sardı. O sebeple attığım tur sayısını sınırlı tuttum, gerçi bu halimle bile 25-30 tur attım. Eğer bu korku hissiyatına kapılmasaydım, saat 4'ten sonra hava serinlemişken piste tek başıma çıkıp, biraz daha iyi bir zaman yapmam mümkündü.
Günün en iyi derecesi benim adıma 57.6 oldu. Onda da araçta 2 kişiydik (söylemesi ayıp, ikimiz tam 200 kg yapıyoruz).
Videoda, sağ koltuğumda @Ozgur Gunes var. Birlikte hem sohbet ettik, hem de gazladık. Özgür'ün arabayşa da o gün pistte turladık. Her ne kadar Özgür talihsizlik yaşasa da, 116 çok keyifli bir araba olduğu her halinden belli.
Şu çukura düşme işini hafta içinde ilk müsait vaktimde başansçıya gidip, lastiği söktürüp kontrol ettirdim. Çok şanlıyım ki, alt takımda hiç sorun yok. Fakat jant hafiften yamulmuştu. Ayrıca lastik de yüzeysel de olsa hafiften çizik vardı. Kolay bir işçilikle yamukluk konusunu hallettik, ama gerçekten o anda lastiğin yarılmaması benim için çok büyük bir şans oldu.
Video:
Bu da, o günden kalan bir hatıra:
Son düzenleme:
Süre 1 saniye iyileşmişBir de tabi tatilimin esas olayı, pazartesi günü Körfez pistinde gerçekleşmiş olan Track Turk Track Day idi.
İzmir'den sabah saat 6'da 3 kişi Mito'ya binip yola koyulduk. Yol arkadaşlarımdan birisi Barış Abim, kendisi 10 yıldan uzun süredir pist işlerinin içinde ve Nurgburgring'i dahi görmüş oldukça deneyimli birisi. Diğer arkadaş ise, genç bir Alfa sahibi olan Batuhan idi.
Saat 10:30 - 16:30 aradında Körfez pistinde bolca gazladık.
O gün, biraz talihsizlik yaşayan arkadaşları gözümüzle görmemiz, biraz da videoda 2:23'te görüleceği üzere arabayı curb'un arkasındaki çukura düşürmemden dolayı, hayatımda ilk kez bir pist gününde başıma bir olay gelebileceğine dair içimi bir korku sardı. O sebeple attığım tur sayısını sınırlı tuttum, gerçi bu halimle bile 25-30 tur attım. Eğer bu korku hissiyatına kapılmasaydım, saat 4'ten sonra hava serinlemişken piste tek başıma çıkıp, biraz daha iyi bir zaman yapmam mümkündü.
Günün en iyi derecesi benim adıma 57.6 oldu. Onda da araçta 2 kişiydik (söylemesi ayıp, ikimiz tam 200 kg yapıyoruz).
Videoda, sağ koltuğumda @Ozgur Gunes var. Birlikte hem sohbet ettik, hem de gazladık. Özgür'ün arabayşa da o gün pistte turladık. Her ne kadar Özgür talihsizlik yaşasa da, 116 çok keyifli bir araba olduğu her halinden belli.
Şu çukura düşme işini hafta içinde ilk müsait vaktimde başansçıya gidip, lastiği söktürüp kontrol ettirdim. Çok şanlıyım ki, alt takımda hiç sorun yok. Fakat jant hafiften yamulmuştu. Ayrıca lastik de yüzeysel de olsa hafiften çizik vardı. Kolay bir işçilikle yamukluk konusunu hallettik, ama gerçekten o anda lastiğin yarılmaması benim için çok büyük bir şans oldu.
Video:
Bu da, o günden kalan bir hatıra:
Geçenki etkinlikte birlikte olduğumuz tur 58.7 mi ne dönmüştük Mito da ne sağlam araba çıktı gazla gazla dur 
Geçmiş olsun Rahmi hocam. Viraj içi tekerlek olduğu için ucuz atlatmışsın. Şu ilk virajla ve curb'leriyle bir türlü barıştıramadık seni yaBir de tabi tatilimin esas olayı, pazartesi günü Körfez pistinde gerçekleşmiş olan Track Turk Track Day idi.
İzmir'den sabah saat 6'da 3 kişi Mito'ya binip yola koyulduk. Yol arkadaşlarımdan birisi Barış Abim, kendisi 10 yıldan uzun süredir pist işlerinin içinde ve Nurgburgring'i dahi görmüş oldukça deneyimli birisi. Diğer arkadaş ise, genç bir Alfa sahibi olan Batuhan idi.
Saat 10:30 - 16:30 aradında Körfez pistinde bolca gazladık.
O gün, biraz talihsizlik yaşayan arkadaşları gözümüzle görmemiz, biraz da videoda 2:23'te görüleceği üzere arabayı curb'un arkasındaki çukura düşürmemden dolayı, hayatımda ilk kez bir pist gününde başıma bir olay gelebileceğine dair içimi bir korku sardı. O sebeple attığım tur sayısını sınırlı tuttum, gerçi bu halimle bile 25-30 tur attım. Eğer bu korku hissiyatına kapılmasaydım, saat 4'ten sonra hava serinlemişken piste tek başıma çıkıp, biraz daha iyi bir zaman yapmam mümkündü.
Günün en iyi derecesi benim adıma 57.6 oldu. Onda da araçta 2 kişiydik (söylemesi ayıp, ikimiz tam 200 kg yapıyoruz).
Videoda, sağ koltuğumda @Ozgur Gunes var. Birlikte hem sohbet ettik, hem de gazladık. Özgür'ün arabayşa da o gün pistte turladık. Her ne kadar Özgür talihsizlik yaşasa da, 116 çok keyifli bir araba olduğu her halinden belli.
Şu çukura düşme işini hafta içinde ilk müsait vaktimde başansçıya gidip, lastiği söktürüp kontrol ettirdim. Çok şanlıyım ki, alt takımda hiç sorun yok. Fakat jant hafiften yamulmuştu. Ayrıca lastik de yüzeysel de olsa hafiften çizik vardı. Kolay bir işçilikle yamukluk konusunu hallettik, ama gerçekten o anda lastiğin yarılmaması benim için çok büyük bir şans oldu.
Video:
Bu da, o günden kalan bir hatıra:
O kısmı tam oturtsan var ya, Körfez pisti bu fırfır virajlarıyla tam senin arabanın kalemi. Arabanın şu haliyle 0:55'e kadar yolu var. Bir sonrakine muhtemelen yaparsın.Bir de tabi tatilimin esas olayı, pazartesi günü Körfez pistinde gerçekleşmiş olan Track Turk Track Day idi.
İzmir'den sabah saat 6'da 3 kişi Mito'ya binip yola koyulduk. Yol arkadaşlarımdan birisi Barış Abim, kendisi 10 yıldan uzun süredir pist işlerinin içinde ve Nurgburgring'i dahi görmüş oldukça deneyimli birisi. Diğer arkadaş ise, genç bir Alfa sahibi olan Batuhan idi.
Saat 10:30 - 16:30 aradında Körfez pistinde bolca gazladık.
O gün, biraz talihsizlik yaşayan arkadaşları gözümüzle görmemiz, biraz da videoda 2:23'te görüleceği üzere arabayı curb'un arkasındaki çukura düşürmemden dolayı, hayatımda ilk kez bir pist gününde başıma bir olay gelebileceğine dair içimi bir korku sardı. O sebeple attığım tur sayısını sınırlı tuttum, gerçi bu halimle bile 25-30 tur attım. Eğer bu korku hissiyatına kapılmasaydım, saat 4'ten sonra hava serinlemişken piste tek başıma çıkıp, biraz daha iyi bir zaman yapmam mümkündü.
Günün en iyi derecesi benim adıma 57.6 oldu. Onda da araçta 2 kişiydik (söylemesi ayıp, ikimiz tam 200 kg yapıyoruz).
Videoda, sağ koltuğumda @Ozgur Gunes var. Birlikte hem sohbet ettik, hem de gazladık. Özgür'ün arabayşa da o gün pistte turladık. Her ne kadar Özgür talihsizlik yaşasa da, 116 çok keyifli bir araba olduğu her halinden belli.
Şu çukura düşme işini hafta içinde ilk müsait vaktimde başansçıya gidip, lastiği söktürüp kontrol ettirdim. Çok şanlıyım ki, alt takımda hiç sorun yok. Fakat jant hafiften yamulmuştu. Ayrıca lastik de yüzeysel de olsa hafiften çizik vardı. Kolay bir işçilikle yamukluk konusunu hallettik, ama gerçekten o anda lastiğin yarılmaması benim için çok büyük bir şans oldu.
Video:
Bu da, o günden kalan bir hatıra:
Hahaha, videoyu izledikçe sağa sola savrulmama gülüyorum, bence çizgin falan çok iyiydi abi, fren noktaların falan da iyiydi, daha iyi süre çıkardı tek başına çıksaydın. Bu süre bence en fazla 1 saniye daha iyileşir o da artık arabanın limiti olur. Yeni alacağım arabayla bir sonraki pist gününde görüşmek üzere
HeheheHahaha, videoyu izledikçe sağa sola savrulmama gülüyorum, bence çizgin falan çok iyiydi abi, fren noktaların falan da iyiydi, daha iyi süre çıkardı tek başına çıksaydın. Bu süre bence en fazla 1 saniye daha iyileşir o da artık arabanın limiti olur. Yeni alacağım arabayla bir sonraki pist gününde görüşmek üzere
Youtube daki yorumun efso Özgürcüğüm
Bence de hafiflik + benim teknik olarak iyikeşmemle 1 saniye daha gelebilir ama sonrası artık limit gibi.
Doğru diyorsun, viraj içi olması benim için büyük şans oldu aslında.Geçmiş olsun Rahmi hocam. Viraj içi tekerlek olduğu için ucuz atlatmışsın. Şu ilk virajla ve curb'leriyle bir türlü barıştıramadık seni ya
Bugn de izmirde piste çıktıkSüre 1 saniye iyileşmiş
Mşallah düyelim, ama mito gerçekten taş gibi gidiyor, nazar değmesin.
Rahmi hocam soru: Şimdi bu arkadaşın motoru uzun yolda benzinde dipgazla 1-2 saat zorlasan, herhangi bir aksama zarar gelir mi? Aracı stock olarak düşün.Bugn de izmirde piste çıktık
Mşallah düyelim, ama mito gerçekten taş gibi gidiyor, nazar değmesin.
Turbo, hortumları, silindirler, motor bloğu vs.vs.?
Bu 1.4T motorların ömrü ile ilgili soruyorum. Atıyorum, 500x'te alsam, öyle otoyolda dipgaz zorlamayla arıza yaşatır mı? Benim ihtiyar atmosferik en fazla yağ eksiltiyor öyle zorlamada.
Tjet motor kolay kolay sorun yaşatmaz. Ama önemli bir detay, Fiat grubunun 2 farklı 1.4t motoru var. Birisi bendeki tjet, diğeri de multiair. İkisi aynı bloğu kullanıyorlar, en temel farkları ise üst kapak ve valf sistemi.
Tjet valf sistemi olarak tek kamlı ve tamalen konvamsiyonel bir tasarım.
Multi air ise, yanlış bilmiyorsam egzoz valfi kısmındayfı, kam yok, tamamen elektronik aktatörlerle iş yapıyor. Multiair de bu valf sistemi bozulabiliyor ve tamiri genellikle olmuyor. Modülü yenilersen fiyat 5.000₺ oluyor. Ve fiat yeni araçlatında genellikle bu multiair motorları artık tercih ediyor, çünkü yakıt tüketimi açısından daha verimli bir motor. Ama arıza durumund derdi büyük. O sebeple 500x'teki motorun ne olduğundan öncelikle bir emin olmak lazım.
Bu video da bugünden.
Benden hep araç içi videolara alışıksınız ama bu sefer dışarıdan
Alfa Ege ekibi olarak bugün pistteydik. Katılımcıların çok büyük kısmı alfa idi.
Polocup'lar harici günün en iyi süresini minnak Mitom ile 35.617 olarak yaptım.
Alfa Ege ekibini instagramdam takip edin, bu ekip olarak üzmirde daha çok etkinlik yapacağız inş.
Benden hep araç içi videolara alışıksınız ama bu sefer dışarıdan
Alfa Ege ekibi olarak bugün pistteydik. Katılımcıların çok büyük kısmı alfa idi.
Polocup'lar harici günün en iyi süresini minnak Mitom ile 35.617 olarak yaptım.
Alfa Ege ekibini instagramdam takip edin, bu ekip olarak üzmirde daha çok etkinlik yapacağız inş.
Net iyi bilgi
Teşekkürler. 500x'te Multiair kullanılıyor. O zaman o motorla işim olmaz diyebilirim. =)Övgüler övgüler...Bu video da bugünden.
Benden hep araç içi videolara alışıksınız ama bu sefer dışarıdan
Alfa Ege ekibi olarak bugün pistteydik. Katılımcıların çok büyük kısmı alfa idi.
Polocup'lar harici günün en iyi süresini minnak Mitom ile 35.617 olarak yaptım.
Alfa Ege ekibini instagramdam takip edin, bu ekip olarak üzmirde daha çok etkinlik yapacağız inş.
Benzin TV Time trial'e katılan B18c swaplı civic'in kamerasına yakalanmışım (1:58'den itibaren)
Şöyle bir konumuza güncel çekelim. Uzun bir güncel olacak, benden uyarması!!!
Son zamanlarda arabada ufak bir problem vardı, biraz onunla uğraştım. Konuyu tam anlayıp, çözmeden de buraya yazmayayım dedim.
Olay, Temmuz ayının başlarında, bir gün sabahın köründe oldukça sakin şekilde 80'le falan giderken araba motor lambası yaktı. Hemen sağa çektim ve OBD'den kodu okudum. P0039 diyordu. Yani turbo by pass valve hatası.
Sebebi çok farklı şey olabilirdi. en ufak bir hortumdaki hasardan dolayı hava kaçağı, intercoolerda çatlak, turboda çatlak, wastegate arızası, wastegate'i kontrol eden valf'in arızası gibi gibi.
O gün için hatayı silip, arabayı ufaktan bir denedim. Herşey normal çalışıyordu. O sebeple hata tekrar çıkacak mı merakıyla, yoluma devam ettim.
1 hafta sonra yine aynı hatayı yaktı araba. Bu sefer bir dip gaz yaptığım bir sollama sonrası gazı bırakınca hatayı yakmıştı. Ben de yaklaşık 100TL'ye en büyük olası şüpheli olan wastegate'i kontrol eden valfi yeniledim.
Suçlu valfimiz:
Hatta o şekilde körfez'e falan gittim, yukarıda videosu olan 9 Temmuz günü. Körfeze gitmeden önce arabayı köpek gibi zorlamış olmama rağmen hiç arıza yakmamıştı. Ama körfez'de daha ilk turda aynı hatayı verdi. Ben de hatayı silip, ME110T tutning box'ı kapattım ve o şekilde turladım, hatayı bir daha vermedi. Hatta günün sonlarına doğru box'ı tekrar açmama rağmen hiç hata olmadı.
Aynı günün sonunda İzmir dönüşünde otobanda araba LPG'de iken belli devir aralıklarında tekleme de yaptı hafiften, tabi moraller o an bozuldu. Belki hatırlarsınız, bir önceki körfez ziyaretimin sonunda bujilerim bitmişti, daha doğrusu pist sonrası bujiler lpg ile tekleme yapmaya başlamıştı (ki pistte sadece benzinle kullanırım arabayı). O bujiler 20.000km'den fazla yapmıştı, o sebeple bitmiş olmasını dert etmemiştim. Ama 9 Temmuz'daki olayda bujiler daha baya bir yeniydi, taş çatlasın 8.000km falan yapmıştır, o sebeple moral bozdu biraz. Çünkü o an için suçluyu buji olarak düşündüm.
Ama sonrasında bir süreliğine tekleme işi ortadan kalktı, ben de bir şey yapmadım arabaya. Dedim heralde uzun yolda aldığımız LPG kalitesi kötüydü, belki de öyle düşünmek istedim. Bir süre (1 hafta falan) böyle devam ettim.
Paralelde, benim araba hala arada kafasına göre P0039 hatasını veriyordu. Bu konu beni içten içe rahatsız ettiğinden onu da araştırıyordum. Hatta bu sefer işin uzmanına danışmak için İzmir'de Alfa ustası olan bir arkadaşıma gittim.
Kaputu açınca tabi usta arkadaşımız ilk olarak Magneti Marelli ME110T tuning box'ı gördü ve yapıştırdı cevabı "ME110T bu hataya sebep olabiliyor ve bu fake hata oluyor. Sürüşte etkisi yoksa, çok da kafana takma" dedi. Bu cevaptan sonra da ben bu P0039 hatası her çıktığında OBD'den silip, yoluma devam ettim, bir nevi konuyu bilinç altımın derinliklerine attım.
Sonralarında arabanın hafiften tekleme işi tekrar baş gösterdi. Buji ve bobinler yeni olduğundan, artık sorun sebebi olarak LPG sistemine yöneldim. Çünkü o aralar benzinde pek kullanmasam da, denemelik benzine alınca sıkıntıyı görmüyordum, sorun hep LPG'de bana denk geliyordu. LPG garantimin geçerli olmasından dolayı da kafam rahat.
Bilgisayarı LPG ecu'suna bağlayıp, test sürüşlerine başladım ben. Arabayı zorlayınca, tekleme oluşuyor ve bu tekleme anında regülatör basıncı bariz düşüyordu. Tabi basınç düştüğünden mi tekleme oluyor, yoksa tekleme olduğundan mı basınç düşüyor, kimse net konuşamaz. Ama buradan LPG regülatörü olası bir şüpheli oldun. Kendi LPG'cime gidip, bir güzel regülatörü kendi ellerimle değiştirdim. Hatta regülatör değişimi sonrasında, işi şansa bırakmamak için aynı günün akşamına Özdin abile ile birlikte LPG için AFR ayarını baştan yaptık.
AFR ayarı yaparken araba canavar gibiydi. Ama ayar işi bitip, eve dönerken tombala yine denk geldi ve araba teklemeye başladı. Bu olaydan sonra, istemeyerek de olsa bu sefer bujilere el attım. Yaklaşık 190TL'ye NGK iridyum laser series bujimizi yeniledim (bu arada konuda verdiğim tüm parça fiyatları ana tedarikçinin karsız sattığı rakamlardır, piyasa satış fiyatı%10-%20 kar koyarlar)
Eski vs yeni bujilerimiz:
Bujileri yeniledikten 3 gün sonra, sabuncubeli üstünden izmir'e giderken, yeni açılan tünel tıkanıktı, ben de eski yokuşlu yola girdim. rampayı çıkmaya başladığım gibi araba teklemeye başladı. Ve bu sefer arıza lambası da yandı. Tabi benim kefiy iyicene kaçtı. Müsait ilk yerde OBD'yi bağlayıp hata koduna bakayım dedim. Tabi ben ateşleme bağlantılı bir hata beklerken, asıl şoku burada gördüm, P0039!!!
Yani turbo valf işi benim bu teklemelerin kök sebeblerinden biriymiş.
Aynı günün gecesi, Mito sahibi bir başka arkadaş ile birlikte otobanda bolca gazladık. Öncelikle onun Mito'da OBD'yi bağlayıp, görmemiz gereken basınç değerlerini okuduk. Sonra benim arabaya geçip aynı şekilde köpekler gibi gazladık. Benim arabada gazlar iken, iyicene zorladıktan sonra, benzinde veya lpg'de fark etmezsizin, continuous basınç vermesi gereken 3500 rpm civarı anlık basınç düşüşleri ve buna bağlı teklemeler olduğunu net şekilde gördük. Hatta ME110T tuning box'ı söküp, durumu tekrarladık, aynı şey yine oluyordu.
O hafta sonu, babamın dükkana gidip, arabayı inceden kurcalamaya başladım tekrar. Öncelikle Turbo ve manifold basınç sensörlerini söküp güzelce temizledim. Bu işlemden sonra deneme için öncelikle Çukurköy tepelerine çıktım, Şu CV films Cevat'ın devamlı çekim yaptığı yer yani. Orada hatta Cevat ve stock king Osman'a denk geldim, M3'ü çekiyorlardı. Bi selamlaştık, sonra yoluma devam ettim.
Bir de otobana çıktım aynı şekilde ve aynı basınç dalgalanması yine oluyordu.
Çukurköy tepelerinde teste çıkmışen, manzaralı araba fotosu olmazsa olmaz tabi:
Bu sefer dükkana geri dönüp, bizim diagnoz cihazınını (Bosch KTS 540) arabaya takıp, baya bir kurcaladım. O esnada, menülerin altında "wastegate valfi yenileme sonrası adaptasyon" gibi bir seçenek olduğunu gördüm. O adaptasyon işini de yaptık. Daha önce valfi değiştirirken, böyle bir adaptasyon gereksinimi olduğunu bilmiyorduk.
Bu şekilde test etmeden önce, babam özellikle LPG'yi komple kablo ve soketlerini söküp, o şekilde deneme yapma konusunda ısrarcı oldu. Araba benzinde dahi olsa, bir şekilde LPG enjektör zamanlarını kurcalayabilir (yani LPG ecu problemi olabilir) tezini ortaya sürüyordu. Gittim, LPG ustama ve adam bildiğiniz cart diye tüm LPG kablolarını kesti. Benzin enjektörü çalışması için bir kaç kabloyu geri bağladık ve yola tekrar çıktım.
Bu sefer %100 benzinli ve valf adaptasyonu yapılmış arabam, çeyrek depo benzin bitirmeme rağmen tertemiz çalıştı.
Aynı günün sonunda, LPG enjektörlerini geri bağlayıp, o şekilde bir kaç gün kullandım. Yaklaşık 3 gün sonra ise LPG'de aynı tekleme yine oldu. Bu sefer yine benzinde de denedim, benzin temiz, LPG sorunluydu. LPG ustama gidip, bu sefer de LPG enjektörlerini garantiden değiştirdim. Hatta Ustanın elinde Atiker AHCF enjektör yoktu, ben de elindeki Prins Technomax enjektörleri hacıladım.
Prins Technomax Enjektör:
Hikayenin sonuna gelirken, arabada aşağıdakilerin hepsini değiştirdim, kimisi gerekli kimisi gereksiz oldu:
Bir de su deposunda minik bir çatlak vardı ve ufaktan su kaçırıyordu. Başımıza büyük bir iş açmadan onu da hallettim dün akşam. Türk otomotiv yan sanayimiz sağolsun, 80TL'ye de o iş bitti.
Yenilenmiş su deposu ile kaput altı fotomuz:
Belki ben biraz pimpirikliyim, ondan konuyu uzatmış olabilirim. Ama, kendi arabanızı kendiniz tanımanız, işinizi önce kendiniz sahiplenmeniz, çözümü kendiniz bulmanız bence önemli bir şey arkadaşlar. Benim bu durumumda, iki farklı hata aynı anda ortaya çıktığından, işi sadece ustalara bırakmış olsaydım, tamirci LPG'ciye, LPG'ci tamirciye beni gönderip dururdu, çözüm de bulunmazdı, ben de arabadan soğurdum heralde.
Son zamanlarda arabada ufak bir problem vardı, biraz onunla uğraştım. Konuyu tam anlayıp, çözmeden de buraya yazmayayım dedim.
Olay, Temmuz ayının başlarında, bir gün sabahın köründe oldukça sakin şekilde 80'le falan giderken araba motor lambası yaktı. Hemen sağa çektim ve OBD'den kodu okudum. P0039 diyordu. Yani turbo by pass valve hatası.
Sebebi çok farklı şey olabilirdi. en ufak bir hortumdaki hasardan dolayı hava kaçağı, intercoolerda çatlak, turboda çatlak, wastegate arızası, wastegate'i kontrol eden valf'in arızası gibi gibi.
O gün için hatayı silip, arabayı ufaktan bir denedim. Herşey normal çalışıyordu. O sebeple hata tekrar çıkacak mı merakıyla, yoluma devam ettim.
1 hafta sonra yine aynı hatayı yaktı araba. Bu sefer bir dip gaz yaptığım bir sollama sonrası gazı bırakınca hatayı yakmıştı. Ben de yaklaşık 100TL'ye en büyük olası şüpheli olan wastegate'i kontrol eden valfi yeniledim.
Suçlu valfimiz:
Hatta o şekilde körfez'e falan gittim, yukarıda videosu olan 9 Temmuz günü. Körfeze gitmeden önce arabayı köpek gibi zorlamış olmama rağmen hiç arıza yakmamıştı. Ama körfez'de daha ilk turda aynı hatayı verdi. Ben de hatayı silip, ME110T tutning box'ı kapattım ve o şekilde turladım, hatayı bir daha vermedi. Hatta günün sonlarına doğru box'ı tekrar açmama rağmen hiç hata olmadı.
Aynı günün sonunda İzmir dönüşünde otobanda araba LPG'de iken belli devir aralıklarında tekleme de yaptı hafiften, tabi moraller o an bozuldu. Belki hatırlarsınız, bir önceki körfez ziyaretimin sonunda bujilerim bitmişti, daha doğrusu pist sonrası bujiler lpg ile tekleme yapmaya başlamıştı (ki pistte sadece benzinle kullanırım arabayı). O bujiler 20.000km'den fazla yapmıştı, o sebeple bitmiş olmasını dert etmemiştim. Ama 9 Temmuz'daki olayda bujiler daha baya bir yeniydi, taş çatlasın 8.000km falan yapmıştır, o sebeple moral bozdu biraz. Çünkü o an için suçluyu buji olarak düşündüm.
Ama sonrasında bir süreliğine tekleme işi ortadan kalktı, ben de bir şey yapmadım arabaya. Dedim heralde uzun yolda aldığımız LPG kalitesi kötüydü, belki de öyle düşünmek istedim. Bir süre (1 hafta falan) böyle devam ettim.
Paralelde, benim araba hala arada kafasına göre P0039 hatasını veriyordu. Bu konu beni içten içe rahatsız ettiğinden onu da araştırıyordum. Hatta bu sefer işin uzmanına danışmak için İzmir'de Alfa ustası olan bir arkadaşıma gittim.
Kaputu açınca tabi usta arkadaşımız ilk olarak Magneti Marelli ME110T tuning box'ı gördü ve yapıştırdı cevabı "ME110T bu hataya sebep olabiliyor ve bu fake hata oluyor. Sürüşte etkisi yoksa, çok da kafana takma" dedi. Bu cevaptan sonra da ben bu P0039 hatası her çıktığında OBD'den silip, yoluma devam ettim, bir nevi konuyu bilinç altımın derinliklerine attım.
Sonralarında arabanın hafiften tekleme işi tekrar baş gösterdi. Buji ve bobinler yeni olduğundan, artık sorun sebebi olarak LPG sistemine yöneldim. Çünkü o aralar benzinde pek kullanmasam da, denemelik benzine alınca sıkıntıyı görmüyordum, sorun hep LPG'de bana denk geliyordu. LPG garantimin geçerli olmasından dolayı da kafam rahat.
Bilgisayarı LPG ecu'suna bağlayıp, test sürüşlerine başladım ben. Arabayı zorlayınca, tekleme oluşuyor ve bu tekleme anında regülatör basıncı bariz düşüyordu. Tabi basınç düştüğünden mi tekleme oluyor, yoksa tekleme olduğundan mı basınç düşüyor, kimse net konuşamaz. Ama buradan LPG regülatörü olası bir şüpheli oldun. Kendi LPG'cime gidip, bir güzel regülatörü kendi ellerimle değiştirdim. Hatta regülatör değişimi sonrasında, işi şansa bırakmamak için aynı günün akşamına Özdin abile ile birlikte LPG için AFR ayarını baştan yaptık.
AFR ayarı yaparken araba canavar gibiydi. Ama ayar işi bitip, eve dönerken tombala yine denk geldi ve araba teklemeye başladı. Bu olaydan sonra, istemeyerek de olsa bu sefer bujilere el attım. Yaklaşık 190TL'ye NGK iridyum laser series bujimizi yeniledim (bu arada konuda verdiğim tüm parça fiyatları ana tedarikçinin karsız sattığı rakamlardır, piyasa satış fiyatı%10-%20 kar koyarlar)
Eski vs yeni bujilerimiz:
Bujileri yeniledikten 3 gün sonra, sabuncubeli üstünden izmir'e giderken, yeni açılan tünel tıkanıktı, ben de eski yokuşlu yola girdim. rampayı çıkmaya başladığım gibi araba teklemeye başladı. Ve bu sefer arıza lambası da yandı. Tabi benim kefiy iyicene kaçtı. Müsait ilk yerde OBD'yi bağlayıp hata koduna bakayım dedim. Tabi ben ateşleme bağlantılı bir hata beklerken, asıl şoku burada gördüm, P0039!!!
Yani turbo valf işi benim bu teklemelerin kök sebeblerinden biriymiş.
Aynı günün gecesi, Mito sahibi bir başka arkadaş ile birlikte otobanda bolca gazladık. Öncelikle onun Mito'da OBD'yi bağlayıp, görmemiz gereken basınç değerlerini okuduk. Sonra benim arabaya geçip aynı şekilde köpekler gibi gazladık. Benim arabada gazlar iken, iyicene zorladıktan sonra, benzinde veya lpg'de fark etmezsizin, continuous basınç vermesi gereken 3500 rpm civarı anlık basınç düşüşleri ve buna bağlı teklemeler olduğunu net şekilde gördük. Hatta ME110T tuning box'ı söküp, durumu tekrarladık, aynı şey yine oluyordu.
O hafta sonu, babamın dükkana gidip, arabayı inceden kurcalamaya başladım tekrar. Öncelikle Turbo ve manifold basınç sensörlerini söküp güzelce temizledim. Bu işlemden sonra deneme için öncelikle Çukurköy tepelerine çıktım, Şu CV films Cevat'ın devamlı çekim yaptığı yer yani. Orada hatta Cevat ve stock king Osman'a denk geldim, M3'ü çekiyorlardı. Bi selamlaştık, sonra yoluma devam ettim.
Bir de otobana çıktım aynı şekilde ve aynı basınç dalgalanması yine oluyordu.
Çukurköy tepelerinde teste çıkmışen, manzaralı araba fotosu olmazsa olmaz tabi:
Bu sefer dükkana geri dönüp, bizim diagnoz cihazınını (Bosch KTS 540) arabaya takıp, baya bir kurcaladım. O esnada, menülerin altında "wastegate valfi yenileme sonrası adaptasyon" gibi bir seçenek olduğunu gördüm. O adaptasyon işini de yaptık. Daha önce valfi değiştirirken, böyle bir adaptasyon gereksinimi olduğunu bilmiyorduk.
Bu şekilde test etmeden önce, babam özellikle LPG'yi komple kablo ve soketlerini söküp, o şekilde deneme yapma konusunda ısrarcı oldu. Araba benzinde dahi olsa, bir şekilde LPG enjektör zamanlarını kurcalayabilir (yani LPG ecu problemi olabilir) tezini ortaya sürüyordu. Gittim, LPG ustama ve adam bildiğiniz cart diye tüm LPG kablolarını kesti. Benzin enjektörü çalışması için bir kaç kabloyu geri bağladık ve yola tekrar çıktım.
Bu sefer %100 benzinli ve valf adaptasyonu yapılmış arabam, çeyrek depo benzin bitirmeme rağmen tertemiz çalıştı.
Aynı günün sonunda, LPG enjektörlerini geri bağlayıp, o şekilde bir kaç gün kullandım. Yaklaşık 3 gün sonra ise LPG'de aynı tekleme yine oldu. Bu sefer yine benzinde de denedim, benzin temiz, LPG sorunluydu. LPG ustama gidip, bu sefer de LPG enjektörlerini garantiden değiştirdim. Hatta Ustanın elinde Atiker AHCF enjektör yoktu, ben de elindeki Prins Technomax enjektörleri hacıladım.
Prins Technomax Enjektör:
Hikayenin sonuna gelirken, arabada aşağıdakilerin hepsini değiştirdim, kimisi gerekli kimisi gereksiz oldu:
- LPG Regülatörü => yüksek ihtimalle gereksiz değişiklik oldu
- LPG Enjektörü => gerekli bir değişiklikti
- Bujiler => %99 sağlamdı bujiler, gereksiz değişti. ama bujilerimi saklıyorum, zamanı gelince elimde yedek var kafasındayım
- Wastegate Valfi => Kesinlikle gerekliydi, hatta adaptasyon konusu çok krtitimiş, beni uzun süre sürüncemede bırakan olay da bu olmuş zaten
Bir de su deposunda minik bir çatlak vardı ve ufaktan su kaçırıyordu. Başımıza büyük bir iş açmadan onu da hallettim dün akşam. Türk otomotiv yan sanayimiz sağolsun, 80TL'ye de o iş bitti.
Yenilenmiş su deposu ile kaput altı fotomuz:
Belki ben biraz pimpirikliyim, ondan konuyu uzatmış olabilirim. Ama, kendi arabanızı kendiniz tanımanız, işinizi önce kendiniz sahiplenmeniz, çözümü kendiniz bulmanız bence önemli bir şey arkadaşlar. Benim bu durumumda, iki farklı hata aynı anda ortaya çıktığından, işi sadece ustalara bırakmış olsaydım, tamirci LPG'ciye, LPG'ci tamirciye beni gönderip dururdu, çözüm de bulunmazdı, ben de arabadan soğurdum heralde.
Son düzenleme:
Valla biraz zordu. ama bu tür şeyler illa ki olacak, sonuçta 8 yaşında ve 115.000KM'deki bir arabadan bahsediyoruz.